Pencereden süzülen güne?in alt?n sar?s? ???klar? do?rudan kraliçe Hekabe’nin yüzüne vuruyordu. Sabah güne?i hiç bu kadar rahats?z edici olmam??t?. Huzursuz bir ifadeyle gözlerini açt?, yata??nda do?ruldu. Gördü?ü rüyan?n etkisiyle bir süre bekledi. Sonra Priamos’a rüyas?n? anlatmaya karar verdi.
"Korkunç bir ?ekilde karn?mdan etrafa ate?ler saç?l?yordu, dumanlar içindeydim...’’ dedi. Din adamlar?na ve kahinlere ko?ulsuz itibar eden Troya kral?, bu rüyay? yorumlamalar?n? istedi. Aralar?ndan biri, "Kral?m, kraliçemiz hamile... Fakat do?acak çocuk Troya’ya y?k?m getirecek’’ dedi. Ba??n? öne e?erek. Priamos ne diyece?ini bilemedi. Pencereye yöneldi, y?llarca u?ra??p kurdu?u medeniyetin bir gün yok olabilece?ine inanmak istemedi. Ülkesinin bekas? için ac? bir karar vermek zorunda kalacakt?.
Art?k kraliçenin do?um zaman? gelmi?ti. Priamos endi?eliydi. Tanr?lara çok ba?l?yd?. Bu yüzden kahinlerin dediklerini görmezden gelemezdi. Çocu?un ?da Da??'nda bir yere b?rak?lmas?n? istedi. Ac?s?n? kalbine gömerek, ülkesinin selameti için gereken emri verdi. Ele avuca geldikten sonra emir yerine getirilerek, Troya’dan al?nd?, ?da Da??'na götürüldü.
Efsaneye göre sürüsünü otlatan bir çoban, çocu?un bir ay? taraf?ndan emzirildi?ini gördü. Bunda bir hikmet vard?r inanc?yla, onu yan?na al?p büyütmeye karar verdi. Büyük sevap i?leyecekti.
Aradan y?llar geçmi?, çocuk büyüyüp delikanl? ça??na gelmi?ti. Ad? Paris idi.
Troya’da ise i?ler yolundayd?. Büyük o?ul Hektor ordunun ba??na geçmi?ti. Güçlü bir orduya sahip olan kent, zengin bir ticaret ve kültür merkezi durumundayd?. Kraliçenin hamileli?i, do?acak çocuk, kehanetler... Bunlar?n hepsi geride kalm??a benziyordu. Atlad?klar? nokta ise kader tanr?ças? üç k?z karde?in tamamen i?lerinin ba??nda oldu?u kat? gerçe?i idi.
?nsan?n ömrünün ipli?ini Klotho dokurken, k?z karde?i Lakhesis, bu ömrün yani dokunan ipli?in uzunlu?unu belirliyordu. Atropos ise bu ipli?i yani ömrü, zaman? gelince keser atard?. Buna tanr?lar bile kar?? koyamazd?.
Troya’da bunlar olurken Olimpos’ta dü?ün haz?rl?klar? vard?. Neredeyse tanr?lar?n hepsi toplanm??t?. Yenilmesi zor kahraman Peleus'un dü?ün töreni için tüm haz?rl?klar tamamd?. Tanr?lara lay?k ambrosia yenecek, yan?nda nektar içilecekti. Teselya’da bulunan Phthia kentinin kral? Peleus, bir tanr?ça olan Thethis ile evleniyordu. Babas? gibi kahramanl??? ile ün salacak olan A?il, Thethis’ten do?acakt?. Güzel tanr?ça ve Peleus'un dü?ününde hiç bir sorun ç?kmas?n dü?üncesiyle tanr?lardan biri özellikle davet edilmemi?ti. ?htilaf tanr?ças? Eris...
Görkemli törenden haberi oldu?unda k?zg?nl???ndan çalg?na döndü. Üzerinde ‘en güzeli için’ yaz?l? bir alt?n elma haz?rlayarak, Athena,Hera ve Afrodit'in bulundu?u alana do?ru att?. Hiçbir isim yaz?l? de?ildi elmada.
Öyle bir kar???kl??a neden oldu ki, neredeyse birbirine gireceklerdi. Çeki?tirilen alt?n elman?n kime gidece?ine Zeus karar versin diye ona dan??maya karar verdiler.
Uyan?k Zeus üç tanr?ça aras?ndaki topa girmek istemedi. Onlara ölümlü Troyal? Paris’in verece?i karara uymalar?n? tavsiye etti. ?da Da??'na gidildi.
Göknar a?açlar?n?n gölgesinde toplan?ld?. Hera dünyan?n krall???n?, Athena sava?ta yenilmezli?i ve nihayet Afrodit en güzel kad?n?n a?k?n? vaat ederek seçimini yapmas?n? istediler.
Troyal? Paris alt?n elmay? Afrodite uzatt?. Rü?vetle kazan?lan güzellik ünvan? ile 10 y?l sürecek olan Troya sava??n?n dü?mesine bas?lm??t?. Afroditin güzel kad?n? Helena idi. Sparta kral? Menelaos'un kar?s? ...Böylece üç kader tanr?ças?n?n kurgusu t?k?r t?k?r i?liyordu. Paris Helena’y? Troya’ya kaç?rd???nda sava??n fitili de ate?lenmi?ti.
Binlerce asker ve sava? gemisinden olu?an Yunan ordusu harekete geçti. Menalaos onurunu kurtarman?n, abisi Miken kral? Agamemnon ise eline geçen muhte?em f?rsat? kullanarak kenti ele geçirmenin derdine dü?mü?tü. Zavall? Menalaus herkesin Helena için geldi?ini san?yordu. Ama birilerinin ba?ka hesaplar? vard?.
Sava? gemilerinden ilki Troya sahiline ula?t???nda, A?il ve korkusuz m?rmidonlar sald?r?ya geçmekte tereddüt etmedi. ?lk gün için küçük ama parlak bir zafer kazanan A?il'in cesareti herkesin dilindeydi. Troya’n?n koruyucu tanr?s? Apollon'a adanan tap?nak ya?maland?, herkes pay?na dü?eni ald?. Agamemnon A?il'in ganimetlerine göz koydu?unda i?ler kar??t?. Askerleriyle birlikte sava?may? b?rakan A?il'in yoklu?u Yunan ordusuna zarar vermeye ba?lam??t?.
Kuzeni Patroklos bir gün onun sava? z?rh?n? giyip askerlerin ba??na geçti?inde ise i?ler dramatik bir hal almaya ba?l?yordu. Yunan ordusu A?il sand??? Patroklos'u görünce cesaretle sald?r?ya geçti. Hektor onu görür görmez hedef seçti.
Herkes büyük kap??may? izliyordu. Beklenmedik bir hamle ile rakibinin bo?az?n? kesen Hektor gibi herkes ?a?k?nd?. Sonra gerçek anla??ld?.
Öldürülen A?il'in küçük ve sevgili kuzeni Patroklos idi. A?il deliye döndü, silahlar?n? ku?an?p Troya surlar?n?n önüne giderek, var gücüyle ‘ Hektor’ ba??rd?. Düelloyu kaybeden Hektor oldu. Cesedi araban?n arkas?na ba?lad?, sürükleyerek ortadan kayboldu.
Sava??n sonraki zamanlar?nda sonucu de?i?tirecek hamleler gelmedi.
Homeros’a göre 10 y?l süren sava??n sonunda güçlü kent surlar?n? ve dünyan?n en iyi okçular?n? a?amayacaklar?n? anlayan Yunanlar, bir hile ile Troya’n?n sonunu getirirler. Bir zamanlar gölgesinde tanr?çalar?n topland???, dünyan?n ilk güzellik yar??mas?na tan?kl?k eden Göknar a?açlar?, ?imdi dünyan?n en büyük sava? hilesine malzeme olacakt?. Tahta at Yunanlar'a zaferi getirecekti. Kurnaz Odiseus, tahta at? yapmakla do?rudan kentin kalbine girecekti. Plana göre Yunan ordusu çekilmi? gibi bir koya gizlenecekti. Tahta at tanr?lar için bir hediye olarak b?rak?lacakt?. Troyal?lar tahta at? Zafer sembolü olarak içeri almaya karar verdi?inde her ?ey normal görünüyordu. Ancak korkunç hata daha sonra anla??lacakt?. At?n içine saklanm?? askerler gece oldu?unda d??ar? ç?karak nöbetçileri öldürecek, y?k?m için ordunun geri kalan? içeri al?nacakt?. Plan kusursuz bir ?ekilde i?ledi. ?ehir tamamen yak?larak ya?maland?. Ç??l?klar yükseliyordu gökyüzüne. Kaç?p can?n? kurtaranlar ?ansl?yd?. Geriye kalanlar ac?mas?zca öldürülüyordu. Kenti yerle bir ederek, nice yi?itlerin cans?z bedenlerini geride b?rakarak çekip gittiler.
Troyan?n merhametli ve korkusuz komutan? Hektor’u hayattan koparan sava? art?k bitmi?ti. A?il’in Hektor’u, Paris’in abisinin katili A?il’i öldürdü?ü, muhte?em Troya medeniyeti emperyalist sald?r? ile yerle bir olmu?tu. Paris’in do?um kehaneti gerçe?e dönmü?tü. Bir rüya ile ba?layan kurgu, kentin yak?l?p y?k?lmas? ile son buluyordu.
Homeros’un yakla??k M.Ö 800’lerde ortaya koydu?u ?lyada’da anlat?lan sava??n a?k u?runa yap?lmad??? aç?k. Fakat ta??d??? sembolik anlam ve mesajlar üzerinden bak?ld???nda tarihte ya?anan bir çok sava?, menfaat çat??mas?n?n röntgen filmine bakmak gibi geliyor bana. Geçen bunca zamana ra?men emperyalizmin amac? hiç de?i?medi. Yeni metotlarla, bahanelerle menfaatleri için ac?, gözya?? ve y?k?m b?rakarak talana devam etti, edecek...
T?pk? bundan 104 y?l önce Çanakkale’de yapmaya çal??t?klar? gibi. Ancak art?k, vatansever, merhametli, cesur, iyi yürekli diye tan?mlanan Troyal? Hektor’un b?rakt??? de?erlere ba?ka kahramanlar sahip ç?k?yor.
Troya sava??n?n ya?and??? kentin kal?nt?lar? aras?nda gezerken, Çanakkale’de verilen destans? ?ava?? hat?rlamadan edemiyorum. Emperyalist güçlerin ac?mas?zca sald?r?s?na direnen bütün kahraman ?ehitlerimizi rahmetle an?yorum.
Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkada?lar?na selam olsun...