Ayasofya ve siyaset!
Ayasofya, Yunanca ‘agia’ (kutsal )ve ‘sofia’ (bilgelik) sözcüklerinin birle?mesinden meydana gelir. Kutsal bilgelik demektir. Hristiyan Ortadoks inan???na göre tanr?n?n üç s?fat?ndan biridir. Son günlerin popüler tart??ma konusu olan Ayasofya’n?n ismi buradan gelir.
Bu an?tsal yap? ilk yap?ld??? zamandan beri önemli olaylara tan?k oldu. Dini ve siyasi tart??malar?n oda??nda yer ald?. Bizans imparatorlar?n?n taç giyme törenlerine mekan olmas? ile siyasetin merkezindeydi.
Din-politika ili?kilerinde ba? roldeydi. ??te böyle bir eserden bahsediyoruz. Bugünkü Ayasofya’n?n bulundu?u yerde hristiyanl?k öncesinde, pagan dönemine ait bir tap?nak oldu?u söylenir.
??te bu kutsal alanda ilk kez bir kilisenin yap?m?na I. Konstantin zaman?nda, 337 y?l?nda ba?lan?r. Uzun süren in?aat? ancak o?lu II. Konstantin döneminde 360 y?l?nda tamamlanarak ibadete aç?l?r.
Megale ekklesia ( büyük kilise) ad?yla an?lan bu yap?dan hiçbir iz yoktur. Çünkü, 404 y?l?nda Konstantinapolis Patri?i ?oannis Hrisostomos ve ?mparator Arcadius’un e?i ?mparatoriçe Aelia Eudoksia aras?nda süregelen çat??madan dolay? patri?in sürgüne gönderilmesi bir isyan?n fitilini ate?ler, ç?kan olaylar s?ras?nda ah?ap çat?l? kilise tamamen tahrip olur.
Dini ve siyasi fikir ayr?l?klar?n?n neden oldu?u bir isyanla, ilk kilise tarih sahnesinden böylece silinmi? olur. Ayn? alanda ikinci kilisenin yap?m?na ba?land???nda tahtta II. Theodosius vard?. 415 y?l?nda ilkine göre daha büyük ve görkemli olan Ayasofya kilisesi tamamlanarak ibadete aç?l?r.
Mimar Rufinus taraf?ndan ilk kiliseye yak?n bir mimari çizgide in?aa edilmi?tir. Bazilika planl?d?r. Ne yaz?k ki ikinci kilise de bir ayaklanma sonucu yak?l?p y?k?l?r. 532’deki bu isyan, kentin o güne kadar gördü?ü en büyük ayaklanma olan Nika (kazanan sen ol) isyan?d?r.
Öyle ki neredeyse ?mparator Justinianus ?ehirden kaçmak zorunda kal?yordu. E?i Theodora’n?n cesareti ve deste?iyle, isyanc?lar eleba?lar? ile birlikte hipodromda idam edildi. Otuz bin ki?inin öldürüldü?ü söylenir. Bu s?rada Ayasofya dahil birçok yap? yerle bir olur.
Nika ayaklanmas?n?n ard?ndan ?mparator Justinianus bugünkü Ayasofya’n?n in?aas?n?n ba?lamas?n? emreder. Tarihin en görkemli katedralini in?aa etmek isteyen ?mparator, hiçbir masraftan kaç?nmad?. Dönemin iki önemli ismi olan Miletli fizikçi ?sodorus ve Trallesli Matematikçi Anthemius yap?n?n mimarlar? olarak tayin edilir.
Fakat Anthemius bir y?l sonra öldü?ü için in?aat? ?sodorus bitirir.
Süleyman mabedinin Ayasofya’n?n mimarisine ilham kayna?? oldu?u söylenir. On bin i?çinin çal??t??? proje , be? y?l gibi k?sa bir sürede tamamlan?r. Justinianus dönemin en büyük mabedini in?aa etmeyi ba?arm??t?r. Görkemli aç?l??? s?ras?nda halka seslenen Justinianus, "Ey Süleyman seni geçtim!” diyerek, o zamana kadarki en büyük tap?nak olarak kabul edilen, Büyük Süleyman mabedine at?fta bulunur.
Yap?m?nda kullan?lan her malzeme özenle seçilmi?, imparatorluk s?n?rlar?n?n farkl? bölgelerinden getirilerek kullan?lm??t?r. M?s?r, Yunanistan, Lübnan, Efes gibi bölgelerden getirilen pagan döneme ait yap? parçalar? adeta hristiyanl???n Paganizme zaferinin simgeleri olarak Ayasofya’da yerlerini al?yordu.
Kubbesi uzunca bir dönem dünyan?n en büyü?üydü. Böylece 23 Aral?k 532'de ba?layan yap?m çal??mas? 27 Aral?k 537’de tamamlanarak Ayasofya ibadete aç?ld?. Çe?itli dönemlerdeki depremlerle zarar gören yap?, birçok kez restorasyon ve tamir gördü. 1204-1261 y?llar? aras?nda latinler taraf?ndan istila edilen kentte, Ayasofya Roma Katolik kilisesine ba?land?. 916 y?l boyunca hristiyanl??a hizmet eden Ayasofya, 1453’te Fatih’in ?stanbul’u fethiyle camiye çevrilir.
Fatih gibi bir padi?ahtan beklendi?i gibi , tarihi ve dini hassasiyetler gözetilerek yaln?zca dini motiflerin üzeri ince bir s?va ile kapat?ld?. Bu sayede duvarlardaki mozaiklere do?al bir koruma kalkan? sa?lanm?? oldu. Bu nedenle bugün Ayasofya’n?n muhte?em mozaiklerini bu kadar güzel halleriyle görebiliyoruz. Fatih devrinde bir, II. Beyaz?t döneminde bir, II.Selim zaman?nda iki olmak üzere toplam dört minare eklenerek , dört minareli bir camiye dönü?türülmü?tür.
Tam 481 y?l cami olarak müslümanlara hizmet vermi?tir. Mimar Sinan’?n ba?ar?l? depreme kar?? güçlendirme çal??malar?n?n katk?s? yads?namaz. Bu sayede Ayasofya günümüze kadar zarar görmeden ula?m??t?r. Cumhuriyetle birlikte Bakanlar kurulunun 24 Kas?m 1934 tarih ve 7/1589 say?l? karar?yla müzeye çevrilmi?tir.
1 ?ubat 1935’te ziyarete aç?lan müzeyi Atatürk 6 ?ubat 1935 tarihinde ziyaret etmi?tir. Sahte imza tart??malar?yla konuyu ba?ka bir tarafa çekmenin kimseye faydas? olmaz.
Böylesi önemli bir karar?n Atatürk’ten habersiz al?nmas? mümkün de?ildir. Belli ki hem içerde hem d??arda birçok tart??man?n önüne geçilmesi amaçlanm??t?r.
Kritik bir hamle ile süregelen birçok anla?mazl???n sembolik de olsa bar??la neticelendirilmesi hedeflenmi?tir. Bu arada Türkiye’nin en çok ziyaret edilen müzesidir.
Tekrar camiye dönü?türülme konusu elbette iktidar?n tasarrufundad?r. Türkiye cumhuriyetinin mülkü olan bir eserle ilgili al?nacak karar, tabii ki ba?ka ülke veya odaklar?n telkin ve tehditleriyle verilemez. Ancak, hristiyanl?k öncesi pagan tanr?lar?n izlerini de bar?nd?ran, tüm dünyan?n oda??nda yer alan böylesi bir evrensel eserin müze olarak kalmas? bana daha do?ru bir tercih gibi geliyor.
Di?er taraftan belirli dönemlerde siyasi bir aparat olarak kullan?lmas?n?n önüne geçilmesi için bir yol bulunmas? gerekiyor.