GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Haldun Yerlikaya
YAZARLAR
19 Ekim 2019 Cumartesi

SOSYAL MEDYA DİLENCİLERİ

Hepimiz zaman zaman denk gelmişizdir; 

-Oğlum hasta

-Kızım Hasta

-Eşim Hasta

-Şu engelliye yardım eden yok mu?

-Sizde hiç insan sevgisi yok mu?

-Bunca sokak kedisine tek başıma bakıyorum

-Köpeklere mama alacak para bulamıyorum

-Nasıl insanlarsınız bir kuruş bile toplayamadık!

Öyle ki,eğer yazılanı görüp yardım etmemeyi bırakın,paylaşmasanız dahi fırça yiyebiliyorsunuz.

Önceki gün yine yardım çağrısı yapan bir videoya denk geldim. Videoda iki küçük kız yan yana oturmuşlar,daha küçük olanı işitme engelli ablasının ameliyatı için yardımı talep ediyor. Aslında buraya kadar her şey normal,zor durumda kalmış bir vatandaşımızın yardım amacı ile sosyal medya dahil bir çok kanalı zorlaması gayet doğal. Fakat işin asıl garip tarafı videoyu biraz daha dikkatle izleyip dinlediğimde ortaya çıkıverdi. Videoyu çeken kişi konuşan çocuğa sufleler veriyor! Videonun sonunda ''Sessiz kalmayın'' demesi gerektiğini çocuğa fısıldıyor ve bu rahatlıkla duyuluyor.

Ben bir yardımsever olarak bu tarz mizansenlere maruz kalmak istemiyorum çünkü içimdeki yardım isteğimi köreltiyor. Acaba gerçekten yardıma ihtiyacı olanlara zarar verir miyim diye düşünerek şu konuları yazıp yazmamak arasında aylardır gidip geliyorum.Fakat öyle çoklar ki, uzun zamandır araştırmalar yapıp bilgi, ihbar ve istihbarat topladığım bu konuyu artık dillendirmek gerekliliği inancı bende bütünüyle oluştu.

Normal şartlarda bir vatandaşın para talep etmesi ve toplayabilmesi için valilik izni şartı var. Dernekler ise ömürleri bir yılı doldurmuş ise ve bu süre içerisinde herhagi bir sorun teşkil edecek durumları yoksa makbuz karşılığı yardım talebinde bulunup bağış toplayabiliyor. Gelin görün ki hal hiç de böyle değil. Yardım talebi için bir sosyal medya hesabı açmayı yeterli bulanların sayısı gün geçtikçe artıyor. Duyarlı vatandaşlar da bir yandan hangi birine yardım edeceğini şaşırıp,diğer yandan acaba yaptığım yardım amacına ulaşıyor mu sorusunun karşılığını arıyor. Gerek muhtemel gerçek bir yardım çağrısını baltalamış olmamak için, gerekse sosyal medyanın o ani ve bilinçsiz linçlerinden birine uğramak için de kimse konuşmuyor, herkes susuyor.

Buraya kadar bahsettiklerimiz aslında işin masum tarafı,asıl konu daha vahim. Bir de sosyal medya üzerinde faaliyet gösteren bildiğiniz ''SOSYAL MEDYA ÇETELERİ'' var!

Geçtiğimiz günlerde çok bilindik bir hesap,bir yardım çağrısında bulunmuştu. Çağrıda, Adana'da acil kan gerekliliği vurgulanıyor ve bir de telefon numarası bırakılmıştı. Numaranın kime ait olduğunu sorduğumda 'hasta yakını' cevabını aldım. Peki hasta yakınının hastayla yakınlık derecesi nedir diye sorduğumda ise hesabım anında engellendi. Zaten daha önce haklarında çeşitli ihbarlar aldığım (ismi şimdilik bende saklı) bu hesabı incelenmek üzere bu işler üzerinde uzmanlamış gerekli dostlara ve adli birimlere ilettim. Aradan kısa bir vakit geçtikten sonra herkesle iletişime açık tuttuğum Twitter'daki direkt mesaj kutuma aynen şöyle bir mesaj düştü: 

''O hesap hasta yakınlarının telefonlarını vermiyor,çünkü herkes sapık olabilir. Hatta sen de!!!''

Ve hemen ardından o hesabın admini olduğunu iddia eden bir kadın (?) bana ulaştı. Hasta yakınlarının telefonlarını niçin paylaşmadıklarının açıklamasını yapmaya başladı. Sonuna da az önce öğrendiğim o bilindik cümleyi ekledi: ''Herkes sapık olabilir!!!''

Açıkça tehdit ediliyordum, yani verilen mesaj şuydu: ''Bizimle uğraşma,seni sapık ilan ederiz!''

Gereken soruşturmanın sürdüğünü,bana izahat yapmalarının gereksiz olduğunu,konuyla ilgilenen birimlerin zaten yakın zamanda bazı soruları yüz yüze soracağını,cevapları o zamana dek unutmamaları gerektiğini hatırlatmamın ardından hemen, çok bilindik, çok takipçili, üzerine çok emekler harcadıkları belli olan sosyal medya hesaplarını kapattılar. Tabii bu tür meselelerin hesap kapatmakla kapanmayacağını sanıyorum haklarındaki tahkikat aşamasının sonunda öğrenecekler.

Daha çok bilindik bir hesap, hatta en bilindik hesaplardan biri ile alakalı aldığım bir ihbar ise kan dondurucu türden.

Bir hastanın ameliyatı için 25 Bin TL'ye ihtiyaç varmış. Kampanya düzenlenmiş ve birkaç gün içinde 90 Bin TL toplanmış. Hastanın ailesi durumu biliyor fakat kendilerine yardımda bulunan dernek hakkında suç duyurusunda bulunmayı etik görmediklerini söyleyerek konu hakkında sessiz kalıyor. Kalan 65 Bin TL ne oldu diye soracak kimse de ne yazık ki yok! Diyeceksiniz ki dernektir, makbuzsuz kayıtsız iş yapamazlar.

Yaparlar efendim yaparlar, öyle bir yaparlar ki, gönderdiğim yetmedi diye size üzerine para bile yollatırlar!

Bu yazım bu konuya başlık niteliğindedir. Şu an sonuçlarını beklediğim bazı gelişmeler oldukça sizlere aktaracağım. Lütfen siz de bu süre zarfında kime ve neye yardım ettiğinize dikkat ediniz. En azından yardıma ihtiyacı olan kişinin adı-sanı, telefonu,valilik izni, gereken miktar ve süre gibi bilgileri edinmek için sorular sorma hakkınız olduğunu bilmelisiniz. Mükünse de yardımı bizzat kendi elinizle, araya bir aracı sokmadan yapınız. Ha tabii bir de videoları izlerken sufleler olup olmadığına bakmak fena olmaz.

(Devam edecek...)