Beş haftadır CHP’nin tüzük kurultayı üzerine yazıyorum. Tabii ki bunun özel bir nedeni var. Çünkü ülkeyi içinde bulunduğu bataktan kurtarabilecek en güçlü alternatif kim ne derse desin Cumhuriyet Halk Partisi’dir.
Güçlü ve kalıcı bir iktidarın kapılarını sonuna kadar açmak için bu tüzük kurultayında kardeş kavgasını nihayete erdirecek, büyük bir birlik ve bütünlüğü sağlayacak yapısal reformlar hayati önemdedir. Önceki yazımda dediğim gibi iktidarda kalmak, iktidar olmaktan zordur.
Neden bu değişimlere ihtiyaç var derseniz, bu değişimlerle “iyi insanların” önü açılmalı. Ne yazık ki ülkede siyaset dedikodu, adam satma, çeşitli pazarlıklar üzerinden yürüyen bir kötülük sarmalına girmiş durumda.
Temiz kalmaya, dürüst olmaya çalışan insanlar bu sarmal içinde boğuluyor, yok edilmeye çalışılıyor. Bu “iyi insanların” elinde sopa olmaz delege seçimlerinde kavga etsin, aklından kötülük geçirmez birini satsın üzerinden bir yerlere gelsin, harama el uzatmaz çeşitli ilişkiler içine girip bir yerlere gelsin, vicdanlı ve karakter sahibidir bütün gün boş gezip dedikodu yapmaz kimseye iftira atamaz, efendidir, hanımefendidir haddini bilir ama kimse onlara karşı haddini bilmez bir şeye layık görmez.
“İyi insanlar” şahsi menfaat peşinde koşmaz, partisinin ve ülkesinin çıkarını düşünür. Birileri “iyi insanları” gördükçe kendi yetersizliklerini, eksiklerini görür, kendini geliştirmek yerine “iyi insanları” yok etmeye çalışır. İşte ne yazık ki sarmal böyle işlemektedir.
İyi insanı, liyakatlı insanı zorbalıkla, türlü ayak oyunlarıyla sistem dışına itmek ülke ve parti siyasetine bir şey kazandırmaz. İleride iktidarda kalmak istendiğinde en çok o “iyi insanlar”ın aklına ve emeğine ihtiyaç olacaktır.
İyi insanların kendini koruyacak elinde yasalar ve kurallardan başka bir şey yoktur. Bu yüzden bu düzenlemeler iyiyi, liyakatlı olanı ve gençleri öne çıkarmak için hayata geçirilmeli.
Tabii böyle sadece hayıflanmak, söylenmek, şikayet etmekle olmaz. Bir şeylerin yanlış gittiğine inanan, bu siyaset ortamından mağdur olmuş herkes bu tüzük kurultayında doğrular için harekete geçmeli. Bireysel çıkarlar adına sessiz kalmak sadece durumun her geçen gün daha kötüye gitmesine sebep olacaktır.
Benim hayat görüşümde insanlar dinlerine, mezheplerine, ırklarına, dillerine, renklerine, gelir düzeylerine göre sınıflanmaz, yukarıda da aslında belli ettiğim gibi bana göre insan için sadece iki sınıf vardır: “iyiler ve kötüler”. İyi her yerde iyi, kötüyse kötüdür.
Yaşanabilir bir dünya için iyiler çok daha fazla cesaretli olmalı. Bu cesaretin çoğu da birlikten gelir. İnsan, arkasında ne kadar büyük bir kalabalıkla yürürse cesareti ve özgüveni o denli artar. Öyleyse bilindik bir sloganla seslenelim;
CHP’nin ve akabinde ülkenin önünü açacak yeniliklerin gerçekleşmesi için;
İYİ İNSANLAR BİRLEŞİN!