Dilsiz sanırdım ben onu!
Meğer ne çok şey anlatırmış insana?..
Çiğden atarsın her şeyi.
Patatesi,soğanı,eti.
Kapatırsın kapağı sımsıkı.
Yakarsın altını.
'Tıslamaya' başlar birazdan.
Kısarsın altını,kaldırırsın düdüğünü,bakarsın saate.
Ne koyduysan,ona göre!
Dikkat etmezsen suyu biter,dibi tutar.
Açmazsan düdüğünü,salmazsan havasını patlar!
Kaçırırsan saatini içindeki erir!
Az tutarsan kimisi pişmez!
Çok tutarsan kimisi yanar!
Beklemez açarsan kapak olur bomba!
İçine koydukların önemli...
Uymalı birbirine.
Biri pişmekten erir,öteki dipdiri kalır!
Bazı şeyler aynı tencereye konmaz!
Ne kadar istesen de beraber pişmez!
Ölsen de hayalindeki tat olmaz!
Dedik işte.
Biri pişer,öbürü yanar,beriki çiğ kalır.
Zorlarsan, hepsi bir patlar!
* * *
İnsanız bre işte..
Düşünüyoruz ya hani?
Hepsinin içinde olduğu şey bir gemi mi?
Keşke öyle olsa!
Hiç olmazsa yüzme bilenler kurtulsa.
Belki yeni bir gemi yapsa,yine açılsa masmavi sulara..
Çıksa Samsun'a gene..
Dikse deniz rengi gözlerini ufka ya!
Görme boş hayaller Melahat..
Düdüklü tenceredeyiz biz.
Biri ne bulduysa doldurmuş..
Öteki durmadan körüklüyor...
Ha patladı.
Ha patlayacak!
Görme boş hayaller Melahat..
Haydi kavaltımızı yapalım...