Uzun zamandır Altay ile ilgili yazmıyordum...
Son haftalardaki kötü gidişat nedeniyle kendimi yazmak zorundaymışım gibi hissettim...
Altay üst üste üç maç kaybedince çatlak sesler yükselmeye başladı... Bu durum Akhisarspor maçı öncesi takıma gereksiz bir stres yüklüyor. Bu gergin ortam hata oranını yükseltecektir. Altay'ın bu psikolojiden acilen çıkması gerek...
Siyah-beyazlılar, lider Hatayspor'un sadece 6 puan gerisinde 15 puanla 10. basamakta yer alıyor...
Direkt Süper Lig barajındaki 2. Karagümrük'ün 4, Play-Off potasındaki Ümraniye'nin ise sadece 3 puan arkasında.
Yani hedeften sapma gibi bir durum yok...
Şimdi size birkaç çarpıcı bilgi vereyim...
Altay'ın geçen sezon ligin ilk yarısında kaç puan topladığını hatırlıyor musunuz?
Ben söyleyeyim 17 puan... Evet evet 17 maç sonunda sadece 17 puan...
Bu sezon 11. hafta sonunda 15 puanı var siyah-beyazlıların.. Oynanmamış 6 müsabaka ve alınabilecek 18 puan daha var ilk yarıda..
Geçen sezona dönelim... Sait Karafırtınalar göreve geldiğinde düşme korkusu yaşayan bir Altay vardı.. Peki sonra ne oldu?
Altay 47 puanla ligi, küme düşen Afyon'un 17 puan önünde tamamladı..
Haliyle Karafırtınalar önderliğindeki Altay gelecek sezon için erkenden favoriler arasında gösterilmeye başlandı..
Peki beklentilerin bu kadar yükseldiği Altay'ın geçen sezonki 11'i ile bu yılki arasında kaç oyuncu değişti?
Sadece 3... Stoperde Abdülkerim, sağ bekte Erhan Kartal ve orta sahada Deniz Vural...
Leandrinho da yeni transferlerden ancak çoğu isim gibi o da takıma geç katıldı ve kamp görmediği için ritmini bulamadı.
Demek istediğim, şampiyonluk beklentilerine oranla transferdeki hamleler ve harcanan bütçe arasında uçurum var...
Tüm bunlara rağmen şampiyonluk potasında olan bir Altay var...
Bu noktada İzmirliler ve Altaylılar'ın Süper Lig'e ikinci İzmirli'yi gönderebilmek için tam destek vermesi gerek...
Özellikle de kötü günlerde!
Emin olun, babadan Altaylı olan Sait Karafırtınalar, eğer Altay'a zarar verecek duruma gelirse zaten kimse daha ağzını açmadan gereğini yapar...