GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Haluk Güney
YAZARLAR
30 Ekim 2022 Pazar

Bu takım neden oynamıyor

Karşıyaka-1954 Kelkit Belediyespor maçında ikinci yarının ortaları… Kaf-Kaf 1-0 yenik durumda, üstelik 34. dakikadan beri 10 kişi… 

Bir grup taraftar ses yükseltiyor; “Erman olmuyor, bu takım oynamıyor…”

Evet yüzde yüz haklılar… Takım oynamıyor…  İyi futbol oynamak, bir yana ne yaptığını bilmiyor… Gol atma adına bir çaba var ama herkes ayrı telden çalıyor… İki metreye pas atamayanlar, boş kaleyi ıskalayanlar, altıpastan topa vuramayanlar… Yani sahada KSK adına tam bir kaos var…

Sonra karşı taraftan başka bir grup tempo tutuyor; “Erman istifa… Erman istifa…”

Peki yönetim bu sese kulak verse ne değişecek… Erman Güracar gitse, kim gelecek. Gelen teknik adamın elinde sihirli değnek mi olacak?.. Bir dokunuşta Kelkit karşısında tel tel dökülen takımı nasıl değiştirecek?..

Tabii ki hayır… 

Eğer yönetim “Erman istifa… Erman istifa…” sloganına kulak verirse, bu iş geçen sezonki gibi, “O gitsin, bu gelsin…” derken ligin sonu yine hüsrana dönecek.  

O nedenle Karşıyaka yönetimi, “Erman olmuyor, bu takım oynamıyor” diyenlere kulak vermeli ve Erman Güracar’ı bir toplantıya çağırıp şu soruları yöneltmeli; 

Hocam bu takım neden oynamıyor…

Çift forvetle saha çıkmamıza rağmen, neden net gol pozisyonu bulamıyor?

Orta sahada neden pas yapamıyor, araya top atamıyor, forveti besleyemiyor?

Neden organize bir atak geliştiremiyor?

Kanatlar niçin doğru dürüst çalışmıyor… Ceza alanına yapılacak yan ortalarda bile top her seferinde neden rakibe çarptırılıyor?

Mustafa Aşan gibi çok top kazanan bir oyuncun olmasına rağmen, neden geçiş hücumlarında rakibi zorlayamıyor… 

Eğer Erman Hoca’nın bu sorulara verecek yanıtları varsa, Karşıyaka takımındaki arıza ortaya çıkacaktır. İşte o zaman gereği yapılır, önlem alınır… 

Kimse kusura bakmasın, dost acı söyler. Eğer yönetim devreye girip, takımdaki sıkıntıları ortaya çıkarmaz ve önlem almazsa, Karşıyaka için bu sezon da hayal kırıklığı olacaktır…

Bunu söylerken elbette “kehanette” bulunmuyorum… Felaket tellalı da değilim… Ama 1954 Kelkit Belediyespor karşısında izlediğim Karşıyaka, açık açık arıza sinyali veriyor…

İsterseniz kaleden forvete kadar her bloka şöyle bir göz atalım…

Kaleci Yusuf Balcıoğlu’nun kırmızı kart görmesinden sonra oyuna giren Erdoğan Açar’ın yenilen golde yaptığı hata, Kaf-Kaf’ın kalede pek de alternatifi olmadığını ortaya koydu…  Bu biiiiiir…

Bugüne kadar sorunsuz blok olarak görülen savunma, sadece ilk yarıda 3-4 pozisyonda rakibin arkasına sarkmasına engel olamadı… Bunlardan biri, kaleci Yusuf’un oyundan atılmasına mal oldu… Ertuğrul Sancaktutan,  iki pozisyonda öyle toplar kaptırdı ki, az kalsın gol oluyordu… Bu ikiiiiii…

Orta sahada Mustafa Aşan top kazanıyor, kullanacak kimse yok… Onur Kolay, ayağında top tutamıyor. “Kelkit maçında adresini bulacak pası yok” desek, yalan söylemiş olmayız… Namık Barış Çelik, basit oynamadığı için her aldığı topu eziyor. İhsan Furkan Deniz’in sahada bir etkinliği yok… Bu üüüüüüç…

Forvete gelince… Geçen yılın gol kralı Emre Gemici, baskılı oynayan bir takımda belki iş yapar ama, Karşıyaka’nın sisteminde sadece sağa sola top indirmekten başka bir iş yapmıyor… Fatih Taşdelen ise iyi niyetle mücadele etmesine rağmen şeytan uçurtması gibi, ne yöne gideceği hiç belli değil… Bu da dööööört….

İşte bu arızaları giderecek önlemler alınmadığı sürece Karşıyaka, şampiyonluğa oynayacak bir takım kimliğine bürüneceğe benzemiyor. Gerekli önlemler alınmadıkça tribünden “İstifa…istifa” sesleri de pek susacak gibi durmuyor… 

Son sözüm ise Karşıyakalı futbolcu kardeşlerime;

Lütfen kendinize şu soruları bir sorun; 

“Kelkit maçında kazanmak adına ne yaptık?”

“Bir puana göbek atacak bir rakibe, üç puanı nasıl ikram ettik?” 

“Rakip kazanmak için sakatlanma numarası yapmaya, her fırsatta zamandan çalmaya varana kadar her şeyi yaparken, biz buna nasıl reaksiyon gösterdik?” 

“3. Lig standartlarında görülmemiş bir seyirci karşısında oynarken ve onların desteğini almışken, bunun karşılığını verebildik mi?” 

“Üzerimizdeki formanın, göğsümüzdeki armanın değerini gerçekten biliyor muyuz?” 

İşte bu sorulara samimiyetle doğru yanıt verir, yaptığınız yanlışlarla yüzleşerek, toparlanma yoluna girerseniz, gelecek için umut var demektir… 

Aksi halde bu sezon hem Kaf-Kaf, hem de sizin için bu sezon kayıp…