Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, yeni yasama yılının ilk grup toplantısında konuştu.
Özel'in açıklamlarından öne çıkanlar şöyle:
-70 gün aradan sonra yeniden Meclis çatısı altındayız. Maalesef bu 70 günde can sıkan sorunlar seyrelmedi, aksine arttı, çoğaldı.
-Üç büyük krizi yaşamaya devam ettik. Demokrasi krizi, adalet krizi ve bunlara bağlı olan ve kötü yönetimin sonucu ekonomik kriz. 70 günde ülkenin sorunları büyürken bizler de mücadelemizi büyüttük.
-Yaz boyunca 81 ilde çalıştık. Derdi olanların ayağına gittik, sorunlarını dinledik. Partimize yönelen saldırılara karşı bir arada durduk, kenetlendik.
-Birileri klimalı salonlarda, kendi atadıklarına kendini alkışlatırken biz 70 günde 20 büyük eylem yaptık. 19 Mart sonrası 60'ıncı eylem için de yarın yine İstanbul'dayız, meydanlardayız. Biz milletten aldığımız güçle meydanları doldururken, bizimle siyasi rekabet edemeyenler saldırılarını sürdürürler.
"ONLAR KUPASLERI BÜYÜTTÜLER"
-Biz mücadeleyi büyütürken onlar kumpasları büyüttüler. Yaptıklarıyla milletin gönlünden düşmüşlerdi, gözünden de düştüler.
-Okyanus ötesinde meşruiyet aramaya giriştiler. Trump'la beş dakika görüşme yapabilmek için akıl almaz tavizler verdiler. 70 gün yan gelip yatıp milletin dertleriyle ilgilenmediler, sonra 1 Ekim'de Meclis'e gelip buradan kameraların karşısında poz kestiler.
-Biz 1 Ekim öncesi bir karara vardık. Meclis'i işine geldiğinde çalıştıran işine gelmediğinde by-passs eden, millet iradesine saygısızlık edip bir darbeye kalkışan, milletin payına değil, varsa yoksa kendi payına çalışan bir iktidarın başındaki zatı, bu çatının altına gelip bir açılış konuşması yapıp orada demokrasiden, iletişimden, anlayıştan birlikten, beraberlikten söz edip dönüp gidip zulme devam edecek olan iki yüzlülüğüne tanıklık etmek istemedik.
-O gün hiç şüphe yok bu durumdan duydukları rahatsızlıktan, bunu milli iradeye saygısızlık, meclise saygısızlık diye nitelendirmeye çalıştılar.
-Bunu söyleyenlere şunu hatırlatalım: 15 Temmuz gecesi darbe gerçekleştiğinde, bütün darbeler ki doğası gereği iktidara yapılır ve bütün dünya döner, muhalefete bakar ama ana muhalefetin gözünün içine bakar. Biz o gün, o güne kadarki olanca haksızlığa, hukuksuzluğa aramızdaki çelişkilere, kavgalara rağmen değil mi ki sandığı getiren partiyiz, değil mi ki çok partili rejimi getiren, bu Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısını kutsal gören bu milli iradenin tecelligahına sahip çıkan partiyiz, o gece bir karar verdik. Düşünmeden genel merkezimizde toplandık.
-Muhataplarımızı aradık. Meclisi açın, çalıştıralım. Darbeye oradan birlikte direnelim dedik. 'CHP yüz yıllık partidir. Yeneriz, yeniliriz. Millet yeni bir görev verene kadar muhalefet partisiyiz.
-Başka bir şeye tenezzül, tevessül etmeyiz. Seçilmiş parlamentonun, demokrasinin arkasında darbecilerin karşısındayız' dedik. 15 Temmuz gecesi darbecilerin karşısındayken AK Parti grubu milletvekilleriyle beraberdik.
-Tayyip Erdoğan'a karşı yapılan darbede demokrasinin safında yer aldık. Darbecinin karşısındaydık. Şimdi partimiz yine milletin seçtiklerinden korkan, onun yerine atadıklarına yönetmek isteyen, sandıkla geldiği halde sandıktan kaçan, 'Demokrasi trenine binmiştim, işime gelmedi, ikinciliğe düştüm, şimdi indim' diyenlere karşı yani 19 Mart darbecilerine karşı 15 Temmuz darbecisine nasıl yüz vermediysek onlara da vermedik, onun da karşısına dikildik.
-Geçen sene 1 Ekim'de burada konuşup, 2 Ekim'de bir bakan yardımcısını siyasi bir mevkii, kendi söylüyor, eskiden bakanlar siyasetçiydi, bürokratları, müşteşarları teknik, şimdi bakanlar teknik yardımcıları siyasidir, bakanlıkla teşkilatım arasında köprü olacaklar dediği bakan yardımcısını İstanbul'a Cumhuriyet Başsavcısı atadı. Bir siyasetçiyi Cumhuriyet Başsavcılğı gibi göreve atadı.
-İlk iş darbe mekaniğini başlattı. Ve devamında bugünlere kadar geldik. Şimdi milli iradeye saygıdan bahsediyor. Hem de bir yandan açılan Meclis'te Hatay halkının seçtiği Milletvekili Can Atalay'ın koltuğu boşken.
-Milli iradeye saygıdan bahsediyor, o meclisin yaptığı anayasayla, milletin onayladığı anayasayla AİHM kararları hepimizi bağlarken ve bu kararlara rağmen Kavala dokuz yıldır içerideyken, yine AYM kararlarına uymuyorum, saygı duymuyorum derken kaybettiği ilk seçimden sonra demokrasi treninden inerken CHP'li belediyeleri silkelerken milletin çöpü toplanmasın milletin ayağına hizmet gitmesin diye belediyenin parasına çökerken, yani milletin zorluk çekmesinden siyasi rant beklerken, Cumhurbaşkanı adayımızı iftiralarla suçlayıp sonra da çıkıp milli iradeden bahsedemezsiniz.
-Esenyurt, Şişli, Ovacık belediyelerimiz seçtikleri başkanlar yerine kayyumlar tarafından yönetiliyorken, DEM Partili 10 belediyeye kayyum atanmışken ve belediye başkanları, namuslu belediye başkanları hapislerde yatarken birilerine 'Sen yersen gel bize katıl ya da sen de hapse atıl' deyip muhalefetin belediye başkanlarını hapis teklifiyle şantajla partisine katıp utanmadan rozet takma törenleri düzenlerken kimse bana 'Erdoğan'ı dinlemek, milli iradeye saygıdır' demesin. Buna kimse inanmaz. Sıkıştığında milli iradeye sarılıp birinci olunca milli iradeyi baş tacı yapıp İstanbul'u kaybedince mundar oldu diyeceksin. Mazbatayı iptal ettireceksin. 800 bin farkla gelecek beş yıl boyunca her kötülüğü yapacaksın, her iftirayı atacaksın. Yine kazanacak diplomasını iptal ettireceksin. Ondan sonra fotoğraf çektirmeye gelince 'Milli iradenin tecelligahına geldim' diyeceksin. Bu milletin iradesi bu iki yüzlülüğü reddetmektedir artık.
"HADİ ORADAN SEN DE BAŞKA KAPIYA"
-Beyefendi gelmiş, ana muhalefet koltuklarını boş görmüş, kimyası bozulmuş, nevri dönmüş. O günden beri ağzından çıkanı kulağı duymuyor. Ama böyle karşısında boş koltuk görüp de morali bozulmak, çıldırmak, bunu kendine bir haksızlık olarak görmek varsa, Ey Erdoğan 342 gündür darbe mekaniği işletiyorsunuz. 202'nci günündeyiz darbenin.
-Ve benim Türkiye'nin en büyük ilçesini kazan Belediye Başkanım Ahmet Özer'in namusuyla helal oylarıyla kazandığı koltuğu 342 gündür boş. Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza'mızın 263 gündür koltuğu boş. Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler'in 217 gündür Şişli Belediye Başkanı Emrah Şahan'ın koltuğu 198 gündür boş.
-Beylikdüzü Belediye Başkanı'nın koltuğu boş. Gidip bakarsan hücresindeki yatağı da boş. Ya revirde ya devlet hastanesinde ya üniversite hastanesinde ya yine cezaevinde. Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün'ün 125 gündür, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan kardeşimin 125 gündür, daha evveli gün evliliğinin birinci yıl dönümüydü nikah şahidi olduğum Utku Caner Çaykara'nın 125 gündür, Ceyhan Belediye Başkanı Kadir'imin 125 gündür.
-Oya Tekin'in Seyhan Belediyesi'ndeki koltuğu 125 gündür boş. Adana gibi Başkan Zeydan Karalar'ın Adana'daki koltuğu 91 gündür boş. Antalya Büyükşehir Beledi Başkanı Muhittin Böcek'in koltuğu 94 gündür boş. İki eli dolu.
-Günde 14 tane hap içerek cezaevinde yaşama tutunmaya çalışıyor. Şile Belediye Başkanı Özgür Kabadayı'nın 85 gündür, Beyoğlu Belediye Başkanımız İnan Güney'in 49 gündür, Bayrampaşa Belediye Başkanımız Hasan Mutlu'nun 21 gündür ve İstanbul'u üç kez üst üste kazanan dört kez üst üste Erdoğan'ı yenen asla ona seçim kaybetmemiş olan ve 19 Mart'ta gözaltı işleminden sonra onun dördüncü gününde o tutuklamaya sevk edilirken 15,5 milyon kişinin elinde iki bastonla oy vermeye gelen ninenin, karnında üç aylık bebeğiyle bebeğinin geleceğinin cumhurbaşkanına desteğe giden kardeşimin seçtiği 15,5 milyonun adayı Ekrem İmamoğlu'nun koltuğu boş.
-Millet verdiği oylarla doldurduğu koltukları, senin yargı kolları başkanın, senin talimatınla boşaltacak ondan sonra CHP'nin milletin oylarıyla doldurduğu o koltuklar sana iki yüzlülük yapmayasın diye, özün darbeci sözde demokrat numarası yapmasın diye boş kalınca sinirleneceksin. Hadi oradan sen de başka kapıya.
BAHÇELİ'YE YANIT
-Bir yandan da, bir yandan da susuyoruz, sabrediyoruz, aylarca meclise gelinememiş, bir kelime etmemişiz.
-Yaşa hürmet ediyoruz ama dönüp dönüp haksızlıklar yapılıyor, dönüp dönüp haksızlıklar yapılıyor.
-Bana söylenenlere sustum, yuttum, bir sürü haksızlığı duymazdan geldim. Zaman zaman bazı önemli açıklamaları da kıymetlendirdim, iddianameler yazılsın dendi diye, tutuksuz yargılama esastır diye. Şimdi bugün çıkmış bu meclisin ilk grup toplantısında Sayın Bahçeli aynı, aynı promptra aynı metni kes kopyala yapıştır atmışlar.
-Okuyor oradan. "Şikayet eden CHP'li, şikayet edilen CHP'li, itirafçılar CHP'li, rüşveti alan CHP'li, veren CHP'li." Külliyen yalan. Soruyorum buradan hangi hangi şahitler CHP'liymiş? Gizli tanık dediği odun isimleriyle Ladinler, Çınarlar söylediği çocuk tacizcisi olan gizli tanık mı CHP'li? Ya da 3 kuşak babasından kalan malına, mülküne çökülüp de geçmişte AKP'den ihale alıyordu.
-Şimdi İBB'den almış diye malına çökülen, şimdi de imza atarsan sana bunları geri veririm deyince iftiralere imza atan iş adamları mı CHP'li? Ya da, ya da insanları çoluğuyla, çocuğuyla tehdit eden, "Bu imzayı atmazsan evladının yüzünü 20 yıl göremezsin." diyen, 80 yaşında anasından 500 kilometre öteye evlatları yollayan hasta 26 yaşındaki çocuğu hücreye tıkıp babasına "at artık imzayı, çıkar oğlunu" diyen, kendini itirafname imzalamaya çağırıp yoldayken karısını, eşini gözaltına alıp onun çıkması senin atacağın imzaya bağlı diyenlerin kurduğu kumpasın ne tarafı CHP'li?
-Ama Sayın Bahçeli, Sayın Bahçeli buraya kadar, buraya kadar geldi. Öyle, o CHP'li, bu CHP'li, hırsıza CHP'li, yolsuza CHP'li. Kimle konuştuğunuzu, nasıl konuştuğunuzu bileceksiniz. Bakın, bütün Türkiye konuşuyor, birileri susuyor.
-Ankara'nın ortasında vurulan MHP'li. Vurup da yargılanılanlar mahkemede söylüyorlar MHP'li. Azmettirenler MHP'li.
-Serbest bırakıldıktan hemen sonra susturulan MHP'li. Susturtanlar MHP'li. Azmettirenler MHP'li. Konuşmayan bir tek sensin, MHP'li! Bir tek sen MHP'li...
"ZEKERİYA ÖZ SIÇAN GİBİ KAÇTI"
-Zekeriya Öz tuğla gibi iftiranameyi yazdı. Sıçan gibi kaçtı sonunda, sıçan gibi kaçtı! Şimdinin tuğla gibi iddianamesi Ekrem İmamoğlu'na örgüt lideri dese ne olur? Hapiste yatan arkadaşlarımıza iftira atsa ne olur? Biz o tuğla gibi iftiranameyi bekliyoruz.
Yargılanmak için değil, yazanları yargılamak için. Tuğla gibi iddianameyi bekliyoruz. Yıllardır aylardır yapılan haysiyet cellatlığına o iddianamede nasıl kılıf uydurmuşlar görmek için. Göremezsek sormak için yazdıklarını çürütmek için. Ve eninde sonunda herkes şunu bilsin. Cumhuriyet Halk Partisi yargıya saygılıdır. Savcılığı, hakimliği avukatlık gibi en kutsal meslektir. Bu mesleği yüreğine adalet dağıtmak düşenler.
ASGARİ ÜCRET TEPKİSİ
-Asgari ücreti utanmadan sıkılmadan yüzde 20 artırmaya niyetleniyorlar. Asgari ücreti 26 bin lira yapmaya bir yıl boyunca da böyle tutmaya niyet ediyorlar.
-Erdoğan dün utanmadan sıkılmadan çıkıp diyor ki ;'kişi başı milli gelirimiz 17 bin dolara yükseldi.' Asgari ücrete yüzde 20 zam hedeflenen yerde yüzde yüksek faize savaş ilan ediyoruz. Vatandaşın sırtından bu keneleri söküp atacağız.