Şaka değil, film senaryosu değil, hepsi gerçek... Haber yapmak için yanıp tutuşan ancak kendisi akıllardan çıkmayacak bir haberin öznesi oln Murat Bayar'ın ucu herkese dokunan hikayesi... Odatv.com'dan Emel Seçen yazdı. İşte o haber:
İşsiz ve herhangi bir kazancı olmadığı için hakkında, “Dünür’e ballı ihale” başlıklı Yurt Gazetesi haberine açılan iki ayrı davaya, ödeme gücü olmadığından devletin atadığı avukat ile devam etmek zorunda kaldı. Haber 2006 ile 2012 yılları arasındaki bir dizi ihaleye ışık tutuyordu.
Avukatı, mahkemenin dikkate almadığı ifadesi için ne bilirkişi talep etti, ne de duruma itiraz etti. Üst mahkeme haberden beraatına, fotoğraf altındaki yazıdan 105 gün hapsine karar verdi. Hiç gelmeyen tebligata yasal süre içinde itiraz etmediği gerekçesiyle, kesinleştiği söylenen mahkûmiyetin karşılığında; ya hapis ya devletin görevlendirdiği, denetimli serbestlik yetkisi ile bir kamu kuruluşunda; "mesleki ve eğitimiyle orantılı" çalışma seçeneği vardı. Lisans mezunu, şeref basın kartlı gazeteciye, evrak işinden aşağı bir iş verilmemesi bekleniyordu, ama o da olmadı!
Değil mahkeme parasını ödemek, hayatta kalmak için kendi başına ayakta durmaya çalışan gazeteci Bayar, kamu yararı için habercilik yapmasının cezasını, Sarıyer Kaymakamlığı’nda, 1 Temmuz itibariyle temizlik işlerine verilerek ödemeye mahkûm edildi.
SÜREÇ BİLAL ERDOĞAN HABERİYLE BAŞLADI
23 Nisan 2015 tarihinde, Odatv'de çıkan haberde süreç kısaca şöyle ifade edilmişti:
"17-25 Aralık sürecinde ve sonrasında Yurt Gazetesinde birçok önemli habere imza atan Murat Bayar, ölmediğini kanıtlamaya çalışıyor. Genel Yayın Yönetmenliğini Derya Sazak'ın yaptığı gazetenin birinci sayfasından, ‘Gazetemizde de bir dönem görev yapan Ekonomi Editörü Murat Bayar evinde ölü bulundu’ diye haberi çıkan Bayar, yaşadığını kanıtlamaya çalışırken bir yandan da hukuki mücadele veriyor. Ancak işe geri dönüş davasını kazanan Bayar'ın gazetede çalışması engelleniyor.
Süreç, Bilal Erdoğan'ın Bağdat'ı yok sayarak Kuzey Irak Bölgesel Kürt yönetimiyle birlikte iş yapmasıyla ilgili Yurt gazetesinde çıkan haberleriyle başladı.
Ayrıca, doğrudan Recep Tayyip Erdoğan'la ilgili ‘Dünür'e ballı ihale’ başlıklı haber yapmasının ardından Bayar'a iki adet ceza davası ile 8 yıla kadar hapis istemi ile tazminat davası açıldı.
Ve daha sonra Murat Bayar gazeteden çıkarıldı.
Bunun üzerine işe geri dönüş davası açan ekonomi editörü Bayar, davayı kazandı. Yargıtay da işe iadesi kararını onadı. Yurt Gazetesi avukatları kararı temyize götürdü. Ancak dava süreci sürerken 22 Aralık 2014 tarihli Yurt Gazetesi'nde birinci sayfadan ve fotoğraflı olarak Murat Bayar'ın öldüğü yönünde bir haber yayınlandı. Bayar, iki kez haberi tekzip etmesine karşılık tekzip yayınlanmadı.”
Bayar yaklaşık beş yıldır devam etmekte olan hukuk ve yaşam mücadelesinde, haklarını halen alamamış durumda.
Hak, hukuk, adalet yürüyüşüne de katılan Bayar, tüm söylemlerden yalıtılmış gibi, bu kadar geçen zaman diliminde, bırakın erk sahiplerini, TGS dışında, bazılarının yönetiminde bile görev aldığı diğer tüm meslek örgütlerince de yalnız bırakıldı.
Bayar tüm yoksunluklara rağmen yaşama tutunmaya çalışıyor. Ve aslında ülkemizin de, nerelere sürüklendiğinin canlı kanıtı, durumunda.
Sarıyer Kaymakamlığına yolu düşmüş olan bilir.
Orada, binanın teras kısmına bakan cephenin önünde Cumhuriyet kazanımlarının ve Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, "Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir!" sözü, heykeli ile sonsuzlukta durur.
Onurlu, gazeteci Murat Bayar, adaletin keskin terazisinde, her şeyden önce "İNSAN" olmamayı ve nedenlerini sorguluyor, bugünlerde.
Kim bilir?
Vakti zamanında rüşvet yemediği için feyz aldığı rahmetli babasının bir şiarıdır.
Zaman döne, hayır ola!