GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
21 Haziran 2022 Salı 15:21

İzmirli gazetecilerden sansür yasasına tepki

İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin (İGC) çağrısı ile bir araya gelen gazeteciler, "sosyal medya yasası" olarak bilinen yeni düzenlemelere tepki gösterdi. İGC Başkanı Dilek Gappi, "Bu yasa teklifi yasalaşırsa tüm Türkiye gözaltında olacaktır" dedi.

SONKALEİZMİR- İzmirli gazeteciler, İGC'nin çağrısıyla Konak'taki Hasan Tahsin Anıtı önünde bir araya geldi. Gazetecilik meslek örgütlerinin yanı sıra İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, DİSK, KESK temsilcilerinin yanı sıra CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır da "sosyal medya yasası" olarak bilinen yeni düzenlemelere tepki için buluşan gazetecilere destek verdi.

"Gazetecilikte İnat Ediyoruz", "Özgür Basında İnat Ediyoruz" "Gerçeklerde İnat Ediyoruz" yazılı dövizler taşıyan İzmirli gazeteciler, "Susmuyoruz, Korkmuyoruz, İtaat Etmiyoruz", "Kahrolsun İstibdat Yaşasın Özgürlük", "Faşizme Karşı Omuz Omuza" sloganları attı.

Burada bir açıklama yapan İGC Başkanı Dilek Gappi, kamuoyunda ‘dezenformasyon yasası’ olarak bilinen, basın ve sosyal medyaya yeni yaptırımlar getiren 40 maddelik yasa teklifinin, kısmi değişikliklerle TBMM komisyonlarında kabul edildiğini, yarın da TBMM Genel Kurulu'na geleceğini anımsattı.

"BAĞIMSIZ HABERCİLİĞE SANSÜR VAR"

Bu teklif hazırlanırken gazetecilerden görüş alınmadığını aktaran Gappi, şunları söyledi:

"Teklifte para cezaları, hapis cezası, kapatma, internet basınına ağır denetim ve basın kartı iptalleri ve dezenformasyon adı altında bağımsız haberciliğe sansür var. Dezenformasyon denilerek yasa teklifinin 29. Maddesi ile   Türk Ceza Kanunu’na  Madde 217/A eklenerek 'gerçeğe aykırı bir bilgiyi alenen yayanlara' hapis cezasını öngören  yeni bir suç tipi yaratılmak istenmektedir.

Bu maddeye göre Halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak. Failin, suçu gerçek kimliğini gizleyerek veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlemesi halinde söz konusu ceza yarı oranında artırılacak.
Yani diyorlar ki, kaynağın belli dahi olsa, eğer bilgi  birileri tarafından keyfi olarak yanlış diye nitelendirilirse,  bunu yayan  yani gazeteci ya da vatandaş, iktidarın istemediği her kim ise doğrudan hapis cezasıyla cezalandırılacak.."

"1000 GAZETE İÇİN KAPANMA TEHLİKESİ"

Gappi, yasa teklifinde keyfiyete dayalı, yazılı basının kapısına kilit vuracak maddeler bulunduğunu, Anadolu basınının tamamen hiçe sayıldığını belirtirken, "Yaklaşık 1000 gazete, yaşam kaynağı olan resmi ilanları alamamakla ve kapanmakla karşı karşıya kalacaktır. Bu yasa teklifi yasallaşırsa sadece gazeteci için değil  vatandaş için de  yanlış bilgiyi alenen yayma suçu nedeniyle  3 yıl hapis cezası riski vardır. Tüm toplumun  yazmaktan, eleştirmekten, sosyal medyada mesaj paylaşmaktan alıkoyulması hedeflenmektedir.  Bu yasa toplumsal bir otosansür dalgası yaratacaktır. Bu nedenle sadece gazetecilerin sorunu değil tüm toplumun sorunudur" dedi.

Yasanın temel insan haklarına, haberleşme özgürlüğüne, basın özgürlüğüne ve Anayasa’ya aykırı olduğunu savunan Dilek Gappi şunları söyledi:
"Cumhuriyet tarihinin en ağır sansür ve otosansür mekanizmalarından birine yol açabileceği endişesiyle, 'dezenformasyonla mücadeleyi' değil gazeteciliğe baskıyı artırmak üzere tasarlanan bu yasa teklifi Anayasa’nın basın ve ifade özgürlüğüne  alenen aykırıdır. Bu yasa teklifinde  gazeteciler yok, gazetecilerin görüşleri yok, basın özgürlüğü yok, tüm toplumu susturma, korkutma ve hapsetme vardır. Bu yasa teklifi ile  yalnızca habere ve gazetecilere göz dağı verilmekle kalmamakta,  halkın iletişim ve haber alma özgürlüğü de engellenmektedir.  Bu yasa teklifi yasalaşırsa tüm Türkiye gözaltında olacaktır."

"180'NCİLİĞİ Mİ HEDEFLEDİNİZ"

Gappi şöyle devam etti:

"Bitirmeye çalışılan, adeta yok edilen, birine alıp diğerine satılan, kamu kaynaklarıyla oyun haline getirilmeye çalışılan bir mesleğin kalbinden vurulmasına izin vermeyeceğiz. Düna Basın özgürlüğü endeksinde 180 ülke arasından 149'ncu olan Türkiye’nin daha ne kadar gerilemesini istiyorsunuz? 180'nciliğe mi göz diktiniz?  Haber sansür edilemez. Gerçekler susturulamaz. Bu yasayı teklif edenlere sormak istiyoruz. 'Tarikatlara ve cemaatlere alınan genç çocuklar, 30 yıl sonra General olacaklar ve Cumhuriyete karşı ayaklanacaklar' diyen Uğur Mumcu, o günün erkerine göre, sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saiki ile yalan haber yapıyordu? Sizin onlardan ne farkınız var? Bugün buradayız çünkü omuzlarımızda, yüreğimizde vebal var. Gerçekleri doğruları yazmanın bedelini canlarıyla ödeyerek yazan  Abdi İpekçi, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Necip Hablemitoğlu,  Musa Anter, Metin Göktepe ve nice gazeteci ve düşünürler sadece ve sadece doğruları yazdıkları, söyledikleri için öldürüldüler.

TEKLİFİ GERİ ÇEKİN

Hasan Tahsin’in bağımsızlık anlayışının meşalesini taşıyanlar biz gazeteciler haykırıyoruz; temel insan hak ve özgürlüklerine, Uluslararası sözleşmelere ve Anayasaya aykırı  olan basın  tarihine  kara bir leke olacak  bu teklifi çekin; gelin ülkemizin aydınlık demokratik geleceği için bu tarihi hatadan dönün ve siyasi emeller uğruna bağımsız haberciliğin üzerinden ellerinizi çekiniz."

CHP'Lİ BAYIR: TOPLUMDAN ÜÇ MAYMUNU OYNAMALARINI İSTİYORLAR

Gazetecilere destek için alana gelen CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır ise ANKA Haber Ajansı'na şunları söyledi:

“Anayasayı paspas haline getirmeye alışkın olan bu iktidar öyle anlaşılıyor ki herkesi susturmak istiyor. Bugüne kadar saldıkları korku imparatorluğu toplum üzerinde yeterli olmamış ki, açtıkları davalarla sonuç alamamış olacaklar ki artık toplumdan üç maymunu oynamalarını istiyorlar. Bu kabul edilebilir bir yasa değildir. Demokratik toplumlarda ve ülkelerde olabilecek bir yasa değildir. Bu yasanın geri çekilmesi lazım. İzmir’de Hasan Tahsin önderliğinde gazeteci arkadaşlarımız bu yasanın çıkmaması için yarın (22 Haziran Çarşamba) TBMM’ye gelecekler. Bizler de orda olacağız ve hep birlikte yasanın geçmemesi için mücadele edeceğiz.”