GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
1 Eylül 2019 Pazar 17:09

İzmir yangını davalık oluyor

İzmir'de terör örgütü PKK'nın üstlendiği, yaklaşık 6 bin 500 hektar orman alanını kül eden yangınla ilgili flaş bir çıkış geldi. Söndürme çalışmalarında zaafiyet yaşandığına yönelik tartışmaların sürdüğü yangınla ilgili konuşan İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, "Gerekli çalışmaları başlattık. Yangını çıkaranlar, çıkmasına engel olmayanlar ve yangına zamanında ve gereğince müdahale etmeyenlerle ilgili davaları açıyoruz" dedi.

SONKALEİZMİR- Oda TV'den Nurzem Amuran'a konuşan Özkan Yücel, gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı. Baro yönetimi olarak İzmir’deki orman yangınından hemen sonra, başta İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer olmak üzere pek çok yetkiliyle görüştüklerini aktaran Yücel, "Ortada büyük bir ihmal ve hatta yer yer kastı hatırlatacak emareler var. Yangının çıkış nedeni ve gerekli önlemlerin alınıp alınmayışı mutlaka sorgulanmalıdır. Ama daha da önemlisi, yangına müdahale aşamasında yaşananlar dikkatle soruşturulmalıdır" dedi.

BİR KİŞİ BİLE İSTİFA ETMEDİ
Özkan Yücel, temel hizmetlerin özelleştirilmesine ve işin ehli olmayan kişilere bu işlerin devredilmesine baştan beri karşı olduklarını belirtirken, şöyle devam etti: "İşte bu yaşanan dramların temel nedenlerinden biridir. Türk Hava Kurumu uçaklarının bakımsızlıktan uçurulamaması diye bir bahaneyi asla kabul etmiyoruz. Devlet yetkilileri, ülkenin en büyük üçüncü kenti günlerce alev alev yanarken, böyle bir bahanenin arkasına sığınamazlar. Lütfen hatırlayın, bu aymazlıktan sonra bir kişi bile kendisini sorumlu görüp istifa etmedi. İstifa kurumu bu ülkede çoktan unutuldu."

KAHRAMANLARIN RUHU GEZİNİYOR
Büyük Taarruz'un yıldönümünde olduğumuzu anımsatan Yücel, şunları söyledi: "Anımsayın, büyük emperyalist paylaşıma karşı mücadele eden vatanseverler, bir tepeyi söz verdiği saatte ele geçiremediği için canına kıyan bir anlayıştan beslenmekteydi. Bu gelenek, kurdu bu ülkeyi. Şimdiki anlayışa yüz seksen derece ters bir örnek olduğu için bunu dile getiriyorum. Büyük mücadelelerle kurulan ülkemizin her ağacında, her kuşunda, her böceğinde bu özverili kahramanların ruhu gezinmektedir. Dolayısıyla şunu söylemek isterim ki, biz İzmir Barosu olarak gerekli çalışmaları başlattık. Yangını çıkaranlar, çıkmasına engel olmayanlar ve yangına zamanında ve gereğince müdahale etmeyenlerle ilgili davaları açıyoruz. Ayrıca, bir metrekare orman alanında bile yapılaşmaya izin vermeyeceğiz, bunda kararlıyız. Bugünkü doğa ve orman düşmanı anlayışla hukuki zeminde sonuna kadar mücadele edeceğiz."

BARO BOYKUTUNUN FİTİLİNİ ATEŞLEMİŞTİ
Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda yapılacak adli yıl açılışına katılmayacaklarını açıklayan ilk baro başkanı olan Yücel, yüksek yargı üyelerine de ilginç bir soru yöneltti. Yücel, şöyle devam etti: "Yüksek yargı organlarının üyeleri, yürütmenin başı salona girince ayağa kalkıyor, cübbelerinde ilikleyecek delik arıyor. Bunun da yargı bağımsızlığına aykırı olmadığı, salonun kamuya ait olduğu iddia ediliyor. Peki o halde şunu soralım: Cumhurbaşkanı salona girdiğinde ayağa kalkmamaya cesaret edecek tek bir hakimimiz var mıdır? Ya da dahası, buna cesaret edecek hakimin, ertesi gün mevcut görevini sürdürmesi mümkün müdür? Bu sorulara verilecek cevap, Türkiye’deki yargının bağımsız olup olmadığı hususunda da en net yanıt olacaktır. Yine okuyuculara açıklayıcı olması açısından ekleyeyim… Bu hususun önemi şurada karşımıza çıkar, eğer yürütmede görevli bir kimse -bu kimse Cumhurbaşkanı da olabilir, bir bakan, üst düzey bir yetkili, ya da bunlara yakın bir başkası- örneğin sizin tarlanıza keyfi şekilde el koymaya kalksa, el koyan kişilerin önünde el pençe divan duran bir yargıcın, davanıza bakmasını ve sizin hukuki meseleniz hakkında karar vermesini ister misiniz? İşte bizim Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesinde yapılacak adli yıl açılışına katılmama sebebimiz, bu yurttaşların hakkını savunmaktır. Bağımsız yargının var olmadığı bir ülkede, yurttaşların mal ve can güvenliği her daim risk altındadır."