Mustafa AKBAŞ/SONKALEİZMİR- İzmir Valiliği'nin incir, üzüm, kestane ve zeytin gibi Ege Bölgesi’nin birçok geleneksel tarım ürününü tehdit eden jeotermal enerji santralleri ile ilgili aldığı şok karar, tarım kesiminin yanı sıra çevrecilerin de tepkisini çekti. Konak Kent Konseyi'nin çağrısı ile Türkan Saylan Kültür Merkezi'nde bir araya gelen çevreciler, Aydın ve Manisa'da tarıma, halk sağlığına büyük zarar veren jeotermal girişimlerinin İzmir'de de başlatılmak istendiğine dikkat çekti. İzmir Valiliği'nin 16 ilçedeki 33 jeotermal enerji sahasını kiraya vermekten vazgeçmesini isteyen çevre örgütleri, başta İzmir Barosu ve TMMOB olmak üzere sivil toplum kuruluşlarına 'ortak mücadele' çağrısı yaptı.
TARIMI TAMAMEN BİTİRİR
Çevrecilere bilgilendirmede bulunan İzmir Ziraat Odası eski Başkanı ve yüksek ziraat mühendisi Ferdan Çiftçi, İzmir yüzölçümünün yüzde 8'ine denk gelen alanda jeotermal kaynak araması planlandığını vurgularken, bunun bölgede tarımı tamamen bitireceğine işaret etti. Çiftçi, Çeşme’den, Seferihisar, Urla, Bayındır, Tire, Foça, Menemen ve Bergama'ya kadar İzmir’in 16 ilçesindeki jeotermal sahalarıyla ilgili ihalenin 14 Kasım'da yapılacağını hatırlattı.
İŞ TAMAMEN ÇIĞRINDAN ÇIKTI
Ege'de ilk jeotermal faaliyetlerinin 1960'lı yıllarda Aydın Buharkent'te başladığını, sonraki yıllarda Germencik, İncirliova ve Manisa Alaşehir ile devam ettiğini kaydeden Çiftçi, çevreye, tarıma ve insan sağlığına zararlarının ise yıllar sonra ortaya çıktığını aktardı. Çifçti, enerji yatırımlarına verilen devlet destekleriyle birlikte jeotermal tesislerinin mantar gibi türediğini ve tarıma büyük zarar verdiğini belirtirken, "Sermaye bu işin karlılığını keşfetti ve olay şuanda tamamen çığrından çıktı. Özellikle Aydın'da incir, zeytin gibi özel ürünler bu jeotermal tesisleri nedeniyle büyük zarar görmeye başladı. Bu tesislerden yayılan, kokusu çürük yumurtayı andıran hidrojen sülfür nedeniyle halk sağlığı da olumsuz etkileniyor" dedi.
KAPLICA DEĞİL, MAGMADAN GELEN 300 DERECELİK AKIŞKAN
Jeotermalin "kaplıca" yahut "maden suyu" gibi lanse edildiğini ve toplumda yanlış anlaşıldığını vurgulayan Ferdan Çiftçi, "Aslında bu bir yanıltmaca. Jeotermal, yerin metrelerce altından, magmadan çıkarılan, içinde bor, kadmiyum ve bakır gibi ağır metaller taşıyan akışkandır. 300 dereceyi bulan sıcaklığı vardır. Bu son derece tehlikeli akışkanın kendisi ve buharı tarımsal ürünlere büyük zarar vermektedir. Ayrıca, bu akışkanın taşınacağı kilometrelerce uzunluktaki borular da tarlaların içinden geçecek, tarım faaliyetlerine büyük darbe vuracaktır. Bu borularda yaşanacak bir patlama yahut korozyon durumu da başka bir risktir" diye konuştu.
1 MİLYON DÖNÜM TARIM ARAZİSİ RİSK ALTINDA
Çiftçi, jeotermal akışkan çıkarılırken yeraltı sularının gözlerinde de kaymalar yaşanabileceğini ve temiz su kaynaklarının yanı sıra toprağın da zehirlenebileceğini belirtirken, "İzmir'de şuan 3 buçuk milyon dönüm tarım arazisi var. İzmir Valiliği'nin kiralamak istediği alanlar yaklaşık 1 milyon dönümlük tarım arazisine denk geliyor. Yani tarım alanlarımızın üçte biri risk altında. Korkunç bir tablo bu. İncir, zeytin, üzüm ve kestane gibi çok özel, katma değeri yüksek ürünlerin yetiştiği İzmir'de bu girişim acilen durdurulmalı. Bundan sadece İzmir değil, tarım ürünlerinin ticareti nedeniyle tüm Türkiye zarar görür. İhale iptal edilmeli" dedi.
İzmir Valiliği'nin çıktığı jeotermal kiralama ihalesi, CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç tarafından bir soru önergesiyle TBMM gündemine de getirilmişti.
Haberin Videosu