SONKALEİZMİR-İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, binlerce kişinin yaşamını yitirdiği deprem bölgesinden döndükten sonra İzmir'de basın toplantısı düzenledi. Fuar İzmir'de gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Başkan Soyer, afetin yaralarının sarılması için İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak yaptıklarını ve yapmayı planladıklarını anlattı.
"ORADA DEVLET YOKTU"
Deprem bölgesindeki izlenimlerini anlatan Başkan Soyer şöyle konuştu:
"Büyük bir felaketle, faciayla karşılaştık. Felaket facia ne kadar büyükse, koordinasyonsuzluk da o kadar büyüktü. Yüzlerce kilometrelik güzergah boyunca yıkılmış, moloz kentlerden geçtik. Büyük bir çaresizlik vardı. Su yoktu, elektrik yoktu, ekmek yoktu, doğalgaz yoktu. Üç gün boyunca sadece bir çorba içebilmiş insanlarla karşılaştık. İnsanlar hipotermiden ölmemek için yaşam mücadelesi veriyor. Kısacası çok ağır bir tablo var. Televizyonlarda gördüğümüz, yüreğimize su serpen mucize kurtuluş haberleri elbette doğru. Hepimiz çok mutlu oluyoruz ama bu gerçeğin binde biri bile değil. Gençeğin binde 999'u farklı. O farklı gerçek devletin olmadığını gösteriyor. Devleti nasıl görürsünüz? Polis üniformasıyla, zabıta, asker üniformasıyla görürsünüz. Biz geçtiğimiz şehirlerde bir trafik polisi, asker görmedik. Devlet yoktu. Enkaz altında çıkartılanlar ilk gün ilk 8 saat içinde kendi imkanları ile çıkmayı, kurtarılmayı başaranlardır. Sonra 40. saatten itibaren biz kurtarma haberleri duyduk. Çünkü ancak ondan sonra arama kurtarma ekipleri müdahil oldu. Sağlık konusu aynı şekilde. Hastaneler yıkılmış ayakta kalanların da koridorlarında cesetler var, üst üste. Bir yerde 200 ambulans görüyorsunuz. 'Niye bunlar burada?' diyorsunuz. 'Talimat bekliyoruz' diyorlar. Ya da dizilmiş görüyoruz. 'Ne bekliyorsunuz kardeşim?' Talimat bekliyoruz diyorlar. Suyun elektriğin, ekmeğin olmadığı olağanüstü zor şartlarda yaşam mücadelesi veriyorlar. Bizim televizyonlarda görmediğimiz binde 999'u maalesef bu gerçekler."
İZMİR'DEN YAPILAN DESTEKLERİ ANLATTI
İzmir olarak yaptıklarını anlatan Başkan Soyer şöyle devam etti:
"İlk dakikadan itibaren en önce arama kurtarma ekiplerimizi gönderdik. 24 araç 127 personel. Fen İşleri ekiplerimiz 44 araç, 73 personel. İZSU Genel Müdürlüğü ekiplerimiz 154 personel, 50 iş makinesi. 6 mobil tuvalet. Lojistik destek bakım onarım için araç personel. Sosyal hizmetler aynı şekilde. 37 personel, 14 araç. Günde 10 bin kişilik yapma kapasitesine sahip mobil mutfak. Sağlık hizmetleri için aynı şekilde 6 hizmet aracı, uzman hekimler 4 ambulans, hemşireler toplam 35 personel. İlk andan itibaren yardım uçağı, 3 gemi, bunun gibi birçok yardım götürmeye çalıştık. Umut Hareketi adıyla başlattığımız destek hareketi 37 milyon liranın üzerine çıktı. 92 TIR, 42 kamyon, 3 uçak, 3 gemi ile 1 milyon 600 bin 200 parça eşya gönderildi. İZSU ekiplerimiz Hatay'da çalışıyor. Çünkü orada içme suyu yok. Pis suyla karıştığı için su verilemiyor. Ekiplerimiz pis su kanallarının ayrıştırılması ile ilgili çalışma yapıyor. Su arıtma cihazı montajını yapacaklar.
"BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ PARALELİNİ KURUYORUZ"
Bugüne kadar yaptığımız çalışmalar bir yana 4 şehirde koordinasyon merkezi kuruyoruz. Bu Hatay, Adıyaman, Osmaniye ve Maraş. Bu koordinasyon merkezleri birçok fonksiyonu icra edecek. Bir birim çocuklarla ilgili, bir diğeri kadınlarla ilgili çalışacak. Bir bölüm 'Bir kira bir yuva' için çalışma yapacak. Bir bölüm sağlık hizmeti vermek üzere görev yapacak. Bir bölüm de TIR'larla gelen malzemelerin doğru yerlere ulaşması için dağıtım işlemi yapacak. Bir büyükşehir belediyesi paralelini kuruyoruz. Yunanistan kadar bir coğrafya. Bütün bunları İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak kurtarmamıza imkan yok. En doğru hizmeti taşıyacak kent İzmir'dir diye düşünüyoruz. İzmir büyük bir tecrübe yaşadı. O sınavı başarıyla atlattı. Sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi yapmadı. İzmir 81 vilayet içinde bu hikayeyi başaracak şehirdir. İzmir'in tüm dinamiklerini seferber ederek yapmaya devam edeceğiz. Bunu yapan tek şehir şu an itibariyle İzmir. Yarından itiraben bine yakın çalışanımızı bölgeye göndereceğiz. On binler enkaz altında. Yerle bir olmuş köyler var. İnanılmaz durumda. Çok büyük acılar yaşanıyor. Vicdanı olan, elini taşın altına sokmak isteyen İzmirliler'i biliyoruz. Yine onlara güveniyoruz."
"HER ŞEY YOLUNDA GİDİYOR" SÖZCÜSÜ SİYASİDİR
Başkan Soyer açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Hükümet kanadının depremin siyasete alet edildiği yönündeki açıklamalarının sorulduğu Soyer, "Durum göz önüne sermek de siyasettir. Siyasi olmayan hiçbir şey yok. 'Her şey yolunda gidiyor' sözcüğü de siyasidir. Bu siyaset sadece siyasal partilerin söylemleriyle, programlarıyla sınırlı değil. Biz yerel yönetim olarak şunu söylüyoruz. 'Bugün el birliği yapma zamanıdır.' İzmir olarak üstümüze düşen ne varsa onu yapacağız" dedi.
ANLATIRKEN GÖZLERİ DOLDU
Başkan Soyer'in, 'Deprem bölgesinde unutamadığınız bir an oldu mu?' sorusuna yanıt verirken gözleri doldu. Soyer, "Bizim orada ağlamaktan gözlerimizde yaş kalmadı. Çok acı şeyler gördük çok. 'Üç gündür boğazımdan sadece bir çorba geçti' diyen, iki yaşındaki çocuğuna kar suyundan mama yaptığı için hastalanan çocuğunu götürecek hasta bulamayan... Çok zor şeyler gördük. Dayanmak çok zor. Genellikle cesetler ikili çıkıyor. Evladına sarılmış anneler, babalar..." dedi.
Deprem bölgesindeki izlenimlerini anlatan Tunç Soyer'in gözleri doldu... Videoyu izlemek için görsele tıklayın...