İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, önceki gün, 31 Mart 2019'daki yerel seçimlerde en az oyu aldığı yer olan İzmir'in Kiraz İlçesi'ne çıkarma yaptı.
İzmir Damızlık Koyun Keçi Yetiştiriciler Birliği’nden alınan 336 küçükbaş hayvanı 16’sı kadın 84 üreticiye dağıtan Soyer, 56 mahallenin muhtarıyla da 3 saati bulan bir toplantı yaptı. Kasketini çekti, Kirazlı muhtarlarla buluştu. Dertlerini dinledi, taleplerini not aldı. En yakın çalışma arkadaşları Genel Sekreter Dr. Buğra Gökçe ve Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul Tugay da Başkan Soyer'e eşlik etti.
Soyer'in Kiraz'a yönelik ilk hamlesi değildi bu... Seçimlerin hemen sonrasında da 356 geçerli oydan sadece 17'sini alabildiği Dokuzlar Mahallesi'ni ziyaret etmişti.
Arı kovanı ve hayvan dağıtımı için bir kez daha gelmişti.
Başkanlığı süresince asla partizanlık yapmayacağını vurgulayan Soyer, önemli olanın "İzmirlilik ve yurttaşlık" bilinci olduğunu dile getirmişti.
***
Ancak Kiraz'a bu ziyaretlerinin hiçbirinde AKP'li Kiraz Belediye Başkanı Saliha Özçınar yoktu. Yan yana poz vermedi. Başkan Özçınar, son ziyarette de geleneği bozmadı. Sağlık sorunlarını gerekçe göstererek hayvan dağıtım programına katılmadı.
Belki gerçekten rahatsızdır bilemeyiz ama 1 gün önce Beydağ Kaymakamı Abdurrahman Çelebi ile birlikte yeni atanan Kiraz Kaymakamı Ahmet Ali Altıntaş'ı ziyaret etmeleri akıllarda soru işareti bıraktı. Pekala, sağlıklı bir şekilde oturmuşlar, sohbet edip hayırlı olsun dileklerini iletmişler.
İşte bu da o ziyaretin fotoğrafı:
Elbette, insan 1 gün sonra, hatta birkaç saat sonra da hastalanabilir.. Biz bunu sorgulamıyoruz. Ancak, Başkan Soyer'in Kiraz'da bir sitemi vardı. Bu sitem satır aralarında kayboldu, gitti... Kamuoyuna çok yansımadı.
Ne diyordu Başkan: "Kiraz Belediye Başkanımız rahatsızlığı nedeniyle muhtarlar toplantısına katılamayacağını bildirmiş. Kiraz Belediye Başkanımızdan rica ediyorum mutlaka beraber çalışmamız lazım. Yoksa hizmetlerimizin bir bacağı eksik kalır. Kendisi meclis toplantılarına da katılmıyor. Neye ihtiyaç varsa biz çözmek için buradayız. Bu masada olmadığı zaman eksik kalıyoruz. Çünkü birlikte hizmet edeceğiz."
Bunu söyleyen bir Büyükşehir Belediye başkanı... Yani tüm ilçe belediyelerin kendi projelerine öncelik vermesi, asfaltı, parke taşı, kanalizasyonu, nakdi yardımı, ayni yardımı için taklalar attığı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı... Üstelik bu başkan CHP'li... Çağrı yaptığı kişi ise AKP'li bir ilçe belediye başkanı...
Hemen aklımıza getirelim 31 Mart seçimlerinden birkaç gün önce Samsun'un 19 Mayıs Belediye Başkan adayı Osman Topaloğlu ne demişti? "Oy veren en iyi hizmeti alacak vermeyen en son alacak" diye buyurmuştu AK Partili Topaloğlu... Yine de seçildi.. 19 Mayıs'ın belediye başkanı oldu.
Topaloğlu dediği gibi hizmette partizanlık yapıyor mudur bilmiyorum ama İzmir'de bu tür söylemleri hiç duymadığımız, eylemleri hiç görmediğimiz kesin.
***
Buna rağmen, İzmir Büyükşehir'in uzattığı eli sürekli geri çevirmek, yan yana durmamak için bile ekstra önem göstermek hiç hoş bir tavır değil.
Üstelik bu başkan daha 1,5 yılda, en uzaklardan biri olan ilçenize 3 kez gelmiş, sorunlarının çözümü noktasında kararlılık ortaya koymuş...
En kısa sürede 10 kuyunun daha hizmete alınacağını, uzun dönemde bunun 31'e çıkarılacağını söylüyor. İçme suyu şebekesini yenileyeceklerini, ihalesine çıktıklarını anlatıyor.
"Arıtma tesisi için hazırız" diyor...
Son 1,5 yılda ilçede 20 kilometre uzunluğunda yolda, 43 kilometrelik ova yolunda asfalt çalışması yaptıklarını, yıl sonuna kadar 2 kilometre uzunluğunda yol, 6 kilometre uzunluğunda ova yolunun da asfaltlanacağı bilgisini veriyor.
1,5 yıl içinde 127 bin metrekare kilit parke taşı döşendiğini, 9 bin metrekarelik döşeme işleminin sürdüğünü, 53 bin metrekarelik kilit parke taşının daha yıl sonuna kadar döşeneceğini duyuruyor.
***
Bu başkan Kiraz için daha ne yapsın, ben bilemedim... Bilen varsa söylesin.
Medyaya verdiği her demeçte Başkan Soyer'i hedef alan ve çok sert ifadeler kullanan AKP'li Başkan Özçınar'ın öfkesinin kaynağını gerçekten merak ediyorum.
Acaba, söylendiği gibi, İzmir Büyükşehir'in Kiraz Arkacılar Mahallesi’ndeki 288 bin metrekarelik parseldeki plan değişikliğini mahkemeye verip iptal ettirmesi mi bunda etkili oldu?
Yani, İzmir Büyükşehir'in kamunun kullanımında olması gereken bir arazinin "ticaret ve konut alanına" dönüştürülmesine karşı çıkması yanlış mı?
Velev ki yanlış, karşı tavır bu mu olmalı?