GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mustafa Akbaş
YAZARLAR
22 Eylül 2021 Çarşamba

Alavere dalavere Kürt Memet nöbete!

Türkiye günlerdir üniversite öğrencilerinin yurt ve kalacak ev sorunuyla çalkalanıyor. Anadolu'nun dört bir yanından İstanbul, Ankara ve İzmir gibi metropollere üniversite okumaya gelen gençler, ev kiralarının fahiş şekilde artması, özel yurtların çok pahalı olması ve devlet yurtlarının yetersizliği yüzünden çıkmaza girmiş durumda...

Öyle ki kalacak yeri olmayan bu gençler, parklarda sabahlayıp gözleri görmeyen, kulakları duymayan devlet yöneticilerine isyan ediyor. 

Devletin idaresini tek elde tutan kişi ise konunun "abartıldığını" savunuyor...

***

Ege Üniversitesi (EÜ), Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, Bakırçay Üniversitesi, İzmir Demokrasi Üniversitesi, Milli Savunma Üniversitesi Hava Astsubay Meslek Yüksekokulu ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi gibi devlet üniversitelerinin yanı sıra 5 vakıf üniversitesini de barındıran İzmir, bu sorunun en yakıcı şekilde hissedildiği kentlerin başında...

176 binden fazla öğrencinin bulunduğu İzmir'de, 30 Ekim depremi sonrası sağlam konut stokunun azalması da durumun vahametini artırıyor.

Özellikle DEÜ kampüsünün bulunduğu Buca ve EÜ kampüsünün yer aldığı Bornova'da kiralık evler kapış kapış, tüm yurtlar ise tamamen dolu...

Zaten, Milli Eğitim Bakanlığı'nın güncel verilerine göre İzmir'deki Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü’ne (KYK) bağlı yurtların kapasitesi 15 bin 171 düzeyinde. Özel yurtların kapasitesi ise 20 bin 50 kişi. Yani, toplam özel ve devlet yurdu kapasitesi İzmir'deki öğrenci sayısının ancak yüzde 25'i...

Kalan yaklaşık 140 bin öğrenci ya ailesinin yanında ya da bulabilirse öğrencievlerinde barınıyor...

***

Bir avuç şanslı azınlığın yerleşebildiği KYK yurtlarının aylık kalma bedelleri ise 300 ile 500 lira arasında değişirken, özel yurtların fiyatları aylık 900 liradan başlayıp 3 bin liralara kadar çıkıyor.
KYK bursu konusuna gelirsek, daha içler acısı...

Bursun tutarı aylık 650 lira... "Bozdur bozdur harca" dedirtecek bu para da tüm öğrencilere verilmiyor. İzmir'deki 176 bin öğrencinin sadece 10 bini, yıllar sonra kat kat faiziyle ödeyeceği bu burstan yararlanabiliyor.

Yani bu matematiğe göre, devlet yurtlarının sayısını artırmayıp, bursların tutarını insani seviyeye çekmeyip 1000 liralık kiraların bir anda 2500 liraya çıkmasını önleyemediğiniz zaman üniversitelilerin sokakta kalması kaçınılmaz oluyor. Yahut en iyi ihtimalle de köhnemiş, rutubetli, kümes gibi evlerde 5- 6 kişi kalmaları...

***

Hal böyleyken, "CHP'li belediyeler İzmir'de yurt yapsın", "İzmir Büyükşehir Belediyesi, Hilton Oteli'ni yurda dönüştürsün" diye yaygara koparanları hiç iyi niyetli bulmuyorum.

Bu yaygarayı pompalayanların, acı tablonun asıl sorumlularını ustaca kenara sıyırıp CHP'li başkanlara istikamet çizme konusundaki özgüvenine ise şaşırıyorum...

Sorumlulardan "çıt" yok, belediyeler göreve çağrılıyor... Alavere dalavere Kürt Memet nöbete!

Belediyeler yurtları kursun kursun da İzmir'in altyapısı, yolu, hizmeti hangi parayla yapılacak?
Pandemi, deprem, sel ve orman yangını gibi kriz durumlarında, özellikle CHP'li belediyeler üzerlerine düşeni fazlasıyla yerine getirdi zaten. Ancak bu farklı bir durum; yurttaşların en temel haklarından biri olan "eğitim" söz konusu...

Yani bu gençlerin kendilerinden, annelerinden, babalarından alınan vergilerin merkezi hükümet tarafından geri döndürülme mecburiyeti var... Ama bu yapılmıyor!

***

O vakit sormak lazım; öğrencisi sokakta, parkta yatarken New York’a 1,5 milyar dolarlık gökdelen yapmakla övünenler bu tablonun asıl sorumlusu değil mi? Onların bu israf ve savurganlıktan vazgeçip halktan topladıkları vergiyi halkın çocuklarına harcaması gerekmiyor mu?

2022 yılı için, aralarında Milli Eğitim Bakanlığı'nın da bulunduğu 7 bakanlıktan daha fazla bütçeyi, yani 16,1 milyar lirayı Diyanet İşleri Başkanlığı'na ayıranlar art niyetli değil mi?

Aldığı bütçeyi milyar milyar Türkiye Maarif Vakfı'na, TÜRGEV'e, TÜGVA'ya ve Nur Cemaati'ne yakın Hizmet Vakfı'na dağıtıp milletin kesesinden tarikat yurtlarının açılmasına önayak olan Diyanet suç işlemiyor mu? Buca'nın Hasanağa Parkı'nda yatmak zorunda kalan gençlerin hakkına girmiyor mu?

Tüm bunlarda belediyelerin bir dahli var mı?

Kimse sormayacak mı; Diyanet'e bu kadar bütçe ayıracağınıza metropol kentlere konforlu 2'şer yurt yapsaydınız olmuyor muydu?

Tweet atan 15 yaşındaki çocuğu bile ışık hızıyla gözaltına alırken, kiraları fahiş şekilde artıranlara bir yaptırımınız yok muydu? Ticaret Bakanlığı, Rekabet Kurumu, İzmir Valiliği v.s, v.s nerede?

Somali'ye tek seferde 30 milyon dolar hibe yaparken, Suriyeliler'e 40 milyar dolardan fazla para harcadığınızla övünürken, bu memleketin çocuklarına verdiğiniz bir çeyrek altın dahi etmeyen bursları insani seviyelere çekmeyi akıl edemediniz mi?

"İnadına Kanal İstanbul'u yapacağım" politikasından, geçiş garantili köprüler ve uçuş garantili havalimanı adı altındaki soygun düzeninden hiç bahsetmiyorum daha...

Şimdi tüm bunları bir kenara bırakalım, "belediyeler yurt yapsın, belediyeler yurt yapsın, belediyeler yurt yapsın" diye koro halinde inleyelim öyle mi?