Hükümete yakın Star gazetesi yazarı Resul Tosun, “Beş vakit namazı camide kılmaya özen gösteren, imam olmadığı zaman mihraba da minbere de geçen biriyim. Bunları özellikle baştan yazıyorum ki aşağıda yazacaklarımdan dolayı kimse beni yanlış anlamasın” diyerek ezan eleştirisi yaptı. Resul Tosun, “Diyanet’e açık çağrı!” başlıklı yazısında, “Kuran tilavetinin ve ezanın güzel sesle ve güzel makamla icra edilmesi Müslüman’ı da gayr-i müslim’i de memnun eder. Müslüman zaten kelamın en güzeli olan Kuran ayetlerini usulüne uygun, güzel bir ses ve makamla dinleyince huzur bulur, huşuu artar. Manasını anlıyorsa imanı da güçlenir. Gayr-i müslim de güzel ses ve makamla icradan etkilenir. Bu etkiyle Müslüman olanlar da vardır. Ama günümüzde yüksek sesli hoparlörle okunan ezan ve Kuran tilaveti müminin umduğu huzuru ve huşuu vermek bir yana kulakları tırmalamaktadır, rahatsız etmektedir. Bu durum aşırı derecede ses kirliliği yapmakta ve beyin hücrelerini öldürdüğü için insan sağlığına zarar vermektedir” ifadelerini kullandı.
“EZANLAR KÜÇÜK ÇOCUKLARI KORKUTMAKTA BÜYÜKLERİ DE RAHATSIZ ETMEKTE”
“Çevre Bakanlığı yıllar önce 85 desibelin üstündeki seslerin sağlığa zararlı olduğunu ve sorumlularının cezalandırılacağını belirleyen bir yönetmelik yayınlamıştı” diyen Resul Tosun, şunları yazdı:
“Bu yönetmelik kimi yerlerde uygulansa da maalesef camilerde uygulanmamakta, itiraz etmek isteyenler ‘ezan düşmanı’ olarak yaftalanmaktan korktukları için çekimser kalmaktadırlar.
Özellikle bitişik bina sistemi olan semtlerde yüksek volümlü ezanlar küçük çocukları korkutmakta büyükleri de rahatsız etmektedir.
Oysa ezanın sevdirilmesi gerekir değil mi?
Mehmet Görmez hoca döneminde konuyla ilgili yayınlanan genelgeyi bir camiin ilan panosunda görmüştüm.
Ama maalesef bu konu halledilmek bir yana ayarı kaçmış vaziyette.”
“RAHATSIZLIK EZANDAN DEĞİL, YÜKSEK SESTENDİR”
Resul Tosun, “Bu eziyeti dile getirenleri ‘ezan düşmanı’ ilan edenler de çıkmadı değil. Oysa mesele ezana karşı çıkma meselesi değil” diyerek yazısını şöyle sonlandırdı:
“Mesele ezanın insan sağlığına zarar verecek bir ses tonu ile okunması meselesidir.
Rahatsızlık ezandan değil, yüksek sestendir.
Sadece ezan değil fısıldansa sesin duyulacağı camilerde bile hoparlör kullanılması namazda huşu ve huzuru ihlal etmektedir.
Günde beş kez semaya yükselen bu çağrının, insanın beden ve ruh sağlığına zarar vermeyecek düzene kavuşturulması öncelikli olarak Diyanet’in sorumluluğundadır.
Unutmayalım nefret ettirmek değil sevdirmekle emrolunduk!”