Kent Bayraklı Tıp Merkezi Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Bozdağ ile Plastik Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Ayhan kalp, kanser gibi hayati risk yaratan hastalık belirtilerini fark eden, bilen pek çok kişinin virüs bulaşacağı korkusuyla hastanelere, hekime başvurmadıklarını, bunun da tanı ve tedaviyi geciktirdiğini bildirdi. Ağrıları yoksa hastaların bu belirtileri göz ardı edip hekime başvuruyu ertelediğini belirten Prof. Dr. Bozdağ şu bilgileri verdi;
“Deri kanserleri en sık görülen kanser türüdür ve giderek sıklığı artmaktadır. Tüm kanserlerde olduğu gibi erken tanı önemlidir. Bir aydan uzun süreli iyileşmeyen yara varlığında deri kanseri düşünülmelidir. Güneşe açık deri alanlarında oluşan kızarıklık ve kabuklanmalar, deri kanserinin öncü belirtileri olabilirler. Bu öncü belirtiler ‘prekanseröz’ olarak adlandırılırlar. Bazal Hücreli Karsinom en sık görülen ve daha iyi seyirli bir deri kanseriyken, Skuamöz Hücreli Karsinom daha hızlı seyreder. Her ikisi de kızarıklık, kabarıklık, renk koyuluğu ve iyileşmeyen yara şeklinde başlayabilir.
Melanom ise deri kanserlerinin içinde en az görülenidir fakat en tehlikelisidir. Melanomun başlıca belirtileri daha önce var olan bir benin büyümesi, karışık renkli görünüm alması ve asimetridir. Bazen de normal deride sonradan oluşan bir renk koyuluğu şeklinde başlar. Erken tanı konulduğunda tedavi edilebilir. Geç kalındığında hızlı seyretmesi ve yayılması nedeniyle ölümcül olabilir.”
Pandemide cilt kanserlerinin gözden kaçırılmaması uyarısını vurgulayan Prof. Dr. Bozdağ, “Büyüyen, renk değiştiren benler, sonradan çıkan kabartılar, geçmeyen yaralar, ağrımasa da deri kanserleri ile ilgili olabilirler; Mutlaka bir dermatoloji uzmanına görünmek gereklidir” dedi.
Öte yandan özellikle 65 yaş üstüne yönelik seyahat ve diğer kısıtlamaların, tanı konulmasında gecikme problemini arttırdığını belirten Opr. Dr. Semih Ayhan da şunları söyledi;
“Anne ve babalarının tırnak kesme ve yıkanma gibi kişisel bakımlarında daha önce yanlarında olan çocukları şimdi virüs bulaştırma korkusu ile daha uzak durmakta ve sorunları fark etmemekte, yaşlılar da genellikle ağrımayan deri problemlerini önemsemeyip ihmal edebilmektedirler. Dermatolojik muayene için başvurmak isterlerse bu kez, yoğunluk ve bulaş tehlikesi olduğu düşünülerek önce yakınları ve sonra pandeminin yükünü çeken bazı sağlık kurumlarındaki sağlık personeli tarafından cesaretleri kırılmaktadır. Bazen muayeneden sonra “Teyze-amca bunun için mi geldiniz evinizden çıkmayın” denilerek gönderilmektedirler. Ancak cilt kanserleri ihmal edilmeyecek kadar ciddi sağlık sorunlarıdır. Erken tanı tedavinin başarısını artırmaktadır. Dermatoloji uzmanı tarafından ön tanı alan cilt tümörleri en kısa zamanda cerrahi olarak çıkarılmalıdır. Erken davranıldığında tam tedavi ve daha estetik sonuçlar mümkün olmaktadır. Sağlık kuruluşları hem hastaların hem de çalışanlarının sağlıklarını korumak için gerekli önlemleri almaktadır, bu unutulmamalıdır.”