Bakırköy Kent Konseyi ve Mahalle Afet Gönüllüleri Derneği (MAG-DER) iş birliğiyle Tarık Akan Konferans Salonu’nda ‘Deprem Tehlikesi ve İstanbul’ başlıklı panel düzenlendi.
Yoğun katılımın olduğu panele Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu, Prof. Dr. Şükrü Ersoy ve çok sayıda yurttaş katıldı. Prof. Dr. Şükrü Ersoy, panelde bir konuşma yaptı.
İLÇE İLÇE SÖYLEDİ: “İLERİDE DEPREM POTANSİYELİ TAŞIYOR”
Hatay’da uzun bir süre 7’den büyük deprem olmayacağını söyleyen Şükrü Ersoy, şu ifadeleri kullandı:
“Garanti veremem ama Hatay’da artık uzun bir süre 7’den büyük bir deprem olmayacak. Malatya tarafına doğru zaten bir gerilim var. Adana’nın üstünde Göksu, Savrun, Kozan gibi ilçeleri ilgilendiren kuzey, güney fay hatları var. İleride bu ilçeler deprem potansiyeli taşıyor.
Bireysel olarak depremin farkında olmamız gerekiyor. Ancak bunu paranoyak bir korkuya dönüştürmemek lazım, çünkü yaşıyoruz, sorumlu olduğumuz insanlar var. Biz Türkiye’nin yüzde 92’si deprem bölgesi dediğimizde insanlar bu riskin sadece İstanbul’da olduğunu, depremin hep başka yerde olup kendilerine bir şey olmayacağını düşünüyorlar. O yüzden bu cümleyi düzelterek Türkiye’nin yüzde yüzü deprem bölgesi, bu afetten etkilenmeyecek hiçbir ilimiz yok diyoruz. İllerin fay hattından geçmesi de gerekmiyor.”
“1992’DEN GÜNÜMÜZE DEPREM TEHLİKESİ 3 BUÇUK, 4 KAT DAHA ARTTI”
Zemini dikkate alarak sağlam evlerin yapılması gerektiğini belirten Ersoy, “Biz 1992’ye kadar Türkiye’de deprem oluşturabilecek fay sayısını 150 biliyorduk. Şimdilerde bu sayı 500’ün üzerine çıktı. Yani Türkiye’de 1992’den günümüze kadar deprem tehlikesi 3 buçuk, 4 kat daha arttı. İstanbul çevresinde kötü, özellikle alüvyon gibi yumuşak zeminlerin üzerindeki yaklaşık 100 bin yapı stoklarının hemen ele alınıp, yıkılabilecek binaların derhal yıkılıp, yeniden yapılması gerekir. Çünkü 24 yıl deprem bekledi, çok da beklemeyebilir. Bunun süresini kestirmek zor. Şu anda bile olabilir. Bin 400 kilometre boyunca her yeri kırılmış bir fay hattı var, sadece Marmara da deprem olmamış. Marmara’nın içerisinde hem 1912’nin hem 1999 depremlerinin yüklediği önemli bir gerilim var. Bundan kaçış yok” diye konuştu.
“ÇOCUKLARINIZA TABUT MU BIRAKACAKSINIZ?”
Ersoy, şunları belirtti:
“Diyelim ki deprem bizim söylediğimiz yakın zamanda olmadı da 50 sene sonra oldu. Evlerinizi, çocuklarınıza bırakacaksınız. Çocuklarınıza tabut mu bırakacaksınız? Silivri açıklarında 5,8 büyüklüğünde bir deprem oldu. Deprem sonrası İstanbul’un bütün ulaşım yolları tıkandı, yapısal hasarlar meydana geldi. Bu yaşayabileceğimiz büyük bir depremin küçük bir provasıydı. Bu depremi hadi 6 olarak kabul edin.
Beklediğimiz deprem enerji açısından bunun 300, 400 katı İstanbul için beklenebilecek en büyük deprem senaryosu 7 buçuk olarak kabul edilip bütün senaryolar bunun üzerine düzenlenmekte. İstanbul çevresinde bir depremi konuşuyorsak, tsunamiyi de beraberinde konuşmamız gerekiyor. Marmara’nın neresinde deprem olursa, kaç metre yüksekliğinde dalga olur, kaç dakika sonra hangi kıyıya gider? Bunların senaryoları var.”