Mustafa AKBAŞ/SONKALEİZMİR (ÖZEL)- Türk- İş Genel Başkanı Ergün Atalay'ın adeta sarı sendikacılığın itirafı niteliğindeki sözleri, konfedarasyon içinde büyük kırılma yarattı. Türk- İş'e bağlı birçok sendikanın başkanından Atalay'a sert tepki gelirken, İzmir de yaşananlara sessiz kalmadı. Ege Bölgesi ve İzmir'de emek mücadelesinin simge isimlerinden Belediye- İş Sendikası Bölge Örgütlenme Temsilcisi Atilla Pasin, SONKALEİZMİR'e konuştu. Pasin, Ergün Atalay'ı yerden yere vururken, çok önemli uyarılarda da bulundu. Mikrofon skandalını "Allahın bir lütfu" olarak niteleyen Pasin, "Biz yıllardır Ergün Atalay'ın ne olduğunu, iktidarla nasıl iç içe, koyun koyuna yaşadığını anlatmaya çalışıyorduk ama bir türlü anlatamıyorduk. Mikrofonun açık kaldığı 10 saniyedeki kayıt herşeyi ortaya koydu. Türkiye işçi sınıfı hareketinin Ergün Atalay gibilerden kurtulması gerekiyor" dedi.
NE YAPALIM, BIRAKIP GİDELİM Mİ
Atilla Pasin şöyle devam etti: "Ergün Atalay gibilerin deşifre olması çok hayırlı bir gelişme. Ancak, burada yaratılan rüzgarla Türk-İş'e bağlı tüm sendikalara 'sarı sendika' yaftası yapıştırmak isteniyor. Bu çok büyük bir haksızlık. Örneğin, şuan TBMM'ye giden milletvekillerine sen Tayyip Erdoğan'ın meclisine neden gidiyorsun diyebilir misiniz, kızabilir misiniz? Meclisten istifa et mi diyeceksiniz. Hükümet onlardan diye paramentoya gitmeyecek misiniz? Bu aynı şeydir. Türk- İş yönetiminin mevcut durumu böyledir diye bırakıp gidelim mi biz de. Şu anda en büyük işçi kitlesi Türk-İş'tedir. Güç oradadır. Onları bırakıp gitmek doğru değildir. Şu an yapılması gereken Türk- İş'in yönetimine gelip dümeni doğru yere kırmak, işçinin hakkını hukukunu savunmaktır."
HALEN MÜTHİŞ BİR POTANSİYEL VAR
Türk- İş'in geçmişte çok büyük, tarihi eylemlere imza attığını, bunca birikimin tek kalemde silinip atılamayacağını vurgulayan Pasin, "Düz mantıkla bakıp, Ergün Atalay onları söyledi diye (Türk-İş böyle böyle) diyemeyiz. Bunu Hak-iş'e diyebilirsiniz. Sendikacılık yapmadıkları ortadadır. Ama Türk- İş farklıdır. Geçmişte çok büyük, tarihi eylemleri vardır. Halen müthiş bir potansiyeli bulunuyor. Türk-İş yönetiminin ihanetçi çizgisini tüm camiaya, sendikalarına, temsilcilerine, işçilerine atfedemezsiniz. Bu çok büyük bir haksızlıktır. İşçi sınıfını böyle bölemezsiniz, yargılayamazsınız. Bu ya cahilliktir ya insafsızlıktır ya da bilerek manipülasyondur" diye konuştu.
GENEL KURULA UMUTLA GİDECEKLER
Pasin, Türk- İş'in ocak- şubat aylarında genel kurula gideceğini ve birçok sendika başkanının şimdiden yönetime karşı kılıçlarını çektiğini anlatırken, şöyle devam etti: "Türk-İş yönetimine içeriden bu denli bir tepki varken, bağlı sendikaların moralini bozmamak lazım. Türk-İş yönetimini istifaya çağıran, yerden yere vuran sendikalar var. Belediye-İş olarak biz de öyleyiz. Ama şimdi bağlı tüm sendikaları Türk-İş yönetiminin yaptıklarından sorumlu tutmak hiç hoş olmuyor. Bizim canımızı yakıyor. Çünkü biz bu yönetimin değişeceğini umut ediyoruz. Tabanda müthiş bir tepki var. Sendikaların genel merkezine yansıyor bu tepkiler. Genel merkezlerden de yılbaşındaki genel kurula yansıyacak. Biz Türk-İş'in eski, mücadeleci, işçi sınıfından yana olan günlerine döneceğine inanıyoruz. Cumhuriyetin, demokrasinin değerlerine döneceğini düşünüyoruz."