Tunç Soyer'in cezaevi günlü?ü ba?l??? ile yay?nlad??? mesaj?n tamam? ?öyle:
"Hapishanede Hayata ve Ölüme dair
Sevgili Murat Çal?k Ba?kan?m?za yap?lanlar? mutlaka izliyorsunuzdur. Ya?ananlar, hepimize “bu kadar da olmaz” dedirtiyor. 21 kg vermi?, hastane verileri kanserin nüksetti?ini ya da nüksetme i?aretleri verdi?ini söylüyor. Buna ra?men, ?ehirler aras?nda, hastaneler aras?nda dola?t?r?l?yor, birbiriyle çeli?en raporlar ortaya at?l?yor. Murat Ba?kan ac? çekiyor, ailesi ac? çekiyor ve bir türlü tutukluluk halinin kald?r?lmas?na karar verilemiyor. Murat Ba?kan henüz bir suçtan mahkum olmu? de?il, sadece tutuklu. Yani bu eziyet “tutukluluk halinin kald?r?lmas?na, tutuksuz yarg?lanmas?na” denilerek bir kararla bitirilebilecekken bu yap?lm?yor. Ne için bu bedel ödetiliyor, henüz suçu bile kesinle?memi? bir insan?n sa?l???yla hayat?yla neden kumar oynan?yor anla??lm?yor. Maalesef devlet hepimizin gözleri önünde vicdan?n? kaybediyor. Tarih vicdan?n? kaybetmi? devletlerin ne büyük ac?lar ya?ad???n?n, ya?att???n?n örnekleri ile doludur. Bin y?ll?k devletimizin, yüz y?ll?k Cumhuriyet’imizin bu tabloyu görmesi, anlamas? ve ak?l almaz süreci derhal durdurmas?n? bekliyoruz.
Hapishane hapiste olan? zaten öldürüyor. Murat Çal?k Ba?kan?m?z gibi sadece bedenen ya?anan eziyeti kastetmiyorum. Hapishane herkesi bir parça öldürüyor.
Di?er cezaevlerini bilmiyorum ama benim kald???m F tipinde hücreniz d???nda, infaz koruma memurlar?, ziyarete gelen avukatlar ve milletvekilleri ile avludan görünen bir avuç gökyüzü d???nda, kimseyi, hiçbir ?eyi görmüyor, duymuyorsunuz. Hayatla kurdu?unuz ba? sadece bu sayd?klar?mla s?n?rl?. Yani a?açlar, çiçekler, ku?lar, köpekler, deniz, onun sesi, ?ehrin ???klar?, sesleri, dostlar, dost sohbetleri vb. hiçbir ?ey yok. Yani hayat?n?zda eksilenler ve mahrum kald?klar?n?z nedeniyle adeta bir bölümünüz yok oluyor.
Sevdikleriniz, sanki gökyüzüne yükselmi?siniz gibi, göremeseler de varl???n?z? hissediyor, bir gün tekrar hayata dönece?iniz günü bekliyor. :)) Siz de adeta yukardan olup biteni izliyorsunuz.
Hapiste kiminin %10’u kiminin %60’? ölüyor. Bana sorarsan?z benim %15’im öldü san?yorum. Ama ?imdi bu alegorinin iyi taraf?na geliyorum.
San?yorum ünlü fizikçi Lavoisier idi; “Hiçbir ?ey vardan yok, yoktan var olmaz” diyordu. Benim öldü?ünü söyledi?im %15’lik k?s?m, asl?nda ba?ka bir biçimde, ba?ka bir fonksiyonu yerine getiriyor. Adeta bir do?um sanc?s? çekerek, hem gerideki %85’i hem yeniden do?um sonras? ba?layacak hayat?n çok daha canl?, çok daha güçlü, çok daha mutlu olmas?n? sa?layacak ders, deneyim ve ustal?k biriktiriyor.
Bunun nas?l mümkün olabildi?ini, içerisi ile d??ar?s? aras?ndaki ba??n nas?l bir ba? oldu?unu Dr. Feyza Bayraktar yazm??. Kendisi bir hapisane tecrübesi ya?ad? m? bilmiyorum ama ya?am?? kadar hakiki anlatm??. Sözü biraz ona b?rak?yorum.
“Ta? duvarlar ve demir parmakl?klar, ilk bak??ta yaln?zca sessizli?i temsil eder. Ama insan ruhu devreye girdi?inde, hapisane bir mezar de?il, bazen bir laboratuvar, bazen de bir sahneye dönü?ür. Dört duvar aras?ndaki umut ile umutsuzluk sürekli bir çat??ma ya?ar. Hücresinde yaln?z ba??na oturan bir insan, moralini korumaya çal???rken yaln?z kendi varl??? için de?il, toplumun belle?i için de sava??r.
Zincir, insan? durdurmaz, yasak ilgiyi yok etmez. Haks?z yere tutuklananlar görünürde susturulur ama gerçekte yasaklanan ya da susturulan bir ses ironik biçimde ne kadar bast?r?l?rsa o kadar çok yank? bulur. Çünkü insan zihni, bir ?eyden, bir ki?iden mahrum b?rak?ld???nda ona daha çok yönelir. Bir bilgiye eri?im engellendi?inde o bilgiye duyulan ilgi ve arzu artar.
Yasak ilgiyi azaltmak yerine artt?r?r, d??ardakiler, dinleyerek, izleyerek sessiz bir dayan??ma sergiler. Bask? alt?ndaki toplumlar görünürde itaat ederken, kendi aralar?nda, sessiz, dolayl? ve sembolik yollarla bir direni? geli?tirir. Bu aç?k bir isyan de?il, sessiz bir varolu? ve direni? biçimidir. Dört duvar?n içindeki moral, d??ardakiler için bir pusulaya dönü?ür.
Hapisaneler, sadece mahkumun de?il, toplumun da s?nav?d?r. Hücrede moralini koruyan biri, yaln?z kendi ruhunu de?il, susturulmu? bir toplumun ruhunu da ayakta tutar. Sonuç olarak hakikat zincire vurulamaz. Susturulan sesler er ya da geç susturmaya çal???lanlardan daha yüksek duyulur. Dört duvar?n içi sesleri bo?mak yerine yank?y? büyütür.”
Hapisaneye dü?en insan?n ilk kayb? özgürlü?ü de?ildir. As?l büyük kayb?, zaman?n ak???na dair kontrolüdür. Zincirler kap?lardan çok, zaman?n ak???n? yava?lat?r. Ama insan zihni en a??r zincirlerden bile kendini kurtarabilecek bir yetene?e sahiptir.
Bu yetenekleri, hayal gücü, akl?n? kullanma kapasitesi ve haf?zas?ndan beslenir. Sonuçta hepsinin birlikte yöneldi?i hedef, hücreyi bir mezar olmaktan ç?kar?p bir bulu?ma alan?na dönü?türür. Nietzsche’nin dedi?i gibi “Bir nedeni olan insan, her ‘nas?l’a katlan?r.”
NOT: Dayan??ma -kooperatifi savundu?um için ?u an F tipi hücredeyim ve dayan??ma-kooperatif modeliyle var olan BirGün arac?l???yla sesim, nefesim sizlere ula??yor… ?nsana, insanl??a, umuda; bin selam! ?zmir 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza ?nfaz Kurumu Ko?u? B/63 Buca - K?r?klar