Batman'da yaşayan Salih Oğuz (48) ve Tenzile Oğuz'un (35) 7 çocuğundan Muhammet, Berat ve Emir, taşıyıcı anne ve babadan bozuk gen aktarımı sonucu doğan çocuklarda görülen talasemi hastalığına yakalandı. Henüz 6 aylıkken kansızlık belirtileri ortaya çıkan Muhammet'e talasemi majör teşhisi konulmasının ardından Diyarbakır'da tedaviye başlandı. Daha sonra Berat ve Emir'in de aynı hastalıkla dünyaya gelmesi nedeniyle aile İzmir'e taşındı. Haftada birkaç gün hastaneye gidip kan almaları gereken kardeşlerinin bakımı için ailesine destek olmaya başlayan abla Zeynep Oğuz, Muhammet ve Berat'ın ilik nakliyle hayata tutunmasını sağladı. İzmir Hasta Çocuk Evleri Derneği'nin desteğiyle 3 yıldır İzmir'de yaşamlarını sürdürdüklerini anlatan Oğuz, "Muhammet daha 6 aylıkken bu teşhis konuldu. Rengi sapsarıydı. Batman'a götürdük, Diyarbakır'a sevk ettiler. Diğer kardeşlerim de doğdu. Önce Muhammet ile Berat'ı İzmir'e getirdik. Daha sonra Emir'e de teşhis konuldu. Üçünün de ilik nakli olması gerekiyordu. Ben uyumlu olunca, iki kardeşime iliğimi verdim. Bir yıl önce Berat, 10 ay önce de Muhammet nakil oldu. Dört ay önce ise Emir'e Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi'nden (TÜRKKÖK) ilik bulundu" dedi.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yapılan ilik nakli operasyonunun ardından kardeşi Berat'ın beyin kanaması geçirdiğini belirten Oğuz, "Nakil ameliyatı Berat'ta kalıcı bir iz bıraktı. Çünkü ilik nakli sırasında beyin kanaması geçirdi. Başının sol tarafındaki kemiği alındı, yapay kemik takıldı. 3 farklı operasyon geçirdi. 1 ay yoğun bakımda kaldı. Durumu riskliydi. Hastanede ona 'mucize çocuk' ismini verdiler. Yürüyemiyor, haftada 5 gün fizik tedavi görüyor" diye konuştu.
ÜÇ KARDEŞ BİRKAÇ YIL TAKİP EDİLECEK
Kardeşlerinin naklin ardından enfeksiyon riski nedeniyle tedaviye devam ettiğini kaydeden Zeynep Oğuz, onlara çok düşkün olduğunu ve sağlıkları için her şeyi göze aldığını belirterek şöyle konuştu:
"Uyumlu olunca Berat için damar yolumdan ilik alındı. Muhammet için de ameliyata girdim, sırtımdan ilik alındı. 5 gün iğne oldum. Zorlu bir süreçti. Ama çok şükür 2 kardeşim de sayemde hayata tutundu. Ameliyattan önce 5-10 günde bir kan gerekiyordu. Zor kan bulunuyordu. Annem ile babam tek bakıyordu. Baş edemiyorlardı. Haftada birkaç gün hastaneye gidiliyordu. İyileştiler şu an kan almıyorlar. Birkaç yıl takip edilecek. Onlar için 10'uncu sınıfta okulumu bıraktım. Yeter ki iyi olsunlar. Gözlerimle gördüm onların çektiklerini. Çok sevdiğim arkadaşlarımı ve okulumu bırakıp İzmir'e geldim. Batman'daki günlerimi özlüyorum ama ben kardeşlerime çok düşkün birisiyim. Yeter ki onlar sağlıklarına kavuşsunlar. Emir özellikle bana çok düşkün. Ben de onlara düşkünüm, onları çok seviyorum. Berat beyin kanaması geçirdi. Hastanede beni görünce bana tepki veriyordu. O yüzden yanına sadece benim girmeme izin veriyorlardı. Bana gülüyordu, benimle konuşuyordu. Bu çok güzel bir duygu."
'KAN BULMAKTA ZORLANIYORDUK'
Batman'da inşaatlarda çalışırken bir anda hayatlarının değiştiğini söyleyen Salih Oğuz, şunları söyledi:
"Majör talasemi, hastalığının en ağırı. Vücut antikor üretiyor. Nakil olmaları gerekiyordu. Kan bulmakta zorlanıyorduk. Vücutta demir birikiyor, organları etkileniyor. Belli bir yaşa geldiklerinde donör bulunursa nakil olmaları gerekiyordu. 1700 kilometre uzaktayız. Evimizi, her şeyimizi bırakıp buraya geldik. Dernek bize yardım etti. Açıkta kalmıştık. Ben çalışamıyorum. Evin ihtiyacını karşılayamıyoruz. Kiralar çok yüksekti. 4 ay önce kalp krizi geçirdim. Baypas oldum. Zeynep'le beraber hastaneye girdik, anjiyo yapıldı. Zeynep, elimiz kolumuz. Hemşire, doktor gibi. Zeynep hastaneye kardeşlerini götürdüğünde benim gözüm arkada kalmıyor."