GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
1 Haziran 2021 Salı 16:47

TOKİ'NİN İNŞA ETTİĞİ DEPREMZEDE KONUTLARININ KOLONU PARÇALANDI...

İzmir'de 118 yurttaşın yaşamını yitirdiği 30 Ekim depreminin ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve TOKİ tarafından yürütülen dönüşüm çalışmalarda bir skandal ortaya çıktı. 12 yurttaşın yaşamını yitirdiği Bayraklı'daki Yağcıoğlu Apartmanı'nın yerine inşa edilen binada 5'nci kat kolonunun parçalandığı görüldü. TMMOB İl Koordinasyon Kurulu ve İzmir Barosu, binaların özensiz yapıldığını, denetimden uzak tutulduğunu savundu. 

İzmir'de 118 yurttaşın hayatını kaybettiği 30 Ekim depreminin ardından yıkılan ve ağır hasarlı binaların yeniden inşaası çalışmaları hızla sürüyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile TOKİ'nin yürüttüğü çalışmalarda, hak kayıpları, denetimlerin yetersizliği ve kat artışı gibi sorunlar tartışılmaya devam ederken, önceki günlerde sosyal medyaya yansıyan bazı fotoğraflar şok etkisi yarattı. Fotoğraflarda, bazı binalardaki kolonların parçalandığı, bazılarının ise hasarlı olduğu görüldü.

Bayraklı'daki 12 yurttaşın hayatını kaybettiği Yağcıoğlu Apartmanı'nın önünde bir basın açıklaması yapan TMMOB İl Sekreteri Aykut Akdemir, İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel ve İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, hızla süren inşaatlardaki sorunlara dikkat çekti. Açıklamayı depremzedeler de takip etti.


 

ÖZENSİZ VE SUÇ TEŞKİL EDEN YAPILAR...
Odalar adına açıklamayı yapan Ayatar, şunları söyledi:

“Tarafımıza ulaşan fotoğraflar, 30 Ekim depreminde yıkılan Yağcılar Apartmani yerine TOKİ tarafından ihale edilerek 'depreme dayanıklı' nitelikte yeniden yaptırıldığı iddia edilen inşaattan çekilmiş görüntülerdir. Fotoğraflar, ne yazık ki yapının bir katında kolon imalatlarının son derece özensiz bir şekilde yapıldığını göstermektedir. Deprem bölgesinde, depremde yıkılan yapılar yerine inşa edilen yapılarda dikkatsiz ve özensiz, konusu suç teşkil eden imalatlar yapılması kabul edilemez niteliktedir. Bir bina, statik açıdan doğru tasarlanmış olsa da yerinde projesine ve fen kurallarına uygun imal edilmediği, imalat sonrası bakımları düzgün yapılmadığı takdirde herhangi bir depremde istemediğimiz sonuçların ortaya çıkma ihtimali artmaktadır. Üstelik bu tür imalat hatalarının, binanın yıkılması durumunda tespitinin de oldukça zor olduğunu ifade etmek isteriz. Dolayısı ile imalat aşamasındaki denetim de bu nedenle son derece önemlidir. Denetim konusunda yaşanabilecek herhangi bir zafiyetin bedelinin çok acı olduğunu 30 Ekim tarihinde 117 kişinin göçük altında kalarak ölümü ve yaşanan mal kayıpları ile hep beraber yaşadık."


DENETLEME ÇAĞRISI
Ayatar şöyle devam etti:
"Yetkilileri uyarıyoruz. Durumun sosyal medyaya yansımasının ardından fotoğraflara yansıyan hatalı imalatların kırılarak yeniden yapılacağına dair bilgi tarafımıza ulaşmıştır. Fotoğraflara yansıyan görüntüler 2. Proje alanında yer alan eski Yağcılar Apartmanı 5. Kat kolonlarına ilişkin olup gerek bu yapıda 5. kata kadar olan imalatın gerekse 7 proje alanında ve depremden etkilenen diğer alanlarda şimdiye kadar yapılan imalatların hatalı olup olmadığının denetlenmesini, denetleme sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılmasını istiyor; usul ve yasalara, projesine ve fen kurallarına aykırı imalatların tespiti halinde gereğinin yapılması idari makamların sorumluluğunda olduğunu hatırlatıyoruz. Yapı üretim süreçlerinde 'yetkin mühendisliğin ve etkin denetimin' önemini bir kez daha hatırlatarak TMMOB İzmir İKK ve İzmir Barosu olarak konunun kamu adına takipçisi olacağımızı saygılarımızla bildiririz.”


SOSYAL MEDYAYA YANSIMASA SIVAYIP DEVAM EDECEKLERDİ
Sürecin dışında tutulduklarını ve inşaatlarda denetim mekanizmasının doğru işletilmediğini savunan Ayatar, "Biz bu binaların projelerinden ya da hasarlarıdan haberdar değiliz. Dolayısıyla binalara dair teknik açıdan bir şey söyleyemiyoruz. Ama burada gördüğümüz şey denetimsizliği açıkça ortaya koyuyor. Fotoğraflarda betonun doğru yerleşmediği görülüyor. Burada malzeme ve beton anlamında beton eksikliği olduğunu da görüyoruz. Denetim mekanizması üstün tutulmalı. Eğer bu durum medyaya yansımasaydı burası sıvanmıştı. Ama tepkilerin ardından kırıldı” dedi.

DEMİRİ EKSİK KOYANLAR MEMNUN...
Deprem sonrası yürütülecek çalışmalarda odaların sürece dahil edilmediğini vurgulayan İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel ise "Odalar dahil edilseydi süreç elbette ki çok farklı ilerlerdi. Yapılacak binaların sağlıklı, bilimsel standartlara uygun olması gerektiği gibi yürütülürdü. İhalelerin şeffaf yürütülmesi sağlanırdı. Burada ‘ben yaptım oldu’ sistemi uygulandı. Depremin üzerinden daha kısa bir süre geçmiş ve enkaz kaldırılmamışken ihale yapıldı. Bizler işin içinde olsaydık çok farklı sonuçlar ortaya çıkardı. Yıkılan tüm binaların tamamını kapsayacak bir çalışma ortaya konulur ve ayrımcılık olamamış olurdu. Herkes memnun değil deniliyor ya, memnun olanlar var. İhaleyi alanlar, eksik kolon dökenler, harcını eksik yapanlar, demirini eksik koyanlar ve yeni ölümlere zemin hazırlayanlar ve yeni ölümlere zemin ayarlayanlar bu durumdan memnundur" dedi.

TOKİ KENDİ BAŞINA BUYRUK
TMMOB İl Sekreteri Aykut Aydemir de "7 ay geçti depremin üzerinden. Depremden 1 ay sonra buranın ihalesi yapıldı. Burada asli sorun Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve TOKİ'dir. Herkese kapalı olan ‘ben yaptım oldu’ mantığıyla yürütülen bu süreç denetimsiz bir süreçtir. TOKİ zaten kendi başına buyruk ve hiçbir şekilde denetlenmeyen bir kurum olduğundan dolayı bu gördüğünüz münferit olay iyi ki yakalandı. Ancak kim bilir bunun gibi kaç tane daha alan var.  Bu süreç böyle devam ederse, buna benzer daha çok sorunla karşılaşacağımızı biliyoruz."
Toplantıyı dikkatle takip eden ve bir an önce güvenli evlerine oturmak istediklerini söyleyen depremzedeler de endişelerini dile getirdi.

ÖZENSİZ DAVRANIYORLAR...
Depremzede Metin Barklı ,"Binamız hasarsızken yıkıldı. Depremin ardından 1 Ocak’ta denetime geldiler ve hasarsız olarak tespit ettiler. Biz itiraz ettik yine test yaptılar yine binamız hasarsız çıktı. Sırf binanın bulunduğu alanı yaratmak için binamız riskli denilerek yıkıldı. Binanın yapımında özensiz davranılıyor. Sıkıntımız yapılış sırasında bizlere bilgi verilmiyor olması. Hangi binada oturacağımızda belli değil. Bir sürü belirsizlikler var. Ve bu belirsizlikler nedeniyle şikayetlerimiz var" diye konuştu.

ÖNCEKİ DEPREMDE ÖLMEDİK AMA SONRAKİNDE ÖLEBİLİRİZ
Depremzede Suna Yılmaz ise şunları söyledi:
"Yağçıoğlu Sitesi A Blokta oturuyordum, yıkıldı. Sürecin en başından beri sorunlar var. Aralık ayında taslak proje ile temel atıldı, kazıklar çakıldı, biz defalarca uyarmamıza ve dilekçe vermemize rağmen herhangi bir yanıt alamadık. Burada üç kere proje değişti. En son çıkan onayda zemin katlarda daireler ve dükkanlar var. Önceden apartmanlarımızın hiçbirinin zemin katında daire yoktu. Şimdikine zemin katları dahil edecekler. Duvara bakan zemin daireyi kuraya koyacaklar. Eskiden beşinci, altıncı katta bulunan, değeri 700 milyon TL olan evi olan kişi, eski evinin yerine zeminde 70- 80 metrekare ev alacak. Bu adalet değil. Buradakilerin yüzde 80'i emekli kişiler. Ödeme güçleri belli. Bizler, bu evlere kaç para ödeyeceğimizi, ne kadar süre ödeyeceğimizi, ne zaman teslim edileceğini bilmiyoruz. Yani bir bilinmezin içerisindeyiz. Bu süreci takip etmekten artık komşularımız mimar, inşaat mühendisi oldular. Temel atıldığı günden beri gelip inşaat aşamasını fotoğraflandırıyoruz. Bizim apartmanımızın yıkılma sebebi sudan kaynaklıydı. Üç gün önce orada toprak olarak gözüken yerde birinci kata kadar su vardı ve suyun üzerini iki gün önce toprakla kapatmışlar. Yani su hala duruyor. Ona bile bir çözüm yolu bulunamadı. Yaşadığımız depremde ölmedik ama bu şekilde yaparlarsa bir sonraki depremde bizler hayatımızı kaybedebiliriz."