Mavişehir'deki 21 bin 432 metrekarelik rekreasyon alanı daha önce de satış listesine konulmuş, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve kamuoyunun büyük tepkisi sonrası satış gerçekleşmemişti. Söz konusu arazi 321 milyon 480 bin TL'lik başlangıç bedeliyle geçtiğimiz günlerde satışa çıktı. Açık artırma sonucu arazi 508 milyon TL'lik bedelle satıldı.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi'nden yapılan açıklamada söz konusu satışa tepki gösterildi. Açıklamada arazinin taşkın riski ile burun buruna, deprem esnasında sıvılaşma ve yanal yayılmaya açık olduğuna dikkat çekildi.
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;
''İzmir, dünyada benzeri olmayan körfezi, binlerce yıllık tarihi geçmişi ve çevresindeki doğal-kültürel mirası ile sadece ülkemizin değil, dünyanın en özel kentlerinden biri olma özelliğini gün geçtikçe kaybediyor. Hızla kirletilen denizi, önlenemeyen nüfus artışı, kaosa dönmüş ulaşımı, çöken alt yapısı ile ne yazık ki artık kent can çekişiyor.
İnsan ve doğa kaynaklı her olayın, afet olarak kente geri dönmesi, faturayı İzmir’de yaşayan her bireyin ödemesi şaşırtıcı olmaktan çıkmış durumda. Bile bile ve göstere göstere gelinen durum, merkezi idare-yerel yönetimler ve bir avuç rant odaklı beton lobisinin ortak ürünüdür.
İZMİR BİNA YIĞINI HALİNE GELDİ!
Yasa ve yönetmelikler ortada dururken, yıllar boyunca ihanet ile ihlal edilen kıyı kenar çizgisi, üzerindeki devasa yükü taşımaktan yorulmuş birden çok alüvyal ova, yık-yap modeli ile yoğunluğu artırıp alt yapıyı felç etmekten öte bir işe yaramayan uydurma kentsel dönüşüm aldatmacası ile körfezine küskün, dağına öfkeli ve insanına acımasız bir bina yığını haline geldi İzmir.
BİNA YAPIMI İÇİN ELVERİŞSİZ!
Basına yansıyan son olay, yaşanan afetlerden ders almak şöyle dursun, ne hazindir ki yeni afetlere davetiye çıkarmaya aday:
“Karşıyaka, 25697 ada, 1 parsel Nolu taşınmaz, Büyükşehir ve Karşıyaka Belediyesinin “rekreasyon amaçlı kullanım” ısrar ve itirazlarına rağmen TOKİ tarafından - büyük olasılıkla rezidans yapımı amacı ile- bir şirkete satıldı”.
Söz konusu alan, Mavişehir güneyinde, ırmağın denize açıldığı yerin kıyısında, suya doygun, bina yapımı için elverişsiz alüvyal bir ovanın devamıdır. İzmir’in, kıyı kenar çizgisi kanunu hiçe sayılarak imara açtığı, deprem ve taşkın kaynaklı afetlere açık bu alanında yapılması düşünülen inşaat veya inşaatların kaç katlı ve ne amaçla yapılacağını bilmiyoruz.
Körfezin ekolojik dengesini bozan, taşkın riski ile burun buruna, deprem esnasında sıvılaşma ve yanal yayılmaya açık bu ve buna benzer alanların imara açılmasının faturasını 30 Ekim’de 117 yurttaş, 15 bin bina ve 400 milyon dolar kaybederek hala anlamamış yetkilileri bir kez daha kamu kurumu niteliğinde meslek örgütü kimliğimizle uyarıyoruz:
“Körfezden elinizi çekin!”