İzmir'de Suriyelileri yakından tanımak adına kurulan Suriye- Türkiye Yardımlaşma, Dayanışma ve Kültür Derneği yönetim kurulu üyeleri, basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Suriye- Türkiye Yardımlaşma, Dayanışma ve Kültür Derneği Genel Başkanı Ahmad Al Yasın, Sivil Toplum ve Dernekler Birliği Federasyonu Genel Başkanı Sacit Celayir ve yönetim kurulu üyeleri katıldı. Toplantıda, üyeler, TBMM'de milletvekillerinin kışkırtıcı açıklamaları ile iki halkı birbirine düşürmeye çalıştıklarını öne sürüp, Türklerin Suriyeliler ile huzur içinde yaşamasını istediklerini söyledi. Şubat ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya konuyla ilgili mektup gönderdiklerini söyleyen Sacit Celayir, TBMM açıldığında meclis başkanlığına ve siyasi parti liderlerine de mektup göndereceklerini açıkladı. Türkiye'de iki tip Suriyeli olduğunu belirten Celayir, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Birincisi göçle beraber gelen, vergi vermediği söylenen, çadır kentlerde yaşayanlar, ikincisi de esnaflık yapan, çocuklarını okullara gönderen Suriyeliler. Türkiye bunun farkında olmalı. Suriye'den gelmiş vatandaşlarla evlenen insanlarımız var. Onlar da bu nefret söylemlerinden etkileniyor. Şehirlerde yaşamını sürdüren, maddi imkanı yerinde olup ticaret yapabilen Suriyeliler ülke ekonomisine katkı sağlıyor. 3- 4 Suriyelinin yaptığı hırsızlık gibi kötü davranışlar tüm Suriyelilere mal ediliyor. Kanunlara göre insanlar arasında kin ve tahrik yaratmak suçtur. Seçtiğimiz milletvekilleri ve parti başkanları dokunulmaz zırhlarına bürünüp insanları birbirine kırdırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Türkiye'de birçok milletten insan var. Bu insanları kışkırtarak düşman etmek ileride önü alınamayacak kötü olaylara sebebiyet verebilir. Birkaç milletvekilinin yaptığı açıklamalar insanları birbirine düşürüyor. Küçük çocuklarımız var. Bu açıklamalarla onları da etkiliyorlar, daha o yaşlardan birbirlerine düşman ediyorlar. Suriye'den gelen vatandaşları işe alıp, ucuza çalıştıran, sigortasız çalıştıranlar bizleriz. Biz huzur içinde yaşamak istiyoruz."