GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Türkiye
13 Ekim 2019 Pazar 12:46

Su Vicdan ve Yaşam Yürüyüşü sona erdi

İzmir Düşünce Topluluğu (İDT) çağrısı ile 9 Ekim sabahı İzmir Efemçukuru’ndan başlayan ve Kaz Dağları’na kadar süren 4 günlük “Su, Vicdan ve Yaşam Yürüyüşü” Çanakkale mitingi ile sona erdi.

Kaz Dağları’ndaki Alamos maden şirketinin ruhsatının yenilenmemesi için 12 Ekim’de büyük bir miting planlanmıştı. Ancak miting Barış Pınarı Harekatı nedeniyle iptal edilmişti. Buna rağmen İzmir ve Egeli çevreciler Kaz Dağları’nda nöbette bulunan çevre savunucularına destek için yürüyüşe devam ettiler ve farklı illerinden gelen diğe ekoloji grupları ile Çanakkale’nin İskele Meydanı’nında basın açıklaması yaptılar.

KAZ DAĞLARI EKOLOJİK TAHRİBATIN SEMBOLÜ OLDU

İzmir Düşünce Topluluğu’dan “Efemçukuru’ndan Kaz Dağları’na Su, Vicdan ve Yaşam Yürüyüşü” komisyonu adına konuşan İbrahim Akın“Doğal tahribat sadece Kaz Dağları’da değil, 4 gündür İzmir’den buraya kadar yol üstünde uğrağımız olan ,Efemçukuru, Gaziemir Nükleer Atık bölgesi, Gediz Deltası, Menemen, FOÇA-Ilıpınar, Foça Gencelli, Foça-Kyme antik kenti, Aliağa, Bergama, Dikili, Ayvalık, Gömeç, Burhaniye, Edremit; Altınoluk, Küçükkuyu ve sonunda Çanakkale güzergahında Kaz Dağları ile aynı kaderi paylaşan yerlerden geçtik. Türkiye’nin toplam tüm sathında doğa talanları sürüyor. Unutulmaması gereken ve ilk defa Bergama’da başlayan ekoloji mücadelesi artık Kaz Dağlarına kadar ulaştı. Bugün Kaz Dağları ekolojik talana karşı verilen mücadelenin sembolü oldu” dedi.

Akın şöyle devam etti: “Amacımız 12 Ekimde Çanakkale’de düzenlenecek mitinge İzmir’den katılarak bütün ülkeye ve dünyaya bir mesaj verilecektik, ama engellendi. Bizlerin savaşlara karşı insanlık için, doğa için barışı her yerde savunmamız gerekiyor. Bu nedenle mitingin yapılmaması konusunda verilmiş olan kararı kabul etmiyoruz. 
Ekoloji mücadelesinin başarısı için ilkelerimiz çerçevesinde aynı duyguyu hissedip birlikte ortak tepki gösterebilmeliyiz. Yani Munzur’da, Murat Dağı’nda, Fatsa’da, Hasankeyf’de, Cerrahtepe’de, Efemçukuru’nda, Bergama’da ve Kazdağların’da ki mücadeleler ile dayanışma içerisinde olmaz isek, geleceğimizi kurtaramayacağız, havamıza, suyumuza, toprağımıza sahip çıkacağız.”

Kaz Dağları Dayanışması adına yapılan basın açıklamasında ise şöyle denildi:

"Kanadalı Alamos şirketinin, bölgede en az 200 bin ağaç kestiğini, toprağı tahrip ettiği, ve Kaz Dağları ekosistemine zarar verildiği dile getirildi. Projenin devam etmesi halinde, dünyada sadece Türkiye’de yaşayan 7 bitki türünün yok olacağı, Çanakkale’nin içme suyunun tehlikeye gireceği, kırma, tesisleri, siyanür tesisleri, ve atık havuzları ile bölgede cehennem çukurları oluşacağı ve Kaz Dağları’nda doğa tahribatı telafisi mümkün olmayan bir hale geleceği belirtildi. Bölgede ki topraklar yüzyıllarca sülfirik asit ve ağır metallerle zehirleneceği, tarım ve hayvancılık yok olacağı, Çanakkale’nin yaşanmaz bir şehir haline geleceği belirtildi."

Çanakkale’de yapılan mitinge, İzmir Düşünce Topluluğu, Efemçukuru Kaz Dağları Su, Vicdan ve Yaşam Yürüyüşü katılımcıları, Altınoluk Çevre Platformu, Ayvalık Tabiat Platformu, Bergama Çevre Platformu, Bozcaada Forum, Burhaniye Çevre Platformu, Edremit Çevre Platformu, EGEÇEP Ege Çevre Platformu, Ekoloji Birliği, Esenyurt Doğa ile Dayanışma İnisiyatifi, Eyleme Körfez Dayanışması, Foça Çevre Plattformu, Gömeç Çevre Platformu, İzmir Yaşam Alanları, Kaz Dağları Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Kaz Dağları İstanbul Dayanışması, Kaz Dağları Kardeşliği, Kaz Dağları Sanatçı Dayanışması, Politek, Yalova Kaz Dağları Dayanışması ve birçok ekoloji savaşçısı vatandaşlar katıldı.

Kazdağları ağaç adamı ve ağaç kadını, ekoloji bekçileri Onur ve Georgiana 'nın sembolik nikahlarının da kampta kıyılması, damat ve gelinlik giysilerinin de orman bitkilerinden olması eylemin en renkli görüntüler arasındaydı.