Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), bu yıl sonunda bitecek olan sorunlu kredilerin takibe atılma süresini uzatan düzenlemeyi altı ay daha uzatmak için görüşüyor. Konu hakkında bilgi sahibi iki bankacılık kaynağının Reuters’a verdiği bilgiye göre kararın bu ay içinde açıklanması bekleniyor. Merkez Bankası (TCMB) Finansal İstikrar raporuna dayanılarak verilen bilgilerde eylül sonu itibarıyla yakın izlemedeki (2. grup) kredi stokunun 360 milyar TL, takipteki kredilerin (tahsili gecikmiş alacaklar) 150 milyar TL olduğu belirtilmişti.
MARTTA DA ÖTELENMİŞTİ
BDDK, salgınının ardından işletmelerin yaşayacakları nakit akışı sorununun finansal bir probleme dönüşmemesi için Mart ayında aldığı kararla, 31 Aralık’a kadar 2. grup krediye (yakın izlemedeki krediler-sorunlu krediler) geçiş süresini 30 günden 90 güne, 3. grup krediye (takipteki krediler) geçiş süresi de 90 günden 180 güne çıkarmıştı.
Konuya yakın bir bankacılık kaynağı son dönemde artan corona virüsü vakaları ve sonrasında restoran ve kafelerin kapanmasından sokağa çıkma yasağına kadar bir dizi önlemin ardından, BDDK’nın sorunlu kredilerdeki takibe dönüşüm süresinin bir miktar daha uzatmasının gündemde olduğunu belirtti.
Kaynak “BDDK’nin şu anda gündeminde, henüz netleşen bir durum yok ancak şu an konuşulan altı ay uzatmak. Zaten Aralık içinde karara bağlanması gerekiyor” dedi.
BU AY KARARA BAĞLANACAK
BDDK konuyla ilgili sorulara bir yorum yapmadı.
Türk bankacılık sektöründe geçen sene sonunda %5.4 olarak gerçekleşen takibe dönüşen kredi oranı, salgının ekonomiye etkilerini azaltmak için uygulamaya sokulan düşük faizli kredilerdeki yüksek büyüme ve düzenlemelerin de etkisiyle gerileyerek Ekim’de %3.97’ye kadar inmişti. Kredi stokundaki büyümenin yavaşlaması birlikte takipteki kredilerin 2021 ilk çeyrekten itibaren artış bekleniyor.
Bir diğer bankacılık kaynağı da şu anda tekrar ertelemenin BDDK’nın gündeminde olduğunu belirterek, kararın Aralık sonuna kadar alınabileceğini ifade etti.
Türkiye ekonomisinde 2018’deki kur krizinin ardından şirketlere verilen yüksek hacimli döviz kredileri başta olmak üzere pek çok kredinin geri ödemeleri aksamaya başladı. Kredilerdeki bozulmanın bankalara ve şirketlere yükünü azaltmak için çeşitli adımlar atılsa da geniş kapsamlı bir çözüm hayata geçirilmedi.
Bankalar o dönemde sorunlu enerji ve inşaat kredilerinin aktarılacağı bir fon kurma planı açıklamış, ancak yine bankaların fon modeli üzerinde anlaşamaması nedeniyle ilerleme sağlanamamıştı. (SÖZCÜ)