Demokrasi için özgür basının ön şart olduğunu dile getiren Serter, basının özgür olması hem adaletli hem de özgür bir toplumun vazgeçilmezi olduğunu söyledi. Ülke içinde barışın sağlanmasının da ancak özgür basın ve özgürce yazabilen gazetecilerle mümkün olabileceğinin altını çizen Serter, “Türkiye'de insanların en çok izlediği TV kanallarına, televizyon habercilerine, gazetecilere ceza yağdıran iktidar ancak gerçekleri saklamaya çalışmaktadır. Oysaki gerçekler mutlaka gün yüzüne çıkar. Halkın haber alma özgürlüğünü sonuna kadar savunacağız” dedi.
Gerçeklerin üzeri örtülemez
Türkiye’de özellikle AK Parti iktidarı döneminde ne yazık ki gazetecilik yapmanın adeta bir suç haline geldiğini belirten Serter, doğruların, gerçeklerin dile getirilmesinin ne yazık ki istenmediğini söyledi. Halkın haber alma hakkı için çalışan gazetecilerin terörist olarak nitelendirildiğini anlatan Serter, “Tüm baskılara rağmen, gerçekleri dile getirmekten, yazmaktan sakınmayan gazeteciler bugün hapislere atılıyor. Yazdıklarından, söylediklerinden ötürü gazetecileri hücrelere atmakla gerçeklerin üzerine örtemezsiniz. Türkiye ne yazık ki Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 16 yıldır son sıralarda. İktidar tehdit, baskı, cezalarla gazetecileri yıldırmaya çalışıyor. Gazetecilerden sadece iktidarın istediklerini yazmasını istiyorlar. Yani “gazetecilik yapmayın bizim propagandamızı yapın” diyorlar. Basın özgür değilse toplum da tutsaktır. Basın Özgürlüğü Demokrasinin temel taşıdır” diye konuştu.