Bursiyerlerin depremde ailelerini kaybetmiş ama okuma azimleri yüksek, başarılı öğrencilerden oluştuğunu söyleyen Batmaz, "Hepsi ailelerinde kayıplar yaşamış. Bazıları anne babasını, bazıları da ikizini kaybetmiş çocuk ve gençler. Bu çocukların her biri ayrı ayrı birer umut, bu benim en büyük tatminim" diye konuştu. 30 Ekim 2020'de meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremde Bayraklı ilçesindeki yıkılan Rıza Bey Apartmanı'nda hayatlarını kaybeden 15 yaşındaki ikizler Sayra ve Çınar Alpgündüz'ün annesi Tülin Batmaz, çocukları adına kurduğu Sayra ve Çınar Vakfı’nın gönüllüleri ile 6 Şubat depreminde yakınlarını kaybeden öğrencilere yardım eli uzatıyor. Sayra ve Çınar'ı kaybettikten sonra yardım faaliyetlerinde bulunan Tülin Batmaz, bu yardımları ikizlerinin doğum günü olan 12 Şubat'ta bir vakıf çatısı altında topladı.
'4 GÜN SAYRA VE ÇINAR'I BEKLEMİŞTİM, O DUYGUYU BİR KEZ DAHA YAŞADIM'
Kahramanmaraş'ta 6 Şubat'ta yaşanan depremin ardından bölgeye gidip aynı acıyı yaşamış birisi olarak yaraları sarmaya çalıştığını ifade eden Tülin Batmaz, "O deprem büyük bir felaketti. Kokuyu duyup hissettik. İzmir depreminde en büyük acıyı yaşayan annelerden biriyim. Ama İzmir depremi oradakinin yanında küçük kaldı. 4 gün Rıza Bey Apartmanı'nın önünde Sayra ve Çınar'ı beklemiştim. O duyguyu bir kez daha yaşamış oldum. Bazı kavramlar basit anlatılamıyor. Anlamak için yaşamak gerekir" diye konuştu.
Çocuklarını depremde kaybetmiş bir anne olarak vakıf çalışmalarının kendisine yeni bir yaşam umudu verdiğini söyleyen Batmaz şöyle devam etti: "Sayra ve Çınar aramızda yok. Ama şu an ben yüzlerce Sayra Çınar'a dokunmaya çalışıyorum. Birinin gözlerinde, birinin hareketinde, birinin azminde aynı şeyleri hissedebiliyorsunuz. Sayra ve Çınar yok bunu kabul ettim. Ama biz hayata devam ediyorsak birtakım görevlerimizi yerine getirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Sayra ve Çınar somut alemden soyut aleme göç ettiler ama hala hayatı devam etmek üzere olan bir dolu gence dokunmamız gerektiğine inanıyorum. Tüm çalışmalarım bana çok iyi geliyor. Çünkü akşam beni evde bekleyen kimse yok. Bu saatten sonra yatırım yapabileceğim, maddi manevi arkada bırakabileceğim kimse yok. Bu çocukların her biri ayrı ayrı birer umut, bu benim en büyük tatminim. Biz kıvılcımı yakıyoruz. Arkamızdan gelen bir grup var. Güven üzerine kurulan bir vakıf olduk. Bizimle aynı yolda yürüyen bağışçılarımız var."