Batman'ın Gercüş ilçesinde, 2007 vatani görevi sırasında rahatsızlanan er Davut Çelebi, Gerçüş Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Burada miyalji ve akut sinüzit teşhisi konulan Çelebi, 2 gün yatak istirahatı verilerek birliğine gönderildi. Birliğindeki ranzasında istirahate çekilen Çelebi, sabah yerde hareketsiz şekilde bulununca tekrar aynı hastaneye kaldırıldı. Buradan sevk edildiği Diyarbakır’daki askeri hastanede yaşamını yitirdi. Çelebi'nin künt batın travmasına bağlı karaciğer rüptüründe gelişen iç kanama ve kanama şokundan hayatını kaybettiği belirlendi.
Dört aylık asker olan Çelebi şehit sayılmadı. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun Çelebi’nin vefatını şehitlik kapsamında değerlendirmediğini söyleyen ailenin avukatı Serpil Öztürk, konuyu yargıya taşıdı. Ankara İdare Mahkemesi’nde görülen davada mahkeme, Çelebi’nin şehit sayılmasına ve şehit olduktan sonra geçen 12 yıl boyunca tüm haklarının aileye verilemesine karar verdi. Mahkeme gerekçesinde ise 'Miyalji ve akut sinüzit hastalığı nedeniyle hekim önerisi doğrultusunda koğuşunda üst ranzada istirahat eden müteveffanın hastalığın da etkisiyle dengesini kaybederek bir şekilde üst ranzadan düştüğü, ölümüne sebep olan karaciğer kanamasının da bu düşmeye bağlı travmadan kaynaklandığı, olayın meydana geldiği koğuş ortamının askerlik şartlarından ayrı olarak düşünülemeyeceği, bu haliyle ölümün askerlik vazifesinin gerektirdiği şartlar altında vazifenin sebep ve etkisiyle meydana gelmiş olduğu sonucuna varılmaktadır' ifadelerine yer verdi.
Avukat Serpil Öztürk, Davut Çelebi'nin annesi Zübeyde babası Abdullah Çelebi'nin geç de olsa oğullarının hak ettiği şehitlik mertebesine ulaşmasının gururunu yaşadıklarını belirtti.