Prof. Dr. İbrahim Üzün’ün başkanlığında hazırlanan 30 Ekim 2020 tarihli raporun sonuç bölümünde, “Kişinin ölümünün boyna basıya bağlı mekanik asfiksi sonucu meydana gelmiş olabileceği gibi boyna bası eylemi sonrası kişi yaşıyor iken yakılmasına bağlı da ölümün meydana gelmiş olabileceği, mevcut verilerle bu mekanizmalar arasında tıbben ayrım yapılamadığı” tespitine yer verildi.
Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, bugünkü “Adli Tıp ‘Pınar Gültekin canlıyken yakılmış olabilir’ dedi” başlıklı yazısında, Pınar Gültekin cinayetine ilişkin çarpıcı raporun ayrıntılarını kaleme aldı.
İşte o yazı…
Bu yazıyı nasıl yazacağımı bilemedim.
Adli Tıp Kurumu’nun Pınar Gültekin hakkında düzenlediği raporu okudukça kanım dondu.
Çünkü Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu’nun raporunda, Pınar Gültekin’in “Boyna basıya bağlı mekanik asfiksi sonucu meydana gelmiş olabileceği gibi boyna bası eylemi sonrası kişi yaşıyor iken yakılmasına bağlı” da ölmüş olabileceği ifade ediliyor. Yani Pınar Gültekin’in ölümünün daha yaşarken yakılmasına bağlı meydana gelebileceği sonucuna varıyor.
Pınar Gültekin diri diri yakılmış olabilir, diyor.
DİRİ DİRİ Mİ YAKTI
Pınar Gültekin davasının görüldüğü Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ulaşan Adli Tıp Kurumu raporu 30 Ekim 2020 tarihini taşıyor. Prof. Dr. İbrahim Üzün’ün başkanlığında hazırlanan raporun sonuç bölümünde, “Kişinin ölümünün boyna basıya bağlı mekanik asfiksi sonucu meydana gelmiş olabileceği gibi boyna bası eylemi sonrası kişi yaşıyor iken yakılmasına bağlı da ölümün meydana gelmiş olabileceği, mevcut verilerle bu mekanizmalar arasında tıbben ayrım yapılamadığı” tespitine yer veriliyor.
Ben bu “Asfiksi sonucu ölüm” ifadesiyle Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Karşıyaka Mezarlığı’ndaki ölüm kayıtlarını incelerken karşılaşmış ve irkilmiştim. Bir de bu olayda karşıma çıktı.''