Derneğin genel sekreteri Tarhan Aslan ise 2012'deki yönetmeliğe göre yolcu otobüslerinde yangın algılama ve alarm sistemlerinin olması gerektiğini, ancak bunun araç muayenelerinde 'ağır kusur' yerine 'hafif kusur' sayılması ve kontrollerin yapılmamasının yangınlardaki en büyük neden olduğunu vurguladı. Aslan, yangın alarm sisteminin, muayenede 'ağır kusur' sayılması gerektiğini söyledi. Balıkesir'in Edremit ilçesinde cuma günü 1'i çocuk, 5 kişinin öldüğü, dün Manisa'nın Kırkağaç ilçesinde facianın ucuz atlatıldığı otobüs yangınlarının ardından bugün de İzmir'in Çeşme ilçesinde tur otobüsü yandı. Üç günde 3 otobüsün yanması sonrası İzmir Otobüs Yangınlarını Önleme Derneği'nin kurucusu Selim Gediz, açıklama yaptı. İzmir'de kuzeninin otobüs yangınından sağ kurtulmasının ardından 3 yıl önce derneği kuran Selim Gediz, otobüs yangınlarının önüne geçmeyi, denetimlerin yapılması ve can kaybını en aza indirmeyi amaçladıklarını söyledi. Selim Gediz, üç yıldır mücadelesini verdikleri sorunların bugün ölümlerin ardından gündeme geldiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Otobüs yangınları ile ilgili araştırma yaparken, 2012'de çıkan bir yönetmeliğin bir türlü uygulanmadığını gördük. Bununla ilgili Ulaştırma Bakanlığı'na giderek görüştük, fakat yanıt alamadık. Biz de Tarhan Bey'le bu derneği kurmaya karar verdik. Otobüs yangın sistemlerinin kontrolü hafif kusur olarak geçiyordu, ağır kusur olması için dava açtık. Elimizden geleni yaptık, her türlü masrafı yaptık. Ben hayattayken artık otobüs yansın istemiyorum. Edremit’teki olayda otobüs gece yanmış olsaydı, hiç kimse kurtulamayacaktı. Bizim 3 senedir dile getirdiğimiz şeyler bugün gündeme geldi. Böyle bir sorumsuzluğu benim aklım, hafızam almıyor. 2012 yılında çok güzel bir yönetmelik çıkarıldı. Hiçbir yangını büyüdüğü zaman durduramazsınız. Bütün olay yangın başladığı anda, söndürmeye çalışmaktır. Bu yönetmelikteki kriterlere göre yangın başladığı anda 15 saniye içinde şoförü haberdar edecekti. Ama otobüsteki 5 kişi, 3-4 dakikada yanarak öldü. Ondan sonra yangın bütün otobüsü sardı. Ben bu yönetmeliği uygulamayanların da elinin kana bulandığını düşünüyorum. Ben mücadeleme devam edeceğim ve otobüsler yansa bile insanların oradan sağ salim çıktıkları günü görmek istiyorum. Ben kendim otobüse binemiyorum, önce benim can güvenliğim önemli. Biliyorum, çünkü bir otobüsü fabrikadan çıkarmakla iş bitmiyor."
'OTOBÜSLERDEKİ KONTROLLER YETERSİZ'
Edremit'teki yangının çıktığı otobüs ile aynı model bir başka otobüs üzerinde yangınları anlatan İzmir Otobüs Yangınlarını Önleme Derneği Genel Sekreteri Tarhan Aslan ise şöyle konuştu:
"Otobüsler imal edildikten sonra üzerlerinde yapılan her değişikliğin AİTM yönetmeliğine uygun olarak yapılması gerekiyor. Yasal olarak böyle bir zorunluluk olmasına rağmen yapılan değişiklikler genelde buna uyulmadan yapılıyor. Kontroller rutin olarak gerçekleştirilmiyor. 2012'de çıkarılan yönetmeliğe göre bu otobüslerde yangın algılama ve alarm sistemlerinin olması gerekiyor. Fakat yapılan yönetmelikteki madde, araç muayenelerinde ağır kusur olarak nitelendirilmediği için herhangi bir şekilde bu sistemin olup olmadığı, olsa bile çalışıp çalışmadığı kontrol edilemiyor. Bu nedenle araçlarda yapılan her değişiklik incelenmiyor. Bu araçta yangın söndürme sistemi var, fakat bu sistemin çalışıp çalışmadığı, tüpün dolu olup olmadığı kontrol edilmiyor. Sadece araç sahibi bu konularda bilgili ise kontrolünü yapıyor. Resmi bir makam tarafından herhangi bir kontrol yok. Bu otobüste bulunan yangın sisteminde motor kısmında kırmızı kablolar, aracın yangınını algılıyor. Ancak kabloda bir yanma olduktan sonra içindeki sistem tüpü tetikliyor ve motor bölümündeki yangını söndürüyor. Aynı zamanda şoföre de bir sinyal gidiyor. Şoförün normal şartlarda aracı durdurup yolcuları indirmesi gerekiyor. Edremit'teki yangında şoföre sinyal gitmiş, fakat aracı durdurup kapıları açana kadar içerideki yangın hızla büyüyerek orta kapıdan çıkışı engellemiş. Yangın gece olsaydı, çok daha fazla can kaybı olurdu, yangın fark edilmezdi. Motor bölümünde çıkan yangını şoför fark etmeden 10 kilometre gidebiliyor." Aslan, yangın alarm sisteminin, muayenede ağır kusur sayılması gerektiğini söyledi.
'ELEKTRİK EKLENTİLERİ CİDDİ TEHLİKE OLUŞTURUYOR'
Balıkesir'deki yangının çıktığı su ısıtma makinesini gösteren Aslan, "Bu makinelerde su kalmadığı zaman otomatik olarak ısıtma duruyor. Fakat bazen takılmalar meydana gelebiliyor. Araç kontrollerinin yapılıp, aracın elektrik aksamı bulunan bu gibi yerlerine yangın algılama sistemi konulması gerekli. Böylelikle şoföre giden sinyal ile şoför, aracın hangi bölümünde yangın çıktığını kısa sürede algılayarak önlem alabilir" dedi.
Otobüs yangınlarına sebebiyet verebilecek bir diğer durumu açıklayan Aslan, "Araçlar üretildikten sonra koltuk arkası ekranlar ve 220'lik prizler takılmaya başlandı. Araç yapıldığı zamanki elektrik kablo ve sigortaları bu eklentilere göre değil. Yetkili olmayan kişiler tarafından takılan bu eklentiler, kontrolden geçmediği için araç kullanımı sırasında ilave elektrik yüküne neden oluyor. Yaz döneminde araçlar çok sık çalışmaya başladı ve motor odasında, bazen içerisinin sıcaklığı 100-120 dereceyi buluyor, aracın bazı bölgeleri 700- 800 dereceye kadar ısınıyor. Hiç durmadan çalıştıkları için araçların bakımlarında sarkma olabiliyor. Bunlar çok ciddi bir yangın tehlikesini oluşturuyor" diye konuştu.