Haksever’in NTV’de yayımlanan veda mektubunda, şu ifadelere yer verildi:
“19 yıl 7 aylık hikayenin dopdolu, kahramanları için hep güzel duygularla bezeli; içe yazılmış, görünmez sayfalarından sonra boşluk başlıyor. Hep birlikte kıvanç duyduğumuz, duyacağımız yayınlar yaptık. İçimde bu kurumdan gelip geçmiş, gelmiş ve yola devam eden hiç kimse için kendi özelimde bir olumsuzluk bulmuyorum. Gerçekten… İyi duygularımı yazmak için çok sayıda tuşa basabilirim. Ama yukarıdaki ve aşağıdaki harflerin, karakterlerin her bir zerresine sizler için iyi duygularımı; sağlık, mutluluk, başarı dileklerimi yüklediğimi, iliştirdiğimi bilmenizi rica ediyorum. Hayatımın çok önemli bir bölümüne; üçte birine, meslek hayatımın yarısına eşliğiniz ve katkınız için şükran duyuyorum. Aranızda bilenler var. Kırdığımı düşündüğüm yoldaşlarımdan kısa sürede özür dilemişimdir. Basiretimin bağlandığı bir özürlük olayım varsa beni affetmelerini diliyorum. Sevgi ve saygılarımla.”
NE OLMUŞTU?
Erdoğan’ın Yassıada ziyareti ve oradaki açıklamalarının ekrana geldiği anda, Erdoğan’ın “Yassıada demiyorum, yaslı ada diyorum” ifadelerinin ardından mikrofonunun açık kaldığının farkında olmayan Haksever’in “Neresi yaslı ada be. Canına okumuşsun” dediği duyuldu. Aksever’in ayrıca yayın akışına göre sunması gerektiği 14 bülteninde de yer almadığı görüldü.
‘SESİMİ KISTILAR’ İDDİASI
Haksever ise konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın o sözlerini duyunca kendi kendime söylenirken ‘…okumuşsunuz’ dememe rağmen durum ses masasından fark edilince sesimi hemen kıstıklarında son bölüm, ‘okumuşsun’ diye yayına çıkmıştır” dedi: “Yassıada’daki düzenlemelerin, bence ‘Bu çok önemli mekanda olması gereken hüzün havasını’ yansıtmadığı kanaatine sahibim. Aslında tepkim projeyi hazırlayanlara yöneliktir. Yayın sırasında oluşan bu talihsizlikten ötürü tüm kamuoyundan özür diliyorum” demişti.
Haksever’in olay sonrası emekliliğini istediği ortaya çıkmıştı.