GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
7 Eylül 2021 Salı 17:29

Nazlıaka'dan Selvi'ye sert sözler!

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, köşesinde kendisi ve Çanakkale'deki saldırı girişimi ile ilgili iddialarda bulunan Abdulkadir Selvi'ye çok sert sözlerle yanıt verdi. Nazlıaka ''Kalemi yalan yazmaktan tükendi ama yalanları tükenmedi''ifadelerini kullandı.  

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka ve beraberindeki heyete, Çanakkale ziyareti sırasında saldırı girişimi olmuştu. Hürriyet yazarı Selvi, yaşananları “CHP’li Aylin Nazlıaka’nın yalanı” ara başlığıyla köşesine taşıyıp “‘CHP’li kadınları aracıyla ezmeye çalışacak kadar fanatik ve saldırgan AKP’li, reisçi’ olarak takdim edilen şoför CHP’li çıktı. CHP Çanakkale Kadın Kolları Başkanı Sibel Erol, ‘Kadınların üzerine direksiyon kırılmadı. Ama parti otobüsümüzün üzerine direksiyon kırıldı’ dedi. Olayın siyasi değil, iki şoförün sürtüşmesi olduğu ortaya çıktı” diye yazdı.

Nazlıaka, bugün düzenlendiği basın toplantısında  Selvi'nin konuyla ilgili köşe yazısındaki iddialara yanıt verdi.

Nazlıaka, "Selvi’nin kalemi yalan yazmaktan tükendi, ama yalanları tükenmedi. Kendi meslektaşları tarafından bile her fırsatta tiye alınan, itibarı yerlerde sürünen, yandaşlığı tescilli bu şahsa yanıt vermeye değmez, ama kamuoyunu doğru bilgilendirme sorumluluğu hissettim" dedi ve şunları kaydetti:

"Selvi, 'CHP’li kadınları aracıyla ezmeye çalışacak kadar fanatik ve saldırgan AKP’li, reisçi olarak takdim edilen şoför CHP’li çıktı' diye yazmış. Öyleyse, bu şahıs neden 'Reisi size yedirmeyiz' dedi? Neden Çanakkale il yöneticilerimiz onun ismini ilk kez duydu? Bu kişi CHP üyesi değil. Diyelim ki partimize gönül vermiş birisi, o halde neden koşa koşa gidip Sabah Gazetesi’ne röportaj verdi? Neden partililerimizden bir özür bile dilemedi?

Çanakkale’de gerçekleşen saldırı girişimi için 'çektiğim videoyu izlediğini' yazmış ve sanki olay anına ilişkin bir video çekmişim yalanını uydurmuş. Oysaki ben olay anında orada olmadığımı çok net ifade etmiştim.

'Saldırı girişimi olsa ilk olarak ben karşı çıkardım' diyen Selvi, en hafif haliyle bile alkollü olarak kullandığı otomobili, üzerinde 'Kadına Şiddete Son' yazan parti otobüsümüzün üzerine süren, sinkaflı küfürler eden bir kişinin yanında yer alıyor. Selvi’nin karşı çıkması için illaki arkadaşlarımızın ölmesi mi gerekirdi? Selvi yine AKP sözcülüğüne soyunup, yargıya talimat mı vermeye çalışıyor?"

"Saldırı AKP otobüsüne yapılsa, Selvi nasıl bir yazı yazardı?"
Nazlıaka, "Selvi, yandaşlığın dozunu son günlerde iyice arttırdı" dedi ve konuyla ilgili şu soruları yöneltti:

"Aşırı alkollü bir şekilde yasalara aykırı olarak araba kullanan bir kişi, üzerinde AKP Genel Başkanın fotoğrafının ve logosunun olduğu bir parti otobüsünün üzerine direksiyon kırsa, sinkaflı küfürler etse, Selvi nasıl bir yazı yazardı?

Emniyete seyahatimizden iki gün önce verilen ve aşağıda yer alan dilekçeye rağmen, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı olarak benim ve MYK üyelerimizin Çanakkale ziyaretine ilişkin neden güvenlik önlemi alınmamıştır?

Partilimiz tarafından saat 02:05’de 155 aranılarak, 4 dakika 40 saniyede yapılan şikayete rağmen, neden Emniyet görevlileri gelmemiştir? Bu saldırı girişimi AKP’nin kurumsal kimliğine yapılsaydı, Çanakkale Emniyeti görevini bu kadar kolay ihmal edebilir miydi?

Vedat Aygören Sabah Gazetesi’ne verdiği demeçte, saat 17.00 civarında ifade vermeye çağrıldığını belirtmiş. Olay 02:00 civarında yaşanmasına rağmen, ifadesini almak için neden bu saate kadar beklenilmiştir?

Aygören, ilk ifadesinin ardından neden serbest bırakılmıştır? Birkaç saat sonra Aygören’ın gözaltına alınması için kamuoyu baskısı mı gerekmiştir?

Partimizin avukatları dosyaya erişmek için günlerdir uğraşırken ve hala dosya verilmemişten, nasıl oluyor da yandaş medya dosyadaki her detayı yayımlıyor?"