Yapımı süren İzmir Şehir Hastanesi’nin şantiyesine ait atık suların vidanjörlerle taşınarak Bayraklı ilçesinin ara sokaklarındaki kanal hatlarına döküldüğü ortaya çıkmıştı. Bayraklı’da bazı mahallelerde yoğunlaşan koku ihbarları üzerine denetime giden İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü ve Zabıta Dairesi Başkanlığı ekipleri, kanal kapaklarını izinsiz açıp kaçak döküm yapan iki vidanjör sürücüsünü suçüstü yakalamıştı.
Sorumlular hakkında tutanak tutan İzmir Büyükşehir Belediyesi, kaçak deşarj uygulamasını yaptıran firma hakkında 2872 sayılı Çevre Kanunu kapsamında işlem yapılmak üzere Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne, Trafik Kanunu’na göre işlem yapılmak üzere ise İl Emniyet Müdürlüğü’ne bilgi vermişti. Ancak, iki saat sonra aynı vidanjörlerden birinin yeniden kaçak döküm yaptığı belirlenmişti. Tekrar işlem yapılıp tutanak tutulmuştu.
Konuyla ilgili bugün yazılı bir açıklama yapan TBMM Çevre Komisyonu CHP Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, şunları söyledi:
“Çevre ve toplum sağlığını yakından ilgilendiren bu konu öyle geçiştirilecek bir konu değil. Zira körfez temizliği ve altyapı konusundaki hassasiyet ve mücadele ortadayken, buna rağmen Cumhur İttifakı sürekli ‘İzmir kokuyor’ diye yerel siyaset yürütürken, dün İzmir Şehir Hastanesi’nin foseptik sularının kentin göbeğinde ve nüfusun yoğunluğunun olduğu bir bölgede kaçak olarak kanal hatlarına deşarj edilmesinde kasıt arıyoruz. Böyle bir şey nasıl olabilir? Yıllardır süren İzmir Şehir Hastanesi’nin foseptiğini kaçak olarak ara sokaklardaki kanal hatlarına deşarj ediyorlar. Bunu kim, hangi mantık, hukuk ve vicdan çerçevesinde açıklayabilir? Eğer kasıt yoksa, bu suçu işleyenler hakkında idari ve adli süreç hızla başlatılmalı. Buradan önce Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı’na sesleniyorum; Murat Kurum, bu konuda gereğinin yapılmasını bekliyoruz. Bu bir suç, bu suçun hem idari hem de adli karşılığı var ve eğip bükmeden gereği ivedilikle yapılmalı. AKP ve MHP İzmir Milletvekillerine de sesleniyorum; hepimiz bu kentin vekilleriyiz. Bu kente karşı işlenen her suç hepimize karşı işlenmiş demektir. Bu rezilliğe seyirci kalmayacağınızı umuyorum. Ayrıca konuyu hemen yarın Meclis gündemine de taşıyacağız ve bunu yapanların kim oldukları, haklarında hangi yaptırımların uygulanacağı, çevreye karşı suç kapsamında adli sürecin işletilip işletilmeyeceği gibi tüm detayları soracağız ve takipçisi olacağız. İzmir sahipsiz değil, İzmir’in birilerinin politik kurnazlıklarına alet edilmesine izin vermeyiz.”