Biz adalet istiyoruz" diyen Yavaş, soruşturma konusu konser harcamalarıyla ilgili olarak,"Benzer işleri yapan firmalardan bunların rakamlarını alırsınız. Eğer Ankara Büyükşehir daha pahalı yapmışsa onu yapanlar cezasını çeker. Asla arkasında durmayız" ifadelerini kullandı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından "2021–2024 yılları arasında düzenlenen konserlere ilişkin harcamalarda kamu zararına yol açıldığı" iddiaları üzerine 2024 Kasım ayında başlatılan soruşturma kapsamında Ankara Emniyet Müdürlüğü Mali Şube ekipleri tarafından dün sabah yapılan operasyonda, ABB Başkanı Mansur Yavaş'ın, konserlere ilişkin soruşturma tamamlanıncaya kadar geçici olarak görevden aldığı Kültür ve Sosyal İşleri Dairesi Başkanı Haluk Erdemir ve Kültür ve Sosyal İşleri Dairesi Koordinatörü Hacı Ali Bozkurt da dâhil 13 kişi gözaltına alınmıştı.
ABB Başkanı Mansur Yavaş, operasyonla ilgili basın toplantısı düzenledi. Yavaş, şunları söyledi:
"Yapılacak iş nedir? Biz adalet istiyoruz. Adalet nasıl sağlanır? Benzer işleri yapan firmalardan bunların rakamlarını alırsınız. Hangi işler yapılmış, bunları alırsınız. Eğer Ankara Büyükşehir daha pahalı yapmışsa onu yapanlar cezasını çeker. Asla arkasında durmayız. Ancak aynı rakamlar ise kusura bakmayın. Lekelenmeme hakkı var. Şimdiden herkesin peşinen suçlu gösterilmesini asla kabul etmiyoruz. Diyoruz ki; adalet istiyoruz. Güzelce inceleyin, bilirkişilere verin, suçlusu varsa cezasını çeksin. Bu kadar basit. Yani konserle ilgili benim savunacak hiçbir şeyim yok. Pahalı yapmışlarsa cezasını çekerler ama pahalı yapmamışlarsa da aklanırlar.
Ama şunu elbette eleştiriyorum. Sabaha karşı evlerinden apar topar alınmak... Kaç yıldır bunlar Ankara Büyükşehir'de çalışıyorlar. Bir tanesi hariç bizden önceki dönemin personelleri. İfadeye çağırdınız da gelmediler mi? Emniyete çağırdınız da gelmediler mi? Artık bu usulün Türkiye'de ortadan kalkması lazım.
Aynı şekilde belediye başkanlarımıza da aynı muamele yapıldı. Yahşihan Belediye Başkanı dahil, çağırıp rahat bir şekilde ifadesini alabileceğiniz insanların apar topar gözaltına alınmasının hukukta yeri yoktur. Çünkü lekelenmeme hakkı vardır. İnsanları ifadeye çağıracaksınız, delilleri ortaya koyacaksınız, yargılayacaksınız, varsa cezasını çekecek.
Ancak daha vahim olaylar var. Sabah gözaltılar başlamadan evvel, gece, Ankara'nın en büyük trolü, zaman zaman televizyona çıkıp 'Ankara'nın en büyük hırsızı kim diye sorsanız kim çıkar?' deyince 'Ben çıkarım' diyen bir şahıs var. O tweet attı. 'Sabaha karşı operasyon var' dedi. Şimdi de tepkiyi görünce 'Ben onu kastetmedim' diyor.
Ben diyorum ki; Gökçek ve ailesinin tümü yargılanmadan, hapse girmeden ve yaptıklarının hesabı sorulmadan bu ülkede asla adaletten bahsedilemez.
Doğru duvar yıkılmaz. Ben 1999'dan beri kamu görevi yapıyorum. Benimle ilgili en ufak bir şey bulabilselerdi ellerinden geleni yapmazlar mıydı. Ben bir tane soruşturma geçirmedim. Dezenformasyon Merkezi her yere haber dağıtıp beni itibarsızlaştırmaya çalışıyor, oysa ben bu dosyada yokum. Ankara'nın tertemiz dürüst yönetilebileceğini göstermek için yönetime geldik.
Çalmayacağız, çaldırmayacağız. Ne yiyeceğim, ne yedireceğim. Hayatım boyunca çocuklarıma haram lokma yedirmedim. Ama hayatları boyunca çocuklarına helal lokma yedirmemiş kişilerin laflarını da kusura bakmayın boğazlarına tıkmak zorundayım.
'Oo paraları konserlere vermişler' diyorlar. Konser yapmayan belediye var mı? Özellikle milli günlerimizi çok kuvvetli bir şekilde kutlamak istiyoruz. Kutladığımız alan da başkentimizin kurulduğu alanlar. Harcadığımız bütçeye lütfen bakın. Harcadığımız para bütçemizin binde 4'ü. Biz milli günlerimizi hep birlikte yan yana gelerek, aynı duyguları paylaştığımız Türk insanıyla kutlamaya devam edeceğiz.
Gökçek dönemi dosyalarından ihaleye fesat, kamu zararı iddiasıyla 100'e yakın şikayetimiz oldu. 55 tanesinde bilirkişi raporu alınarak takipsizlik kararı verildi. 11 tanesinde bilirkişi raporu alınmadan takipsizlik kararı verildi. 11 tanesinde ise iddianame düzenlendi.
Yargılanacak, yargılandıktan sonra mahkeme cezayı kesinleştirdikten sonra biz o insanlara 'suçlu' diyebileceğiz. Bu dosyalardan iki tanesi Melih Gökçek'in tarafı olduğu dosyalar. Bazılarına hiçbir işlem yapılmadı. Peki, bu niye böyle oldu?
Ankara'da tam 4 bin tane bilirkişi var. Fakat her nasılsa bizim yaptığımız tüm şikayetler aynı bilirkişilere gitti. En son kamu zararı çıkaran bilirkişi de bunlardan bir tanesi. Onları aklayanla bizi suçlayan aynı şahıs.
Belediyenin paraları Gökçek'in oğlunun futbol hevesine gitti. Oğlana iş vermesi lazım. Babası ona futbol takımı almış. Bazı şirketlerden ihale vermek suretiyle ve bir de hafriyat gelirini, belediyenin oldukça büyük gelirini Osmanlıspor’a vermiş. Sayın Mustafa Tuna gelir gelmez bunu sonlandırdı. Biz gelir gelmez hafriyat dosyasını şikâyet ettik, takipsiz kararı çıktı. Avukatımız dört defa verdi. Melih Gökçek’in imzası yok diye takipsizlik kararı verildi. Kamu zararı kaç para olursa bunları gözaltına alırsınız tutuklarsınız?
ANKA Park’ı şikayet ettik. Savcılık soruşturma izni istedi, Süleyman Soylu izni vermedi. Danıştay’a itiraz ettik. Danıştay dedi ki; 'İddiaların tek tek incelenmesi lazım.' Geri gönderdi. Mahkeme bunları yapmadı, takipsizlik kararı verdi geçti. Biz sulh cezaya itiraz ettik. Kanun yoluyla bozma talebine gittik. Dosyamız adliyede bekliyor. Adalet Bakanlığı’na ne zaman gönderecekler bilmiyorum.
Teleferik öngörmüşler. Kime vermişler biliyor musunuz? AK Parti il başkan yardımcısına vermişler, o an görevde. İşe başlıyor 240 günde bitecek ihaleye yasadışı 1500 güne uzatmışlar. Terk edip gitmiş orayı. İncelettik. Bu projeyi hazırlayan adam o şirketin elemanı çıktı.
Melih Gökçek'le ilgili söyleyeceğim bir şey daha var. 15 Temmuz kanlı darbe girişimini hatırlıyoruz. Bu insan FETÖ ile ilişkisi olduğunu zaten çeşitli defa kamuoyuna söylüyor, 'Ben bunlarla çok haşır neşir oldum' diyor. Meclis üyelerinin çoğu FETÖ'den dolayı kaçak. Genel sekreteri FETÖ'den dolayı kaçak. Şikayet ediliyor. Hakkında FETÖ'den tahkikat başlıyor. Ama ona hiçbir şey yapmıyorlar. Herkes yargılanırken ona hiçbir şey yapmıyorlar. Demek ki görevden alınma sebebi, çünkü aynı günlerde, bir bir buçuk ay sonra Cumhurbaşkanı kendisinden görevi bırakmasını istedi. Nazlandı nazlandı, görevi bıraktı. Kendisi de benimle ilgili şikâyette bulundu. 2018 yılında benimle ilgili araştırmalar yapıyor. Sadece benim değil, etrafımdaki onlarca kişinin geçmişe yönelik, 10 yıllık telefon tape soruşturmaları yapılıyor. Hiçbir şey bulunmuyor. Ama ilginç olan şey şu; Gökçek'in hiçbir telefon ya da HTS kaydı sorgulanmıyor bu dosyada. Çünkü çıktı 'Beni cinler kandırdı' diyerek kurtulmaya kalktı.
Arkadaşlar, FETÖ'den de Gökçek ve ailesi yargılanmadan bu ülkede adaletten bahsedemezsiniz. Neden derseniz... Belli kriterler var değil mi? Oğlu Osman, 2010'lu yıllarda Ankara'da mütevelli heyetinde, eşi hanımefendi okul yaptırmış, Osman Samanyolu Koleji'nden mezun. Bu kriterler zaten yargılanması için yetmiyor mu?
Aktardığı kaynak ayrı bir şey. Hatta ve hatta 17-25 Aralık'tan sonra da verdiği imar rantları var. Yani, milat kabul edilen tarihten sonra da verdiği imar rantları var FETÖ'ye. Ancak bunların tamamıyla ilgili de takipsizlik kararı verildi. Ve bu ailenin soruşturmadan muaf olduğunu anlıyoruz. Ama inşallah bir gün adalet tesis edecek, herkes işlediği suçun cezasını sonuna kadar çekecek.
Belediyenin parasıyla umreye gitmişler. Kamu zararının azı çoğu olmaz da o haram parayla umreye gitmeyi nasıl içinize sindirdiniz?
Gökçek, usulsüz oturduğun o ev var ya. Mahkeme kararıyla tespitli. Çık bakayım o evden. Hadi çık! Çık, evsiz kalmazsın. Oğlan ev yapıyor, bir katına seni oturtur. Ankara halkına geri ver. İki kitap dolusu yolsuzluk var, bir tane yargılama yok.
Bizim yargılanacak hiçbir şeyimiz yok. Konser soruşturmasının en adil şekilde yapılmasını istiyoruz. Adaletin herkese eşit uygulanmasını istiyoruz."