GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Yerel Yönetimler
30 Eylül 2022 Cuma 16:00

Lojistik sektörünün geleceği konuşuldu!

İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde İZFAŞ tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen Logistech–Lojistik, Depolama ve Teknolojileri Fuarı; sektördeki tüm paydaşları fuarizmir’de bir araya getirirken paneller ve seminerlerle de sektörün durumu ve geleceği tartışılıyor. Fuarın ilk gününde düzenlenen “Başkanlar Paneli” oturumunda, lojistik ve geleceği masaya yatırıldı.

Bu yıl ilk kez fuarizmir’de düzenlenen Logistech–Lojistik, Depolama ve Teknolojileri Fuarı kapsamında moderatörlüğünü İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk’ün yaptığı Başkanlar Paneli gerçekleştirildi. Panelde, Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ayşem Ulusoy, Türkiye Liman İşletmecileri Derneği (TÜRKLİM) Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Erdemir, İzmir Deniz Nakliyecileri Derneği (DND) Yönetim Kurulu Başkanı Şükriye Vardar, Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Şener ve Denizcilik Fakültesi Mezunları Derneği (DEFMED) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bülent İbik konuşmacı olarak yer aldı. Kurum temsilcileri, pandemi süreci ve Rusya - Ukrayna savaşının etkileri ve sektörün geleceği konusunda görüşlerini paylaştı.

“Zaman Türkiye’nin vakti”
UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Ayşem Ulusoy, pandemi döneminde Türkiye’nin coğrafik pozisyonu nedeniyle avantajlı konuma geldiğini belirterek, “Kapatılan yollar, değişen güzergahlar bizi cazibe merkezi haline getirdi. Pandemiyle birlikte artan payımızın kalıcı olması için sektör, dernekler, üniversiteler, tedarikçiler, lojistikle ilgili hizmet üreten her paydaşın birlikte çalışmasın gerektiğini öğrendik. Çin’in geç üretimi, bizim üreticilerimizin daha esnek olması, ülkemizin lojistik ve ticaretin en önemli faktörlerinden olan zaman ve maliyet açısından avantajlı konumunu sürdürmemiz gerekiyor. Şu anda kazandıklarımızı sürdürüp daha da artıya geçebiliriz. Hep beraber hareket etmeliyiz. Sektörün tüm paydaşları birlikte kararlar alıp ortak söylemlerle yol alıyoruz. Pandeminin bize öğrettiği bir diğer şey de intermodel bir taşımacılığın önemi, hava ve deniz yolu taşımacılığında sıkıntı olunca, demiryolu taşımacılığının ön plana çıkması gerektiği oldu. Doğunun batıya, organize sanayi bölgelerinin limanlara demiryolları ile bağlanması, ulaşım çeşitlerinin entegrasyonunun sağlanması gerekiyor.  Arkamıza aldığımız rüzgârı devam ettirerek daha başarılı işler yapacağız. Zaman bizim, Türkiye’nin vakti” dedi.

 

Türkiye tedarikte öne çıkıyor
DND Yönetim Kurulu Başkanı Şükriye Vardar, pandemi süresince lojistik ne kadar parladıysa denizciliğin de o kadar parladığını ve tedarik süreci için ne kadar önemli olduğunun bir kez daha anlaşıldığını belirterek, “Yüksek enflasyonun yarattığı resesyon ihtimali, tüketim ürünlerine talebin yavaşlaması, malları erken teslim alma talepleriyle birlikte yükselen navlunlar, düşmeye başladı. Eylül ayında baktığımızda, küresel olarak taşınan malların yüzde 11’i dünya limanlarında beklemede. Grevlerin de de etkisi var, bu beklemeyi artırıyor. Navlun oranlarının düşmesine rağmen maliyetler hala çok yüksek. Denizcilikte aslında durum bu. Türkiye açısından baktığımızda ise küresel piyasalardaki resesyon beklentilerine rağmen bu süreçte Türkiye’nin pozitif ayrışacağını düşünüyorum. Türkiye’nin tedarikte öne çıktığını çok rahat söyleyebilirim. Küresel piyasalarda beklenen resesyondan, Türkiye’nin diğer ülkeler kadar etkilenmeyeceği görüşündeyim” diye konuştu.

Sektördeki büyüme sürüyor
TÜRKLİM Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Erdemir, tarihten günümüze Anadolu’da her dönemde limanların olduğunu belirterek, “Pandemi bize limanların önemini biraz daha gösterdi. Dünyada da taşımaların yüzde 90’ı deniz yoluyla. Türkiye’de de bu oran ithalatta yüzde 95 seviyelerindeydi, ihracatta biraz daha düşüktü. Değer olarak da yüzde 60 – 65, tonaj olarak ise yüzde 80’lere 90’lara ulaştı. Hem deniz yolarının hem kara yollarının, hem demir yollarının başlangıç noktası olan limanların çevresel faktörler ve diğer faktörlerle daha da büyüdüğünü göreceğiz. Türkiye bir yandan gelişti bir yandan limanlarına özel sektör eliyle yatırım yaptı. 1986 – 1987’de yılda 80 milyon ton yük yapardı. 1990 ile 2001 yılları arasında yüzde 253 bir büyüme gerçekleşti. 2000 ile 2021 arasında yüzde 183, son 10 yılda da yüzde 152 yük açısından büyüdü. Konteynerde de bu durum böyle son 10 yılda yüzde 155 büyüme var” dedi.

 

2050 vizyonu ile hareket etmek gerekiyor
Erdemir, “Bizim için asıl mesele 2050’lerin vizyonunu hazırlamak. Lojistik bir bütün, sanayiye, ihracata hizmet ediyor. Kurumlar olarak görevimiz 2050’ye sektörü hazırlamak. Her şeyin değişeceğini biliyoruz, bu politikaların üretimi, planlaması ve yeni bir yönetim modelinin seçilmesinde bizim gibi kurumların büyük rolü olacak. Dünyadaki gelişmiş örneklere baktığımızda; bütün demir yolu, deniz yolu altyapılarına büyük kamusal destekler, büyük planlamalar gerekiyor. TÜRKLİM’in en önemli işlevlerinden biri, tecrübesiyle geleceğin vizyonunu hazırlamak. 2050 için raporumuzu da hazırladık. 525 milyon ton olan liman kapasitesinin 1,3 milyar tona çıkarak 2,5 kat artması lazım. Bu da lojistik köyler ile organize sanayi bölgeleri ile limanlar arası bağlantılar vs. tamamı planlanarak yapılmalı. Konteyner olarak bakıldığında da 3,5 - 4 kat artış bekleniyor. Limanlarımızın hazır olması gerekiyor. Bunlarla ilgili çalışmalar var” diye konuştu.

58 ülkeye karayolu taşımacılığı
UND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Şener, “Uluslararası nakliye sektörü, Türkiye açısından stratejik bir sektör. 58 ülkeye karayolu taşımacılığı yapıyoruz, bu ülkelerden 40’tan fazlasıyla deniz sınırımız yok. Pandemi nedeniyle karayolunun dünyada önlenemez bir yükselişi var. Çünkü üretim, stoksuz çalışma, e-ticaret, hızlı ticaret deyince uluslararası nakliye sektöründe Avrupa’nın en büyüğü deniliyor Türkiye. Avrupa genelinde karayolu taşımacılığı oranı yüksek. Pandemi döneminde sınırlar kapatılınca yok yaşadık. Biz UND olarak temassız taşıma başlattık, sınırda şoför ve araç değişimi vs. yaparak ihracatın önünü açmaya çalıştık. Şokun atlatılmasından sonra batı ülkeleri tedarik noktasında Çin dışında alternatiflere yöneldi. Konteyner, elleçleme krizi vb. diğer gelişmeler, navlunların yükselmesi, Çin ürünlerinin fiyatını artırdı, Türk ürünlerinin piyasadaki oranı arttı. Çin ile rekabet imkanı artınca karayolu taşımacılığı ve lojistikçiler, pandemide altın çağını yaşadı ve yaşıyor da. E-ticaretle tek tek paket taşıma oranı artıp kişiye özel ticaret olunca taşınan paket sayısı da arttı. Otobanlar stok alanına dönüştü, ciddi bir araç yoğunluğu oluştu” dedi.

 

Fatih Şener, karayolu taşımacılığının gelecekte de sürdürülebilir olması için doğru planlama ile hareket edilerek elektrikli vb. çevreci teknolojilerle üretilen araçlara, yeni teknolojilere geçmesi, optimizasyon ve verimlilik çalışmalarıyla da boş hareketliliği azaltıcı planlar yapması gerektiğini belirterek sektörün buna hazırlanmasının önemine dikkat çekti.

 

DEFMED Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bülent İbik de pandemi öncesi açıklanan Dünya Bankası’nın Lojistik Performans Endeksi’nde 47. sıraya kadar düştüğümüzü hatırlatarak, “Pandemi nedeniyle yeni sıra açıklanmadı henüz. Yurt dışından yatırımı çekebileceğimiz durumlarda en önemli göstergelerinden biri. Daha üst sıraya çıkmak için neleri değiştirirsek üst sıralara çıkabiliriz buna bakmamız gerekiyor. Gümrük, altyapı, lojistik performansı, navlun ve uluslararası sevkiyat, kargo izleme ve takip etme, zamanında teslimat gibi faktörlere bakılıyor. İdarenin ve sektörün bir arada hareket ederek, bu süreçleri nerede takıldıysak ele alarak ilerlememiz lazım” dedi.

 

İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, pandemi ve sonrasında Rusya-Ukrayna çatışmasının, şimdide küresel durgunluk tehlikesinin lojistik sektöründe önemli değişime sebep olduğunu söyledi. Pandemi sürecinin lojistik sektöründe getirdiği avantajlara değinen Öztürk, Türkiye’nin lojistik performansını artırarak küresel tedarik zincirinde bölgesel bir merkez olma imkanına sahip olduğunu söyledi. 2030 ve 2050 yıllarına yönelik ulaştırma sektöründe karbonsuzlaştırma hedeflerinin çok kritik olduğuna dikkat çeken Öztürk, Türkiye’nin lojistikte yeşil dönüşüme hazırlanması gerektiğini vurguladı.