CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara'da bir otelde gerçekleştirilen medya kuruşlarının CHP muhabirleri ile bir araya gelerek, sorularını cevapladı. Kılıçdaroğlu, 2022 yılının miting takviminin belirlenip belirlenmediği sorusu üzerine, henüz planlama yapıldığını ancak mitinglere çok fazla ağırlık vermeyeceklerini belirtti. Kılıçdaroğlu, "Ağırlığı gittiğimiz illerde kanaat önderleriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, gençlerle buluşmaya veriyoruz. Örneğin; bir ile gittiğimde önce meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütleri, sonra kanaat önderleri ile toplantı yapıyoruz. Sonra onların sorularını yanıtlıyoruz. Özellikle Kayseri'de yaptığımız toplantı beni şaşırttı. Bin kişilik salon tıka basa doluydu. Bu tür toplantılar yapıyoruz ve bu toplantıların mitinglerden daha verimli olduğunu düşünüyorum şahsen" dedi.
'GÜVENİ SAĞLAYAMAZSANIZ DEVLETİ YÖNETEMEZSİNİZ'
Kılıçdaroğlu, iktidar oldukları takdirde ilk bir hafta içinde yapacakları işin Strateji Planlama Teşkilatını kurmak olduğunu belirterek, "Bir kararname ile kuruluyor. Bu ülkenin geliri, gideri nedir, paralar nereye gidiyor nereye harcanıyor? Siz bunları bilmezseniz zaten sağlıklı yönetemezsiniz. Bunu kurduğumuzda, burada çalışacak nitelikli insanlara da ihtiyacımız olacak. 5 yıl için iktidarsak önümüzdeki 5 yılı planlamanız lazım ve Stratejik Planlama Teşkilatı ile bunun da belirlenmesi lazım. Biz Türkiye'nin en verimli, istihdam yaratan, önümüzdeki süreç içinde bölgesindeki en güçlü ülke olacak pozisyonda yatırımlar yapacağız. En yetkin insanları buralara atayacağız. Bunlar devletin yönetenlerle vatandaşlar arasındaki güveni sağlayacak. İlk bir hafta içinde sağlayacağız bu güveni. Güveni sağlayamazsanız, devleti yönetemezsiniz" diye konuştu.
'GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM ÇALIŞMALARI'
Kılıçdaroğlu, 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile ilgili gelişmeler ne zaman açıklanacak?' sorusuna ise, "Şu anda genel başkanlar kendi ekip arkadaşlarıyla, genel başkan yardımcılarıyla olayı değerlendiriyorlar. Doğrusunu isterseniz biz de kendi Merkez Yönetim Kurulu'nda bunu henüz masaya yatırıp konuşmadık. Ama belirli bir zaman dilimi içerisinde bunu gerçekleştiririz" diyerek cevap verdi.
'BEYEFENDİ BİZİM SOKAĞA ÇIKMAMIZI İSTİYOR'
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Sokaklara döküleceklermiş, ya siz 15 Temmuz'u görmediniz mi?' şeklindeki açıklamasının hatırlatılması üzerine, şöyle konuştu:
"Gülümseyerek yorumladım. Tam tersine arkadaşlara 'Taşkınlık yapmayacaksınız, sokaklara çıkmayacaksınız. Büyük bir sabırla sandığı bekleyeceksiniz' dedim. Beyefendi hayal aleminde yaşadığı için sanki biz 'sokaklara çıkın, şunu yapın, bunu yapın' diye talimat verdik. Bunun basın danışmanları yok mu? En azından bizim neler konuştuğumuzu kendilerinin önüne koymuyorlar mı? Biz tam tersine 'sakin, sabırlı, seçim sandığını bekleyeceksiniz, sandık gelecek, gideceksiniz oyunuzu kullanacaksınız' diyoruz. Bunu her yer de söylüyorum. Ama beyefendi anladığım kadarıyla bizim sokağa çıkmamızı istiyor, çıkmayacağız. Zorlayacak, baskı kuracak, çıkmayacağız. Ama gereğini sandıkta yapacağız."
HDP'NİN CHP'YE YAPTIĞI ZİYARET
Kılıçdaroğlu, HDP'nin geçen hafta kendilerine yaptığı ziyaretin değerlendirilmesinin istenmesi üzerine, "HDP geldiğinde; 'Bir erken seçimle ilgili bir önerge vereceğiz' dedi. Verebilirler; sonuçta bağımsız siyasal bir parti. Hepimizin saygı duyması gerekir. Biz zaman zaman önerge veriyorsak, diğer partiler nasıl önerge veriyorsa, HDP de önergesini verebilir" değerlendirmesinde bulundu. Kılıçdaroğlu ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın erken seçime gitmek zorunda olduğunu belirterek, "Şunun için, ülke yönetilemez noktaya geldi. Hazinenin, piyasanın, vatandaşın durumu malum. Nereye kadar götürecek? Doların yükselmesi Türkiye'nin yükümlülüklerini artırdı" dedi.
'RANDEVU İSTEDİK, GELMEDİ'
Kılıçdaroğlu, Türkiye İstatistik Kurumu ve Milli Eğitim Bakanlığı’na yaptığı ziyaretlerin emrivaki ziyaret olduğu şeklindeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine, "Milli Eğitim Bakanlığı’na gitmeden önce randevu talep istedik. Randevu gelmedi. Haksızlığa uğrayan, sınava girip sözlüde elenen öğrenciler var. Bu öğrenciler geldiler. Onlarla beraber bir basın toplantısı yaptık ve orada bakanlığa gideceğimi de söyledim. Yaklaşık 15 saat sonra ben oraya gittim. Orada o açıklamayı gençler adına yaptım. Haksızlığa uğrayan gençler var. Oraya da kilit de vurulmuş. Ama şu bir gerçek; onların haklarını da arayacağım. Haksızlığa uğrayan herkesin demokratik yollarla hakkını arayacağız" diye konuştu.
'EKREM BEY'İ SUÇLAMALARININ NEDENİ EKONOMİDE YAŞANAN GERGİNLİK'
Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanlığı'nca İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve şirketlerinde iş başı yaptırılan personelden bazılarının terör örgütleriyle iltisaklı-irtibatlı olduğu iddiaları üzerine başlatılan teftişte ilişkin ise şunları kaydetti:
"Eleman alınırken belediyeye savcılıktan iyi hal kağıdı alıyorsunuz. Veren kim; savcılık. Eğer soruşturma açılacaksa Adalet Bakanlığı hakkında soruşturma açılmalı. Terör ya da terörist olan birisine siz nasıl savcılıktan iyi hal kağıdı alıyorsunuz? Onu yapmıyorlar. Doğrudan doğruya Ekrem Beyi suçluyorlar. Aslında Ekrem Beyi suçlamalarının nedeni, ekonomide yaşanan bu gerginliğin, kaosun unutturulması. İşin Türkçesi o. Çünkü yağmur gibi gelen zamlar var. İşsizlik var. İnsanlar geçinemiyorlar. Bu sorunların üzerine Ekrem Beyi de ilave ederek, tartışma zeminini bu tarafa doğru çekmek istiyorlar. Müfettişleri görevlendirmişler; zaten bizim belediye başkanlıklarından müfettişler eksik olmuyor ki. Sürekli denetleniyorlar. Bizim belediye başkanları da zaten buna alışkınlar."
'BÜTÜN ÖNLEMLERİ BELEDİYE BAŞKANLARINA BİLDİRECEĞİZ'
Kılıçdaroğlu, 'Belediyelerinize herhangi bir polis baskını olması durumunda ne yapacaksınız?' sorusuna da, "Hazırlığımızı şu şekilde yapıyoruz; müfettişler belge istediğinde mutlaka dökümünü alacaksınız, hangi belgeyi verdiğinizi alacaksınız ve bir örneğini de yanınızda tutacaksınız. Çünkü, belgeyi yok edebilirler, yırtarlar. Sonra 'belge istedik bunu vermediler' diyecekler. 'Ben sana verdim' diyeceğiz, 'hayır sen bana vermedin' diyecekler. Dolayısıyla bütün önlemleri belediye başkanlarına bildireceğiz. Müfettiş gelecek ve belge istediği zaman bir örneğini alacaksınız, dokümanını alacaksınız ve memurlar imzalayacak" diye cevap verdi.
'SİYASET DİN ALANINA ASLA GİRMEMELİ'
Kılıçdaroğlu, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in Diyanet İşleri Başkanlığı’na yönelik sözlerinin hatırlatılması üzerine, "Plan Bütçe Komisyon üyeliği yaptığım dönemde, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Kuran kurslarında öğrencilere verilen derslerin kitaplarını istedim. Son derece güzel hazırlanmış, özenle seçilmiş, çocukların Kuranı rahat öğrenebilecekleri materyaller vardı. Ben Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kutladım. Dolayısıyla Diyanet İşleri Başkanlığı'nın isteyen annelerin ve babaların çocuklarına Kuranı öğretmeleri kadar doğal bir şey yoktur. Siyaset din alanına asla girmemeli. İnanç alanına asla girmemeli. Kimlik alanına asla girmemeli. Zaten Anayasamızın 24'üncü maddesinde bu gayet açık ne net" dedi.
'TANJU BEY İSTERSE CUMHURBAŞKANI ADAYI OLABİLİR'
Kılıçdaroğlu, uyarı cezası alan partisinin Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan'ın, 'Ben de partimi uyarıyorum ve Ekmeleddin İhsanoğlu gibi milletin gönlünde taht kuramamış yanlış bir adayla seçime girerlerse sonra Tanju Özcan nereden çıktı demesinler' açıklamasının hatırlatılması üzerine, "Tanju Bey cumhurbaşkanı adayı olabilir mi; olabilir. Herkes diyor 'ben adayım' diye. Herkesin aday olduğu bir ortamda Tanju Bey de aday olmak isteyebilirim diyor. Yüz bin imzayı toplarsa o da aday olabilir. Biz 'sen aday olacaksın, sen aday olmayacaksın' diye özel bir baskı ya da düşüncemiz yok. Tanju Bey kendi yönettiği il çerçevesinde hassasiyetlerini üreterek zaman zaman politika üretiyor. Ona da saygı duymak gerekiyor bir anlamda" dedi.