Olay, 11 Mart 2021 tarihinde gece yarısı sıralarında Rafetpaşa Mahallesi'nde meydana geldi. 'Mira Güneş' adını kullanan trans birey Kadir Yüksel'in 4'üncü katta oturduğu dairenin bir üst katında yine kendisine ait kiralık boş daireden kötü kokular gelmeye başladı. Bunun üzerine komşuları Yüksel’in kapısını çaldı, açan olmayınca da yakınlarına haber verdi. Gelen yakınları, dairede çekyatın içinde Yüksel’in cesediyle karşılaştı.
Gelen polis ekiplerinin yaptığı incelemede, Yüksel'in başına sert bir cisimle vurularak öldürüldüğü ve yüzünün tanınmayacak hale geldiği belirlendi. Olayla ilgili gözaltına alınan Serdar Gülsoy (43), Turgay Türker (37) ve Murat İnceçelik (29) tutuklandı.
Soruşturmanın ardından hazırlanan iddianamede savcı, Serdar Gülsoy hakkında 'kasten öldürme', 'nitelikli hırsızlık', 'geceleyin birden fazla konut dokunulmazlığının ihlali' ve 'başkasına ait banka veya kredi kartının zincirleme kötüye kullanılması' suçlarından müebbet hapis ve 18 yıl hapis cezası, Turgay Türker ve Murat İnceçelik için ise 'kasten öldürmeye yardım etme', 'nitelikli hırsızlık', 'geceleyin birden fazla konut dokunulmazlığının ihlali' ve 'başkasına ait banka veya kredi kartının zincirleme kötüye kullanılması' suçlarından 33 yıla kadar hapis cezası istedi. İddianame İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi.
ÖLDÜRÜP, OTOMOBİLİYLE DÜĞÜNE GİTMİŞLER
İddianamede, cinayetle ilgili tüm detaylara da yer verildi. Serdar Gülsoy ile Kadir Yüksel'in 22 Şubat’ta evde alkol alırken bilinmeyen nedenle tartışma çıktığı, Gülsoy'un Kadir Yüksel'i dövüp, çekiçle başına birkaç kez şiddetli olarak vurduğu belirtildi. Gülsoy’un, can havliyle kurtulmaya çalışan Kadir Yüksel'in boynuna baskı uygulayıp ölümüne sebep olduğu ifade edildi. Gülsoy'un eve çağırdığı arkadaşı Turgay Türker ile Yüksel'in cesedini önce battaniye ve çarşafa ardından da streç filmle sardıktan sonra evin yatak odasına taşıdığı kaydedildi. Bir gün sonra ise şüphelilerin Murat İnceçelik'i çağırdığı kaydedildi. 3 şüphelinin kokmaması için Kadir Yüksel’in cesedini bir üst kata taşıyıp, bazanın içine koydukları belirtildi. Şüphelilerin, Kadir Yüksel'in aracıyla bir yakınlarının düğününe Adana'ya da gittikleri ve maktulün banka kartından para çektikleri de iddianamede yer aldı.
'UYUŞTURUCU ALMIŞTIM HATIRLAMIYORUM'
İlk kez hakim karşısına çıkan tutuklu sanıklar duruşmaya Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, taraf avukatları salonda hazır bulundu. Celsede ilk olarak Serdar Gülsoy'a söz verildi. Olayı hatırlamadığını öne süren Gülsoy, "Alkol ve uyuşturucunun etkisinde olduğum için öldürme olayının ne şekilde olduğunu hatırlamıyorum. Maktul ile aramızda tartışma olup olmadığını, tartışma olmuşsa da tartışmada nelerin konuşulduğunu da tam olarak hatırlamıyorum. Maktulün cesedinin saklanmasıyla ilgili ayrıntıları hatırlamıyorum. Kadir Yüksel ile aynı evde kalıyordum" dedi.
'BENİ TEHDİT ETTİ'
Sanık Turgay Türker ise Serdar Gülsoy'un kendisini tehdit ettiğini savundu. Türker, "Ben üst kattayken Serdar'ın gelmesiyle aşağı indim ve maktulü yerde yatarken gördüm. Serdar olayı başka birisine anlattığım takdirde olayı birlikte gerçekleştirdiğimizi anlatacağını söyledi. Beni ailemle tehdit etti. Ben de o andan itibaren sanık Serdar'ın söylediklerini yaptım" dedi. Sanık Murat İnceçelik de hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.
Mahkeme heyeti, Murat İnceçelik ve Turgay Türker'in yurt dışı çıkış yasağı uygulanarak adli kontrol şartıyla tahliyesine Serdar Gülsoy'un tutukluluk halinin devamına karar verdi. Heyet, tanıkların dinlenmesine ve olayın geçtiği evdeki kamera kayıt cihazının bilirkişi incelemesi yapılmak üzere mahkemeye gönderilmesinin istenmesine hükmederek duruşmayı erteledi.