İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, İzmir'in Menderes ilçesinde yurttaşlara seslendikten sonra esnaf ziyareti yaptı. Bir hırdavatçıya giren Akşener, "20 Ocak 2020'den beri geziyorum. Şu dükkanların içinde hiç kendi partimi övmedim, başka partiyi yermedim, propaganda yapmadım, sadece sizi konuştuk. Sizden aldıklarımızı da kamuoyuna mal ettik. Bu çerçevede soruyorum; işler nasıl?" dedi.
İşlerinin çok bozuk olduğunu anlatan esnaf ise dükkan kendilerinin olduğu için ucu ucuna geçinebildiklerini söyledi. Esnaf, bugün öğle saatlerine kadar sadece 3- 4 müşteriye satış yaptığını anlattı.
Daha sonra bir fırına giren Akşener, işlerinin nasıl olduğunu sordu. "Sizi burada görmekten çok mutluyuz ama işlerimiz gerçekten çok kötü" diyen fırıncı, günde 20- 25 çuval un işlediklerini, hammadde fiyatlarının sürekli arttığını anlattı.
Fırın işletmecisi kadın da "Hammaddeye gelen zamlar çok. Bunu ürünlere yansıtamıyoruz. Belirlenen bir tarife var onun dışına çıkamıyoruz. Hammaddeye gelen zamlar yüzünden şu an yaptığımız işin bir kıymeti kalmadı. Şu an esnaf olarak çok zor durumdayız" dedi.
İki şube ile toplam 30 kişiye istihdam sağladıklarını anlatan fırıncı, "Bu temel gıda. Şu an pidenin fiyatı 6 TL.. İnsanların alma durumu çok mümkün değil. Elektrik ve doğalgaz faturaları nedeniyle de biz çok zorlanıyoruz. 25 bin lira elektrik faturamız var. SGK, mazot paralarını saymıyorum" diye konuştu.
"AMAN ÖYLE DEMEYİN, 1 YILIMIZ VAR, DAYANIN"
Ardından Akşener ile esnaf arasında şu diyalog yaşandı:
“AKŞENER: İşletme sahiplerine elektrikte bir indirim yok değil mi? İddia ediyorlar sübvanse ediyoruz diye. Yok değil mi?
ESNAF: Hayır yok asla öyle bir şey. Git gide de artıyor. 12 bin lira olan 15 bin lira oldu. Şu an 15 bin lira geldi, eminim ki önümüzdeki ay 18 bin lira gelecektir. Sürekli artıyor
AKŞENER: Kızım siz nasıl sürdüreceksiniz bu üretimi
ESNAF: Sürdüremeyeceğiz, inceldiği yerden kopacak
AKŞENER: Aman öyle demeyin, 1 yılımız var, dayanın. 1 yılımız var”
"ONLAR ALIRKEN BİZ UTANIYORUZ"
Akşener, daha sonra bir kasaba girip derdini dinledi. Saat 12.00 olmasına rağmen henüz 1 kilogram kıyma satabildiğini, siftahı yeni yaptığını anlatan kasap, Akşener'in "alım gücü nasıl" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Şimdi kilogram yok. 50 liralık, 100 liralık var. Haftalık 2 kilo et alan bir aile 750 grama, 1 kiloya düştü. Bir kaç gariban var mahallede. Onlar mesela, 30 liralık kıyma alıyorlar. Verirken biz de utanıyoruz. Çünkü 150- 200 gram... İnsanlar nasıl doyacak. Tartıya koyuyorsun, 35 lira geliyor, 5 lirayı alamıyorsun içinden. Veriyoruz artık ne yapalım. Biz de hakkımızı helal ediyoruz onlara. Yapacak hiçbir şey yok. İnsanların alım gücü gerçekten çok düştü."
“SOĞAN ALDIM GERİ BIRAKAMADIM”
Akşener ise "Ben İstanbul'da çok yoksul olan evleri geziyorum. Onlara hep et sorarım. Çünkü çocukların büyümesi için protein çok mühim. Mesela siz kemik sıyırırsınız ya. Onun ilk derisini atarsınız. Küçük kalanları da iyi etle birlikte karıştırıp kıyma yaparsınız. O ilk, çöpe atılan deri alanı dahil, tavuğun aynı şekilde çıkanı dahil satın alabiliyorlar" diye konuştu.
Hayat pahalılığının artışına dikkat çeken kasap esnafı ise "Geçen gün bir taze soğan aldım. Eşim istedi, 34 lira 50 kuruş salı pazarında. Geri bırakacağım, bırakamadım ayıp olur diye. Eşim de dedi ‘keşke almasaydın’" dedi.
"İÇİNDEYİZ AMA BİZ DE PİRZOLAYI YİYEMİYORUZ"
Akşener'in "Dün akşam iftarda ne yediniz. Bu akşam iftarda ne yemek var sorusuna" ise kasap şu yanıtı verdi:
"Tavuk, makarna, yoğurt yedik. Kuzu etleri kemiksiz olarak 180 TL. Pirzolanın içindeyiz ama biz de yiyemiyoruz. 180 lira şu an pirzola, kemiksiz kuzu eti. Günde 50 kişi geliyorsa abartısız söylüyorum 25 kişi geriye çıkıyor. Fiyat soruyor."
“ORTA TABAKA KALKTI, ÜST VE ALT KALDI”
Akşener'in ziyaret ettiği lokantacı ise şunları söyledi:
"Dükkana günde 300 kişi giriyorsa şimdi 100 kişi giriyor. İşler düştü. Eskiden alt, üst, orta tabaka vardı. Şimdi artık üst ve alt kaldı sadece. Ara bitti. Nasıl alacak millet. Yiyemezler"
EŞİNE YEMEK ALDI
Akşener ile lokantacı arasında şu diyalog yaşandı:
AKŞENER: Belki akşam için çaktırmadan bir şey alabiliriz.
LOKANTACI: Tabii akşama bekleriz
AKŞENER: Yok ben İstanbul'a gideceğim de, yemek pişiremediğim için eşime götüreceğim. Ev kadınlığını unuttuk.