GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
18 Şubat 2023 Cumartesi 10:46

İzmir ve Hatay arasındaki benzerlik!

İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, İzmir'de 30 Ekim 2020'de meydana gelen deprem ile Hatay merkezde yıkıma neden olan depremin yapı- zemin ilişkisi bakımından benzerlik gösterdiğini söyledi. İzmir'in Bayraklı ilçesindeki yapıların yıkılmasında basen etkisinin önemine vurgu yapıldığına dikkat çeken Ayatar, aynı durumun Hatay merkezde de yaşandığını kaydetti.

Türkiye'nin Doğu, Güneydoğu, Akdeniz, İç Anadolu ve Karadeniz bölgeleri, Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerle sarsıldı. Depremler, binlerce yıkım ile ölüm ve yaralanmalara yol açtı. Türkiye genelinde birçok inşaat mühendisi, hasar tespit çalışmaları yapmak üzere afet bölgesine gitti. Çalışmalar hakkında bilgi veren İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, "2 binin üzerinde meslektaşımız bölgede hasar tespiti yapmak üzere çalışıyor. İzmir'den de 200'e yakın meslektaşımız bölgede. Meslektaşlarımızın ilk belirlemeleri şöyle. Bölgedeki bazı alanlar, yapı- zemin ilişkisi anlamında özel alanlar. Örneğin; Hatay merkez gibi. Burada yıkım daha fazlaydı. 30 Ekim 2020'deki İzmir depreminde, yaklaşık 80 kilometre uzaklıkta bir fay kırığı sonrasında yıkım yaşadık. Fay kırıldıktan sonra Bayraklı'da etkili oldu. Buradaki yapıların yıkılmasında basen etkisinin önemi vurgulanmıştı. Buna benzer bir durum Hatay merkezde de yaşandı. Bayraklı'da yaşanan zeminin yapılara etkisi Hatay'da da görüldü" dedi.  

'ALÜVYON ÇÖKEL ZEMİN YIKIMI ARTIRAN SEBEPLERDEN'

İzmir Bayraklı'nın çanak bir yapıya sahip olduğunu hatırlatan Ayatar, "Bayraklı çanak şeklinde. Bu nedenle deprem şiddetini daha fazla hissediyor. Bayraklı'da alüvyon çökel zemin bulunuyor. Gelen deprem dalgasıyla çanağı sallayıp, yapıları daha fazla etkiliyor. Hatay merkezde de benzer bir durum olduğu düşünülebilir. Bu da yıkımı artıran sebeplerden biri olarak gözüküyor. Ağırlıklı olarak işyerlerinin bulunduğu yerlerdeki 2000 yılı öncesi olduğunu tahmin ettiğimiz yapılarda yıkım fazla oldu. Toptan bir göçme şeklinde bir gözlemiz var" diye konuştu.

'YAPILARDA UYGULAMA HATALARI ÖNE ÇIKIYOR'

Yapılardaki uygulama detaylarına dikkat çeken Ayatar, "Bir yapının projelendirilmesi, yapılma ve denetim süreci söz konusudur. Depreme göre yapıyı tasarlayabilirsiniz. Ancak bu yapıya göre uygulama yapmazsanız ve denetimini gerçekleştirmezseniz bugünkü gibi acı sonuçlarla karşılaşırsınız. Bölgede uygulama hataları da muhtemel. Yine ilk tespitlere göre donatı miktarları, etriye sıklaştırılması, kanca uygulamasındaki hatalar ile betonda kalitesizlik uygulama hatalarında öne çıkan konular diyebiliriz" dedi.   

?'DEPREMİ TARTIŞMAKTAN ÇOK YAPI GÜVENLİĞİNİ KONUŞMAK ÖNEMLİ'

Yıkım sonrası gündeme gelen bir konuya daha dikkat çeken Başkan Ayatar, "Yıkılan bazı yapılar yolları kapattı. Bu ulaşım açısından büyük bir sıkıntıydı. Şu an gerçekleştirilen hasar tespit çalışmaları için de bu durum sıkıntı yaratıyor. Yapılardaki yıkımlar, halkın toplanabileceği park ve bahçe gibi alanlara doğru gerçekleşmiş. Bunun sonucu olarak da halkın bu alanlarda toplanmasını bu durum engellemiş. Bunun yanında bir an önce yapı stoğuna yönelmek gerek. Depremi tartışmaktan çok yapı güvenliğini konuşmak önemli. Bunun için ilk olarak mühendislik eğitiminin daha nitelikli hale getirmek gerekiyor. Yetkin mühendislik kavramının bir an önce yasalaşması önemli. Meslek odalarının bu konudaki bilgisine başvurulmalı. Son olarak yapı stoğuna dair tüm Türkiye'de envanter çalışması yapılması lazım. İzmir'de başladı, tüm illerde yapılmalı. Bunun sonucu olarak ya yapıları güçlendireceğiz ya da yıkıp yeniden yapacağız. İş birliği önemli. Merkezi idare, yerel yönetim, meslek odaları ve üniversite iş birliğiyle bu çalışmaların biran evvel başlaması gerekiyor" diye konuştu.