GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
5 Mart 2022 Cumartesi 14:48

İzmir'den zeytinlik ve sit alanı yönetmeliklerine tepki

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine, birinci derece doğal sit alanlarının ise yapılaşmaya açılmasına tepki gösterdi. TMMOB İKK Sekreteri Aykut Akdemir, "Tüm bunlar 20 yıllık tükenişin ifadesi. Tükenirken şimdiye kadar 20 yılda kanuna dönüştürmedikleri her şeyi gece yarısı yapmaya başladılar" dedi.

SONKALEİZMİR-TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu üyeleri, Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Lokal ve Eğitim Merkezi'nde basın açıklaması yaparak zeytinliklerin madenciliğe, birinci derece sit alanlarının da yapılaşmaya açılmasına tepki gösterdi.



TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Aykut Akdemir, alınan kararlarla ilgili hükümeti eleştirerek şöyle konuştu:

"İzmir'de İnciraltı'nın tarım alanı vasfının, Çeşme Projesi üzerinden de tüm tarım alanları ve korunması gereken alanların vasıflarının değiştirilmesi söz konusu. Bu kararlar hükümetin ranta dair, rantçı politikaları için her türlü fütursuzlukları ve kanunsuzlukları yapabileceğinin işaretidir. Bu son çıkan yeni yönetmelik 'İhtiyaç olan ne varsa her türlü vasfını biz değiştiririz' demek anlamına geliyor. Kadim kültürümüzün, zeytin ağaçlarına karşı fütursuz şekilde çıkarılmış, gerekçesi son bir iki ayda yaşadığımız enerji krizi bahane olsa da bu talan değişikliğidir. Bu yönetmelikler 20 yıllık tükenişin ifadesi. Tükenirken şimdiye kadar 20 yılda kanuna dönüştürmedikleri her şeyi gece yarısı yapmaya başladılar."

"SAĞLIKLI YAŞAM HAKKI MÜCADELESİ"

Çevre Mühendisleri Odası İKK Temsilcisi Helil İnay Kınay ise şunları söyledi:

"Anayasa'nın en temel ilkesi olan koruma, sürdürülebilirlik ve yaşam hakkı dengesinin aslında mevzuat değişiklikleriyle kamu eliyle korumaktan çok ranta açıldığı, peşkeş çekildiği bir noktadayız. Kamunun temel görevini hatırlatıyoruz. Yeni yönetmeliklerin hepsinin ortak noktası kamu yararı, bakanlıklar ya da bilimsel komisyonlar tarafından karar verilebileceği ilkesi. Yeniden rehabilite etme, yerinden taşıma gibi sihirli kavramlar, alanlardaki talanın önünün açılmasının göstergesidir. Sözlerle eylemlerin farklı olduğu noktada bu mücadele sadece zeytin değil, sağlıklı bir yaşam hakkı mücadelesidir."



"ÖLMEZ AĞACIMIZI RANTA TESLİM ETMEYECEĞİZ"

Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Hakan Çakıcı da TMMOB İKK adına yazılı açıklamayı okudu. Açıklamada şöyle denildi:

"Son 20 yıldır doğal varlıklarımızın talanı hız kesmeden devam etmektedir. Son günlerde aç gözlülerin kanun tanımaz hırsları ile geleceğimizi yok ettiğini dehşetle izlemekteyiz. Yapılan bu değişiklik tüm ülke çapındaki zeytinliklerimizin ölüm fermanıdır. Bu yasadışı düzenleme ile ülkenin farklı yerlerindeki zeytinliklerin yağmalanmasına kılıf hazırlanmaktadır. Yönetmelik değişikliğinde yer alan “Ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetleri” ifadesi, kömür ve jeotermal amaçlı faaliyetlere kolaylık sağlanacağını göstermektedir. Değişikliğin belli şirketlere yönelik olarak düzenlendiği kısa sürede ortaya çıkacaktır. Kazdağları örneğinde de görüldüğü gibi, değişiklikte yer alan “madencilik faaliyeti yürütecek kişinin faaliyetlerin bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini taahhüt etmesi şartıyla” ifadesinin koruyucu hiçbir etkisi yoktur.

"TALANA AÇILMASI İÇİN DAYANAK OLARAK KULLANILACAK"

“Zeytinlik” taşınmaz tarım arazisi vasfıdır. Üzerindeki Zeytin ağaçlarının taşınarak vasfının değiştirilmesi bilimsel kriterlere uygun bir uygulama değildir. Bu uygulama kabul edilemez bir zorlamadır. Tarımsal üretimi desteklememiz gerekirken, zeytinliklerimiz maden ve enerji sermayedarlarına kurban edilmek isteniyor. Yönetmelik değişikliği bundan böyle zeytinliklerimiz ranta ve talana açılması için dayanak olarak kullanılmaya çalışılacaktır. Türkiye 188 milyonluk zeytin ağacı sayısıyla İspanya, İtalya ve Yunanistan’dan sonra dördüncü sıradadır. Türkiye’nin toplam tarım alanının yüzde 3'ünü zeytinlikler oluşturmaktadır. Yetiştirme alanı bu kadar sınırlı ve yüzlerce yıl ürün verebilen, kutsal, bilge, barış sembolü, sağlık iksiri ölmez ağaç zeytin ranta kurban edilemez. Türkiye’de zeytin ve zeytinyağı tüketimi hızla artarken 500 bin zeytin üreticisi ailenin işsizler ordusuna katılması kabul edilemez. Bizler “madencilik” göz boyaması ve kandırmacasıyla aç gözlü şirketlerin zeytinliklerimizi, ormanlarımızı, tarlalarımızı, köylerimizi, insanlarımızı yuttuğu, tükettiği bir ülke istemiyoruz. Biz mevzuat değişiklikleri ile kamu yararı adı altında tarım, orman, doğal sit alanları , zeytin alanlarımızın ranta kurban edilmesine izin vermeyeceğiz."