GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
27 Haziran 2020 Cumartesi 14:41

İzmir'den 'tek adam rejimi' tepkisi

İzmir'de son dönemde seçilmiş belediye başkanlarına yönelik artan saldırılar ve açılan soruşturmalar konusunda İzmir Düşünce Topluluğu'ndan (İDT) flaş bir çıkış geldi. "Tek adam rejimi her türlü hukuksuz ve demokrasi değerlerine aykırı baskıları uygulamaya koydu" açıklamasını yapan İDT, kayyum atamaları ve başta İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer olmak üzere seçilmiş yerel yöneticilere yönelik saldırıların ise kabul edilemez olduğunu dile getirdi.

SONKALEİZMİR- İzmir Düşünce Topluluğu'ndan yapılan açıklamada, "Yerel seçimlerde çok sayıda belediye yönetiminin muhalefet partilerine geçmesinden beri, tek adam rejimi her türlü hukuksuz ve demokrasi değerlerine aykırı baskıları uygulamaya koymuştur. Birçok belediye başkanını doğrudan görevden alıp, yerlerine kayyım atayarak darbe hukukunu uygulamıştır. Bununla da yetinmeyen Başkanlık rejimi, çok sayıda büyükşehir belediyesinde bazen meclis çoğunluğu kullanılarak engellemesi ve bazen de kararnamelerle, adeta yönetimi ve yerel kamu hizmetlerini aksatılmaya çalışılmaktadır" denildi.

SOYER'E YÖNELİK ALGI OPERASONU VAR

Son dönemde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in bazı açıklama ve konuşmalarının da amacından koparılarak adeta bir bardak suda fırtına koparıldığını savunan İDT, "Yandaş medya yoğun bir algı operasyonu yürütmektedir. Gerek kamu hizmetlerinin etkin bir şekilde gerçekleştirilmesinin engellenmesi çabaları ve gerekse başkanlar hakkındaki akıl ve ahlak sınırlarını zorlayan kampanyalar, sadece başkanları yıpratmaya yönelik çabalar olarak düşünülmemelidir. Bunlar aynı zamanda seçmenleri ve şehirleri cezalandırmak anlamını taşımaktadır. İktidar seçilmiş yönetim ve başkanların meşruiyetini tanımayarak, aynı zamanda kendi meşruiyetini de sakatlamaktadır. Belediyeler birer hizmet kurumu olarak, merkezi yönetimin rakibi değildir. Bu hizmetlerin yerinden ve daha etkili yürütülmesini sağlayarak kamu düzenine ve yararına katkı yapmaktadırlar. Ayrıca belediyeler, yöneticileri seçimle işbaşına gelmiş demokratik kurumlardır. Gücün dağılması ve tek elde yoğunlaşmaması anlamında da demokratik bir işlev görürler. Bu nedenle belediyeleri hukuksuz ve demokratik değer ve geleneklere aykırı bir şekilde çalışamaz hale getirmek, her şeyden önce kamu yönetimine ve demokrasiye zarar vermek anlamına gelir" görüşünü dile getirdi.

BU OYUN BOZULACAK

İzmir Düşünce Topluluğu'nun açıklamasında şöyle devam etti: "Uygulanan baskı ve engellemeler ile yürütülen kampanyalar, belediye hizmetlerine ve kararlarına yönelik tepkiler şeklinde ortaya çıkmamaktadır. Dolayısıyla bu normal bir siyasi rekabetten çok uzak bir özel projedir. Sığ bir takım karalama kampanyaları ve çok basit olayları çarpıtarak köpürtmek suretiyle muhalif seçmen kitlesinde bazı ayrışmaların yaşanacağının umulduğu, oyunun bunun üzerine kurulduğu çok açıktır. Her belediye yönetimi ve başkanı uygulama ve kararları ile eleştirilebilir. Ancak seçmen kitleleri arasında ayrışma, soğukluk ve düşmanlık yaratmaya yönelik hiçbir çaba masum bir faaliyet sayılamaz. Siyasi konumunu korumak ve iktidarını yeniden üretmek için sürdürdüğü bu haksız, hukuksuz ve demokratik değerlerden yoksun kampanyaları kınıyoruz. Ülkemizde ve şehrimizdeki demokrasi değerlerini benimsemiş kişi ve kuruluşların bu oyunu bozacağına inanıyoruz."