SONKALEİZMİR-İzmir Tabip Odası ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlığı Derneği (KLİMUD) ortak açıklama ile İzmir'de koronavirüs varyantlarının suşlarının (alt tür) saptandığını açıklamıştı. İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, açıklamanın ardından Sağlık Bakanlığı'na çağrı yaptı.
Analizlerin yaklaşık yüzde 30'unda bildiğimiz klasik varyantların dışında tanımlanamayan yeni bir grubun ortaya çıktığı şeklinde bilgi aldıklarını belirten Çamlı, "Bu örneklerin Ankara'daki Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü laboratuvarlarına nükleik asit dizilim analizi için, yani genomik analiz için gönderildiğini biliyoruz. Bu yeni bir varyant mıdır? Sonuçların net bir şekilde açıklanması gerek" dedi.
(İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı)
"KLASİK VARYANTLARIN DIŞINDA BİR GRUP"
Salgının uzaması ile ortaya çıkan delta, gamma, alfa ve beta varyantlarının Dünya Sağlık Örgütü tarafından kaygı verici olarak tanımlandığını belirten Çamlı şöyle konuştu:
"Bu varyantlar tüm dünyada hızlı yayılmaları, ağır hastalık yapabilmeleri ve aşının etkisinden kaçabilmeleri nedeniyle kaygı verici olarak izleniyor. Son dönemde İzmir'de yapılan testlerde bu üç mutasyonun dışında tanımlanamayan yeni suşlar olduğunu öğrendik. Giderek sayılarının arttığını, yapılan analizlerin yaklaşık yüzde 30'unda bildiğimiz klasik varyantların dışında bir grubun ortaya çıktığı şeklinde duyumlarımız oldu. Bunların bir kısmının örneklenerek Ankara'da Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü laboratuvarlarında nükleik asit dizilim analizi, yani genomik analiz için gönderildiğini biliyoruz. Bunların tanımlanması, dolayısıyla yeni bir varyant olup olmadığının orada açığa çıkması mümkün. Ancak sonuçları Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü paylaşmadığı için tanımlanamayan grubun yeni bir varyant mı yoksa test yapımındaki teknik bir hatadan mı kaynaklandığını bilemiyoruz."
"ANALİZLER İZMİR'DE DE YAPILSIN"
İzmir Tabip Odası olarak Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü'ndeki analiz sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılmasını istediklerini vurgulayan Çamlı şunları söyledi:
"Pandemi uzadıkça, bulaş devam ettikçe virüsler de yeni mutasyonlar ile daha ağır hastalık yapabilen varyantları ortaya çıkarabiliyor. Burada önemli olan varyantların erken saptanması ve klinik özelliklerinin belirlenmesi uygulanabilecek tedbirler konusunda bize ışık tutacaktır. Bu genomik testlerin sadece Ankara'da değil, İzmir'de bu altyapıya sahip olan Dokuz Eylül ve Ege Üniversitesi'nde de yapılmasını ve bunun için gerekli finansman desteğinin sağlanmasını talep ediyoruz. İngiltere ve Almanya'da bu tür genomik analizlerle varyantlar saptanmakta. Bizde ne kadar yapılıyor, ülkemize yönelik bir varyant var mı yok mu. Bu soruların cevabı sonuçların kamuoyu ile paylaşılması ile ortaya çıkacaktır. Aşılandığı halde hasta olanlar, hastalık geçirdiği halde bir daha olan ya da hastalığın klinik belirtileri farklılaşan olgulara mutlaka bu genomik testlerin yapılması gerekiyor. Klinik seyirde farklılık içeren durumlarda bu testlerin yaygın yapılması olası yeni varyantların saptanması açısından kritik önem taşıyor."