Konak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde toplanan kadınlar, öldürülen kadınların isimlerinin yazılı olduğu dövizler taşıyıp, "Susmuyoruz korkmuyoruz, itaat etmiyoruz", "Katiller halka hesap verecek", "Kadın, yaşam, özgürlük" "Anaların öfkesi katilleri boğacak" sloganları attı. Önlerinde kadın ayakkabıları koyan kadınlar oturma eylemi yapıp İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasını da protesto etti.
"KADIN CİNAYETLERİ ÜLKENİN KARA LEKESİ OLAMAZ"
CHP Kadın kolları üyelerinin yanı sıra kadın dernekleri, kent konseyi kadın meclisleri ve yurttaşlar da basın açıklamasına destek verdi. CHP İzmir İl Kadın Kolları Başkanı Nurdan Şenkal Uçar'ın yaptığı açıklama şöyle:
"Saray ve AKP iktidarının kadın cinayetlerini sadece seyrediyor olmasına rağmen bizim birlikte mücadele etme çabamız, dayanışmamız her geçen gün büyüyor. Partimiz, tüm kadın kollarımız ve kadın dernekleri ile birlikte, kadın cinayetlerine ve şiddete hayır diyoruz. Handan, Cansu, Sakine, Zehra, Nursel, Şule, Remziye, Sinem, Serap, Rojda, Yeliz, Güler, Beril, Nevriye, Türkan... Onlar artık yok. Son 15 günde sadece basından haberdar olabildiğimiz kadarıyla 16 kadın, 16 can katledildi. Kadın cinayetleri bu ülkenin kötü kaderi, kara lekesi olamaz. Kadınların erkek şiddetiyle hayattan canice koparılmasına, insan hayatının bu kadar değersizleştirilmesine biz kadınlar asla kayıtsız kalamayız. Hani ihtiyacınız yoktu İstanbul Sözleşmesi’ne, hani yasalar yeterliydi de siz uygulayıp koruyacaktınız.
"ŞÜKRETMİYOR, İTİRAZ EDİYORUZ"
Eşitliği yok sayan zihniyetinizden dolayı İstanbul Sözleşmesi’nden çıktınız. Kadın cinayetleri insan haklarının ihlalidir. İnsana ve kadına şiddeti engelleyen, kadınları ve çocukları canice ve sapıkça saldırılardan koruyan İstanbul Sözleşmesi için, 7 Haziran 2022 Tarihinde hayati bir dava var. Bu davayı Kadın Kolları Genel Başkanımız Sayın Aylin Nazlıaka partimizi temsilen yerinde takip edecek. Çıkacak sonucun takipçisi olacağız. Kadınların aleyhine, canilerin ve şiddetin lehine bir karar çıkması halinde yine bu alanlarda 'İstanbul Sözleşmesi yaşatır' diye haykırmaya devam edeceğiz. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, şiddetin her türlüsüne kadını, çocuğu açık hale getirmektedir. Biz eşitiz, varız, var olacağız. Bir kişi daha eksilmemek için mücadele edeceğiz ve kazanımlarımızdan asla ödün vermeyeceğiz. Kısacası biz yaşamak istiyoruz ve yaşayacağız. Kadına karşı uygulanan her türlü şiddet insanlık suçudur. Emine Bulut’un ve öldürülen kız kardeşlerimizin son sözleri “ölmek istemiyorum” oldu. Bizler de ölmek istemiyoruz. Bunca kötülük, bunca cinayet ve bunca adaletsizlik içinde bize şükretmekten başka çözüm sunamayanlara sesleniyoruz. Katliamlara, katillerin korunmasına, kadının yok sayılmasına şükretmiyor, itiraz ediyoruz."