GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
15 Eylül 2022 Perşembe 17:08

İzmir'de hekimler iş bıraktı: ''Emeğimiz sömürülüyor''

Sağlık Bakanlığı hastanelerinde çalışan hekimlere yapılan ücret zammının üniversite hastanelerindeki doktorlar için uygulanmaması İzmir'de protesto edildi. Özlük haklarının iyileştirilmesini isteyen asistan hekimler, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi ile Ege üniversitesi Hastanesi'nde bugün iş bırakma eylemi yaptı. Hekimler, "Birçok özlük hakkımız ısrarla görmezden gelinmekte ve emeğimiz sömürülmektedir" açıklamasını yaptı.

SONKALEİZMİR-İzmir Ege Üniversitesi Hastanesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde görevli asistan hekimler, bugün iş bıraktı. Sağlık Bakanlığı hastanelerinde görevli hekimlere yapılan ücret zammının kendileri için de uygulanmasını isteyen hekimler basın açıklaması yaparak Sağlık Bakanlığı ve hükümete tepki gösterdi.



"MESAİ ÜCRETLERİ TAM VERİLMİYOR"

Dokuz Eylül Hastanesi bahçesinde yapılan açıklamada dün Esenyurt Hastanesi'nde öldürülen güvenlik görevlisi Tuğrul Okudan da anıldı. Hekimlerin yaşadığı sıkıntıların anlatıldığı ve iş bırakma eyleminin yarın da süreceği belirtilen açıklama şöyle:

"Ağır çalışma ve eğitim şartları, can güvenliğimizin olmaması, 5 dakikada bir hasta bakma dayatmasıyla kalitesiz sağlık hizmeti verilmesi, 36 saatlik nöbetler, izinlerimizin verilmemesi, 30 gün/24 saat ücretsiz icap nöbetleri, malpraktis davalarında haksız ve orantısız rücular, normal mesainin yarısı kadar ücrete zorunlu nöbetler, adil olmayan ücret dağılımı ve emekliliğe yansıyan tek kalemde maaş verilmemesi gibi birçok özlük hakkımız ısrarla görmezden gelinmekte ve emeğimiz sömürülmektedir. Nöbet mesaisi ücretleri, tüm meslek gruplarında normal mesainin üzerindeyken bizde hala yarı ücrete devam ettirilmektedir. Birçok şehirde meslektaşlarımız branşının tek doktoru olduğu için 30 gün/24 saat icap nöbeti adı altında zorla çalıştırılmakta ve emekleri sömürülerek karşılığında 5 günlük çeyrek mesai ücreti verilmekte, 25 gün ücretsiz çalıştırılmaktadır. Ayrıca son yönetmelikle nöbet ertesi izin hakkı getirilmiştir. Bu nedenle de ücretleri kesilecek arkadaşlarımız birçok yerde kayıt dışı mesailerine devam ettirilecek ve bunun karşılığı ücret verilmeyecektir. Bu durumda bu konunun takipçisi olacak ve tüm haklarımızı kullanacağız.



"GELİR FARKI OLUŞUYOR"

12 Ağustosta emeğimizin karşılığı olarak 'Beyaz Reform' olarak lanse edilen yönetmelik yayınlanmış, ekonomik haklarımızda kısmen iyileştirme yapılmıştır. Fakat hekimler gelir getiren ve getirmeyen olarak sınıflandırılmış, birçok gruba bölünmüş ve maaşımız tek kalemde verilmediği için emekliliğe yansımayan düzenlemeler yapılmıştır. Nitekim hali hazırda üniversitelerde görev yapan hekimler olarak bulunduğumuz iller hatta bölgelerde en zor vakalarla başetmeye, en ağır hastaları tedavi etmeye çalışmamıza rağmen de Yüksek Öğretim Kurumuna bağlı olduğumuz gerekçesiyle kapsam dışı bırakılmıştı. Tam 1 aydır her gün mağduriyetimizi iletmemize rağmen, 15 Eylül saat gece 5 sularında YÖK kapsamındaki üniversitelere de ek ödeme yönetmeliği çıkmıştır. Çıkan bu yönetmelik, 1 Ağustos 2022 tarihinden itibaren kapsayıcı olup, 1 aylık hak kaybı oluşturmuştur. Israrla karşı çıktığımız “gelir getirmeyen” tanımı burada da kullanılmış, ayrımcılığa devam edildiği görülmüştür. Katsayı farkı kaldırılmamış, mahsuplaşmanın kalktığı söylense de çıkan yönetmelikte mahsuplaşma kaldırılmamıştır. Bu sebeple YÖK ile SBA kadrosu arasında gelir farkı oluşacağı öngörülmektedir."

"BU SİSTEM SÜRDÜKÇE SAĞLIKTA ŞİDDET DURMAZ"

İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Ceylan Özkan da İzmir Sağlık Platformu adına asistan hekimlere destek açıklaması yaptı. Özkan şunları söyledi:

"Asistan hekimlerin hak mücadelelerinin dün olduğu gibi yarın da yanında olacağımızı belirtmek isterim. Hekimler yine ağır iş yükü altında ne kadar çok çalışırlar ameliyat yaparlar ve poliklinik hizmeti verirlerse o kadar ek ödeme almaya devam edecekler. Bu yönetmelikler hiçbir şeyi değiştirmiyor. Çalışma koşullarını bu kadar zedeleyen ve insan ilişkilerini bu kadar olumsuz etkileyen performans sistemi yerine emekliliğe yansıyan adaletli ve istikrarlı bir ücret politikasını her zaman öncelemekteyiz. Bu nedenle isim değişikliği ile sürdürülen performans sistemini kabul edilebilir bulmuyoruz. Bu sistem sürdükçe kanayan yaramız olan sağlıkta şiddet durmayacaktır."