SONKALEİZMİR-DİSK Emekli Sen İzmir, Aydın, Muğla, Manisa, Balıkesir, Denizli, Uşak, Afyon ve Kütahya örgütleri, bugün İzmir Cumhuriyet Meydanı'nda toplandı. Üzerinde "Emeklilerin geldiği son durum" yazılı tabut taşıyan emekliler, temsili olarak tencerede taş kaynattı.
Meydanda 2018 yılına ait dolu olan ve 2022'ye ait daha boş alışveriş fileleri gösterildi, DİSK Emekli Sen İzmir Şube Başkanı Sebahattin Yeşiltepe ise kefen giyerek gezdi. Emekliler, "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz", "Emekliyiz, haklıyız, kazanacağız", "Hükümet istifa", "Saraya değil emekçiye bütçe" sloganları attı.
"EKMEĞE HER GÜN ZAM GELİYOR"
Emekliler adına basın açıklamasını DİSK Emekli Sen Genel Başkanı Cengiz Yavuz yaptı. Açıklama şöyle:
"Bizler için bu ülkenin 14 milyonu aşkın emekli ve hak sahibi yurttaşı için yaşamak güç, yaşamak zulüm, yaşamak imkansız. Yaşamak güç, zira geçinemiyoruz. Ekmek pahalı, cebimizde ise üç kuruş. Ekmeğe her geçen gün zam geliyor. Cebimizdeki üç kuruş ise her geçen gün eriyor. Yaşamak zulüm zira barınamıyoruz. Elektrikten suya, ev kirasından doğalgaza gelen zamlar karşısında cebimizdeki üç kuruş ne faturalarımızı ödemeye yetiyor ne de kiramızı denkleştirmeye. Yaşamak imkansız, zira sağlık hizmetlerine erişemiyoruz. Sağlık sisteminin piyasalaştırılmasının, sağlıkta katkı payı ödemelerini karşılayacak maddi güçten yoksun bırakılmanın bedelini sağlığımızdan, canımızdan olarak bizler ödüyoruz. Açlık sınırının 8 bin liraya, yoksulluk sınırının 25 bin liraya dayandığı bir Türkiye’de yaşıyoruz. Asgari ücretin açlık sınırı altında belirlendiği, emeklilerin ise asgari ücretin dahi altında maaşlarla geçinmeye zorlandığı bir Türkiye’de yaşıyoruz.
"SESİMİZ DUYULUYOR ÇÜNKÜ GEÇİNEMİYORUZ"
En düşük işçi emekli maaşının 3 bin 500 lira olduğu bir Türkiye’de 7 milyon emeklinin çalışmak zorunda kaldığı bir Türkiye’de yaşıyoruz. Kira ortalamalarının Bursa’da 4 bin, Ankara’da 5 bin, İzmir’de 7 bin, İstanbul’da 10 bine ulaştığı bir Türkiye’de yaşıyoruz. Son bir yılda elektriğe yüzde 150; doğalgaza yüzde 170’e yakın zam yapılmış bir Türkiye’de yaşıyoruz. Kara kışın kapıyı çaldığı bugünlerde kışı soğukta, kışı karanlıkta geçireceğimiz bir Türkiye’de yaşıyoruz. Doktora görünsek ilaç almaya; kiramızı ödesek soframıza ekmek koymaya yetmeyen emekli maaşları; sosyal devlet ilkesinin hangi ölçütü ile bağdaşmaktadır? Sosyal devlet; gerçek eşitliği, toplumsal adaleti sağlamakla yükümlü devlet anlamına gelmemekte midir? Sesimiz, kulaklarını mühürleseler de saraylarının duvarlarını yükseltseler de duyuluyor artık. Sesimiz duyuluyor çünkü geçinemiyoruz, barınamıyoruz, yaşayamıyoruz. Çünkü bıçak kemiğe dayandı; emekliler olarak susmuyor; yaşamlarımızdan vazgeçmiyoruz."
SARI: "BÜTÇE HALKTAN YANA DEĞİL, RANTTAN YANA"
DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı da hükümeti eleştirerek şunları söyledi:
"2023 yılına girerken iktidar bütçeyi yine halktan yana değil, ranttan yana kullanmış durumda. Bu ülkede sadece emeklilerin sorunları yok. Kadınların, işçilerin sorunları var. Bu ülkede laik demokratik cumhuriyeti isteyen devrimcilerin mücadelesi var. Sadece kendi haklarımızı, mücadelemizi büyütmek için gelmedik. Sahte dincileri protesto etmek için geldik. 6 yaşındaki çocuk gelinleri protesto etmek için geldik. Bu ülkeyi öyle bir hale getirdi ki AKP hükümeti. Biz bu mücadeleyle her gün cumhuriyet meydanından, ülkenin her meydanından yaktığımız ateşle karanlıktan aydınlığa giden yolda emekli yoldaşlarla bunu başaracağımızı ifade ediyorum."
"BU DA GARİBANIN 'BEŞİ BİR YERDE'Sİ"
ANKA Haber Ajansı'na konuşan emekliler de AKP hükümetine tepki gösterdi. Boynuna taktığı biber, patates, soğan, salatalık ve domatesi "Bu da garibanın beşi bir yerdesi" diyerek anlatan "Esma Minareci, "Bunları böyle alabiliyoruz. Hükümetin emeklileri getirdiği nokta bu. Ben akşam üzerleri pazara çıkıyorum. O kadar garibanlar ki. İçecek su bile pahalı. 5 lira bir su olur mu? Bazı yerlerde 10 lira. Herkes artık bütçesine göre ölmemek için yiyor. Kira elektrik, su. Çocuklar, okula gidenler var. Hastalık aldı başına gidiyor. Raporlu ilaçlara bile dünyanın parasını ödüyor insanlar. Nerede kaldı sağlık? Yaşam yok. Emekli işçi bitti" dedi.
"MAALESEF EMEKLİ BİTMİŞ DURUMDA"
Elinde 2018 ve 2022 yıllarını gösteren iki ayrı alışveriş filesi taşıyan Ayşe Gül adlı bir emekli ise şöyle konuştu:
"2018 yılında markete, manava, pazara çarşıya gittiğimizde filelerimizi doldurabiliyorduk. 2022'de maalesef emekli bitmiş durumda. 2022'nin boş filesi. İçinde ekmek, makarna, bir patates, bir soğan. Birer kilo alamıyoruz artık. Maalesef geçinemiyoruz. Üniversitede okuyan kızım var. Şehir dışında okuyor. Liseye hazırlanan başka bir kızım var. Onun ihtiyaçları, kırtasiye masrafları var. Çocuğumuza beslenme koyamıyoruz artık. Talebimiz emekli ezilmesin. 13 bin liranın altında olmasın emekli maaşı. Biz de Avrupa'daki emekliler gibi rahat yaşamak istiyoruz."
"ENFLASYON DEĞERLERİ DÜŞÜK GÖSTERİLİYOR"
Emekli öğretmen Erdoğan Deprem de geçinemediklerini belirterek, "Ücret pazarlığı, yandaş sendikalarla yapılan anlaşmalar... Sürekli kaybeden biz oluyoruz. Enflasyon değerleri düşük gösteriliyor ve biz kaybediyoruz. Çocuklarımıza güzel bir gelecek bırakmamız gerekiyor. Onlara iş güvencesi sağlamamız gerekiyor. O kadar sorun var ki. Bu mücadele sürecek. Bu emek mücadelesidir. Onlar ceplerini doldurmaya çalışacaklar. Biz de onların karşısında durup hakkımızı arayacağız" diye konuştu.
"BEŞLİ ÇETEYE VERECEĞİNİZE HALKA YANSITIN"
Bir başka emekli Uğur Önal ise TÜİK verilerine tepki göstererek şunları kaydetti:
"Bütçe görüşmeleri yapılıyor. Gördüğümüz kadarıyla bu bütçede emekli yok. emekçi, halk yok. Bu bütçe sarayın, yandaşların bütçesi. Maaşlarımız da artmasın, istemiyoruz. Bu hayat pahalılığının önüne geçilsin. Maaşlarımız önümüzdeki ay belirlenecek. TÜİK denen uyduruk bir örgüt, devlet güdümünde. O belirliyor. Gerçek enflasyon değil, hepimiz biliyoruz. Bu durumda hükümet onların belirlediği oranda zam verecek. Verse ne olacak? Biz daha zammı almadan verecekleri gitti. Sonra 6 ay ne yapacağız, bilemiyoruz. Geçim zor. Kış şartları geldi. Yakacak yok, yiyecek içecek temel gıda maddeleri almış başını gidiyor. Marketlerin önünden bakıp gidiyoruz. Biz de varız. Emekliler, halk var. O bütçeyi biraz da bize adaletli dağıtın. Biz de insanca yaşama kavuşalım. Yandaşlarınıza, beşli çeteye vereceğinize halka, emekliye yansıtın. Yıllarımızı verdik bu ülkeye. Alın terimiz, el emeğimiz var. Sata sata bitiremediğiniz bütün birikimlerimizde bizim alın terimiz var. Bizim hakkımızı da inkar etmeyin."