SONKALEİZMİR- DİSK, KESK, İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası gibi sendika, sivil toplum örgütü ve siyasi partilerin bir araya gelerek oluşturduğu İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Gezi eylemlerinin 9'ncu yıldönümünde kitlesel bir basın açıklaması yaptı. Gündoğdu Meydanı'na yürüyen grup, "Karanlık Gider Gezi kalır” pankartı açıp “Faşizme karşı omuz omuza”, “Her yer Gezi her yer direniş”, “Faşizme ölüm halka hürriyet”, “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek” sloganları attı.
Ancak, gençlerden oluşan bir grup, Gündoğdu Meydanı yerine Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde yürüyüp slogan atmak istedi. Polisin gruba izin vermemesi üzerine gergin anlar yaşandı. Çıkan arbedede 5 kişi gözaltına alındı. Polisin yaka paça gözaltına aldığı 5 kişi, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri'nin araya girmesiyle serbest bırakıldı.
Gündoğdu Meydanı'ndaki açıklamayı İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Necip Vardal okudu.
Gezi'nin ülke tarihinin en onurlu ve haklı halk hareketlerinden biri olduğunu vurgulayan Vardal, şunları söyledi:
"Yıllardır süren antidemokratik ve baskıcı ortamda kaç çocuk sahibi olacaklarından, çocuklarını hangi okullara göndereceklerine, nasıl giyinip ne yiyip içeceklerine, hangi müziği dinleyip, hangi festivale gideceklerine kadar yaşamlarının her hücresine müdahale edilen, en temel sendikal hakları tek tek ellerinden alınmasına rağmen kölece çalışmaları beklenen milyonlar 'yeter artık' diyerek omuz omuza verdiler. Demokrasiye, adalete, özgürlüğe susamış her yaştan, her kimlikten, her düşünceden, her inançtan, her meslekten milyonlar dayanışmayı, karşılıklı saygı ve sevgiyi, kardeşliği temel alan bir toplumsal direnişe, GEZİ’YE imza attılar."
Vardal, Gezi'nin ekoloji, hak, emek, kadın, laiklik, barış mücadelesi olduğunu belirtirken, haklarında hapis cezaları verilen Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Can Atalay, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi ile dayanışma içinde olmaya devam edeceklerini söyledi.
Gezi'den sonraki 9 yılda ülkede olağanüstü halin kalıcı hale getirildiğini savunan Vardal, şöyle konuştu:
"Tek bir kişinin ağzından çıkan her sözün ferman kabul edilir hale geldiği, en temel özgürlüklerin dahi askıya alındığı bir düzene geçildi. Bu düzenin muktedirleri, farklıkları zenginlik olarak gören, hiç kimseyi ötekileştirmeyen, dışlamayan GEZİ’nin değerlerine, demokrasi, özgürlük, adalet, eşitlik talebine adeta savaş açtılar. GEZİ’Yİ, hafızlardan silip atmak için olmadık yalanlara, iftiralara sığındılar. 12 gencimizin yaşamını yitirmesine, binlerce insanımızın yaralanmasına yol açanlar GEZİ’YE vandallık etiketi yapıştırmaya kalktılar. FETÖ’den devralınan iddia-namelere sığınarak, kişi veya kurumlara mal edilemeyecek genişlikte ve zenginlikte çok önemli bir toplumsal direnişten gizli örgüt, darbe senaryosu çıkarmaya çalıştılar. Milyonların eseri bir direnişi sahiplenen açıklamalarını, attıkları tweetleri ‘suç delili’ gibi gösterdikleri insanlar için ağırlaştırılmış müebbet cezası isteyecek kadar pervasızlaştılar. Beraat ile sonuçlanan her davadan sonra bile düşmanlaştırıcı, hukuk tanımayan açıklamalarına yenilerini eklemeye devam ettiler. Üretime değil, betonlaşmaya, ranta dayalı, iğneden ipliğe dışarıya bağımlı hale getirerek çökerttikleri ekonominin faturasını bile GEZİ’YE bağladılar. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar milyonların eseri GEZİ’Yİ hafızlarımızdan silmeye, GEZİ’NİN değerlerini, ruhunu yok etmeye güçleri yetmedi. Milyonların demokrasiye, adalete, özgürlüğe, insanca yaşamaya olan özlemi sürdükçe de yetmeyecek, GEZİ hep yaşayacak."
Vardal, Kazdağları'ndan, Salda Gölü’ne, Kirazlıyayla’dan Olimpos’a, zeytinlik alanlarından Çeşme Yarımadası'na uzanan alanlarda doğa talanının hız kesmeden sürdüğünü, toplumsal yaşamın her alanının Diyanet fetvaları ile yeniden şekillendirilmeye çalışıldığını dile getirdi.
Özgürlükten, demokrasiden, barıştan, yaşanabilir bir kent ve doğadan yana olan herkesin açlıkla, ölümle ve hapisle sınandığını savunan Necip Vardal, şöyle devam etti:
"Buna karşın katillerin hırsızlıların, yolsuzluk yapanların, tacizci ve tecavüzcülerin pandemi fırsatçılığı ile dışarı salındığı, sadece kamu emekçilerinin hak ve çıkarlarını değil, kamu hizmetlerinden yararlanan milyonlarca yurttaşın haklarını korumak için çalışan, emek meslek örgütleri üyelerinin sürgün gibi çağdışı cezalarla karşı karşıya bırakıldığı günümüz koşullarında Gezi’nin değerlerine, dayanışmaya, birliğe, daha çok ihtiyacımız var. Gezi değerlerini kendi değerleri olarak gören emek demokrasi güçleri olarak, her geçen gün daha yakıcı hale gelen bu ihtiyaca cevap vermek için, eşitliğin, özgürlüğün, barışın, laikliğin, dayanışmanın, insanca yaşamın hakim olduğu bir ülke için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz."
Vardal, Gezi sürecinde hayatını kaybeden Berkin Elvan, Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz, Abdullah Cömert, Medeni Yıldırım, Hasan Ferit, Ahmet Atakan ve Mehmet Ayvalıtaş’ı da andı. Anıları önünde saygıyla eğildiklerini söyledi.
Basın açıklamasının ardından meydanda Praksis müzik grubu bir konser verdi. Gergin başlayan eylem, grubun hareketli şarkılarıyla son buldu.