90. İzmir Enternasyonal Fuarı kapsamında yedinci kez yapılan İzmir İş Günleri, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in online olarak katıldığı “İklim Krizinde Tarım ve Gıda: Ticaret ve Lojistik Stratejileri” paneli ile devam etti. İzmir Ticaret Borsası organizasyonunda, Tarım Editörü İrfan Donat'ın moderatörlüğünü yaptığı panelde Başkan Tunç Soyer ile T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Aylin Çağlayan Özcan, Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık konuşmacı olarak katıldı.
Tesadüfe bırakmıyoruz
İklim krizine karşı dayanışma vurgusu yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Avrupa Birliği'nin Yeşil Mutabakat çalışmalarını önemsediklerini ifade etti. Soyer, “Yeşil Mutabakat, İzmir Büyükşehir Belediyemizin doğayı koruyarak yerel üreticiyi güçlendirmeyi hedeflediği 'İzmir Tarımı' vizyonuyla bire bir örtüşüyor. İzmir’de başlattığımız bu yeni tarım politikasının iki hedefi bulunuyor: Kuraklık ve yoksullukla mücadele. 2019 verilerine baktığımızda Türkiye’de su tüketiminin yüzde 77’sini tarımsal sulama oluşturuyor. Bu nedenle, kuraklıkla mücadelede ana önceliğimiz tarım sektöründeki aşırı su tüketiminin önüne geçmek. İzmir’in doğasına ve iklimine uygun ürün desenini her bir havza için ayrı ayrı belirliyor ve doğru ürünlere hem alım, hem de satış garantisi veriyoruz. İzmir Tarımı ile yoksullukla mücadeleyi baştan sona planlıyor, küçük üreticinin gündemindeki hiçbir konuyu tesadüfe bırakmıyoruz” dedi. Başkan Soyer, tarımsal sulamada kullanılan suyu yüzde 50 azaltmayı hedeflediklerini de sözlerine ekledi.
Rekabet edebilir hale getiriyoruz
İzmir Tarımı'nın iyi ve temiz gıdanın tarladan sofraya ulaştığı tüm süreçleri içerdiğini aktaran Soyer, konuşmasına şöyle devam etti:
“Gayretimiz, üreticimizin doğduğu yerde doymasını sağlamak. Bugün tarım ürünlerinde görülen hastalıkların çoğu yanlış ürün tercihinden kaynaklanıyor. Coğrafya ve iklimle uyumlu ürün deseni tercihi, aynı zamanda hastalıklara daha dirençli, dolayısıyla kimyasal katkılara, tarım ilaçlarına ihtiyaç duymayan ürünlerin yetiştirilmesi demek. Yeşil Mutabakat çerçevesinde belirlenen hedefler de tam olarak bizlere bunu gösteriyor. İyi ve sağlıklı gıdayı İzmir’den dünya sofralarına ulaştırmak, bunu yaparken de yerel üreticiyi ve kırsalı kalkındırmak temel önceliğimiz. İzmir Tarımı’nın satış ve pazarlama ayağı tarımsal ürünün katma değerini artıran markalaşma süreçlerini, iç ticareti ve ihracatı kapsıyor. Böylelikle küçük üreticimizi iç ve dış piyasada büyük tarım şirketleriyle rekabet edebilir hale getiriyoruz.”
İlham olsun
Sasalı’da açılan İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi hakkında bilgiler veren, Terra Madre’yi “Terra Madre Anadolu” adıyla yapacaklarını belirten Soyer, “İzmir Tarımı’nın odağında İzmir’in ekolojik zenginliğini koruyarak, şehrin ekonomisini geliştirmek yatıyor. Geleceğin ekonomisi, ekolojiyle bir arada büyümek zorunda. Yeşil Mutabakat kriterleri, üretimden ihracata tüm süreçlere getirdiği düzenlemelerle bu dönüşümün ilke ve yöntemlerini ortaya koyuyor. Başka Bir Tarım Mümkün diyerek tarif ettiğimiz İzmir Tarımı’nın, tüm Türkiye’ye ve dünyaya ilham olmasını diliyorum” dedi.