SONKALEİZMİR-İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan ek tedbirlerin salgınla mücadele için yetersiz olduğunu söyledi. Günlük 60 bine yaklaşan vaka sayıları ile ortalama 270 civarında can kaybı yaşandığını vurgulayan Çamlı, mağdur kesimlere ekonomik destek sağlanması kaydıyla 28 günlük tam kapanmanın şart olduğunu söyledi.
"HENÜZ PİK ZİRVESİNE ULAŞMADIK"
SONKALE'ye konuşan Çamlı, Türkiye'nin vaka sayıları bakımından dünyada ilk 3'te yer aldıklarını vurgularken, şunları söyledi:
"Bu kadar vahim bir tablodayız. Tırnak içerisinde söylüyorum, bir süredir bazı tedbirler alınmasına ağmen bu noktaya geldik. 6-7 hafta öncesine göre İzmir'de 7 katına çıkan vaka sayıları var. Türkiye7de 8-9 bin olan vakalar, 60 binlere çıktı. Kısmı kapanma adıyla yeni tedbirler duyuruldu. Sokağa çıkma yasağı 21.00'den 19.00'a alındı. Kafe ve restoranlar paket servise geçirildi. Halı saha, bilardo salon ve kıraathaneler kapatıldı ama AVM'ler açık. Mesailer 16.00'ya çekildi ancak haftanın 5 günü fabrikalarda, iş yerlerinde yoğun çalışma sürüyor. Toplu taşımaya biraz kısıtlama getirildi. Bu tedbirler vahim tabloyu durdurabilecek tedbirler değil. Bunların yeterli olmayacağı kesin. Cumhurbaşkanı da 15 gün sonra bakacağız diyerek birtakım şüpheleri olduğunu dile getirdi. Bu tedbirleri 15 gün önce de alabilirdik. Niye 15 gün önce almadık da Ramazan'ın başlamasını bekledik. Henüz Covid pikinin zirvesine ulaşmadık. Geç kalıyoruz, 28 günlük tam kapanma şart"
"GEREKİRSE BORÇ BİLE ALINABİLİR"
Lütfi Çamlı şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından bir gün önce Bilim Kurulu toplantısı vardı. Birtakım kararlar aldılar ve hükümete önerdiler. Şeffaf bir yönetim olmadığı için Bilim Kurulu'nun ne önerdiğini bilmiyoruz. Sızan bilgilere göre Bilim Kurulu'nun da tam kapanma önerisinin olduğu söylenmekte. Bilim Kurulu'nun bazı üyelerinin de kendi tavsiyelerine göre yönetilmediğini söylediği iddia ediliyor. Tam kapanma ekonomik sıkıntı getirecektir ancak bir ülkenin en önemli çıkarı vatandaşlarının hayatıdır, sağlığıdır. Toplum sağlığının önüne hiçbir şey geçemez. Türkiye'nin ekonomik kaynakları bu yükü kaldırabilir. Gerekirse borç bile alınabilir. Bu önemli ve hayati bir konu. Birtakım yatırımlara bakıldığında oralara harcanan paraları düşündüğünüzde bunun toplum sağlığı için kullanılabilmesi de mümkün."