Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) ve İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) işbirliği ile hazırlanan Kent Bölge Yerel Yönetimde Yeni Dinamikler Raporu, Batı Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu (BASİFED) desteği ve Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD) ev sahipliğinde düzenlenen toplantı ile İzmir'de masaya yatırıldı. EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Aslan ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya CHP'li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Seda Kaya Ösen, TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve çok sayıda sektör temsilcisi katıldı.
CHP'li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer 'Türkiye'nin kentlerinden kentlerin Türkiyesi'ne' tanımının çok doğru olduğuna dikkat çekerek, konuşmasının başında 2015 yılında Paris'te ilk kez global sorunla ilgili yerel yöneticilerin davet edildiği bir zirvenin yapıldığını hatırlattı. Dünyanın her yerinden 400 yerel yöneticinin bu zirveye geldiğini dile getiren Soyer, Birleşmiş Milletler'in her 15 yılda bir kalkınma hedefleri koyduğunu belirterek, "2015 yılından 2030 yılına kadar tamamlanması öngörülen 17 hedef vardı. 2016'da 20 yılda bir düzenlenen Habitat zirvelerinde sürdürülebilir kalkınma hedefi masaya yatırıldı. Yeni kent gündemi adıyla bir ajanda konuldu. Tüm dünyada kentlerin öneminin anlaşıldığı, öneminin arttığı bir döneme girildi. Kentleri keşfetmeye başlıyoruz. Kentler ülkelerden daha kuvvetli algılara sahip. İzmir'in hak ettiği yerde olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu bir kader değil tam tersine İzmir'in tarihi ve geçmişte yaşadığı dönem hak ettiği bir dönemdi. Şimdi elimizde daha fazla güç var. Bugün yeniden ihya edilecek İpek Yolu'nun İzmir üzerindeki etkisinin çok daha güçlü olmasını sağlamak mümkün. İzmir'in küllerinden yeniden doğması ve itibar kazanması mümkün" dedi.
Toplumdaki kadın ve demokrasi kavramlarının da altını çizen Başkan Soyer, Seferihisar'da kadınların 15 yıl önce kent merkezinden elini kolunu sallayarak geçemediğini belirtti. Kahvelerdeki erkeklerin bakışlarından rahatsız olan kadınların üretime girdikçe özgürleştiğini ifade eden Soyer, bugünlerde o meydandan geçen kadınların, erkeklerin oturuşuna dikkat etmelerini sağladığını kaydetti. Soyer şöyle konuştu:
"Kadın ürettikçe toplumu ıslah ediyor. Sosyolojik bir dönüşümün önünü açıyor. Demokrasi de aslında birlikte yaşamak demek, birlikte yaşamanın kuralları demek. Demokrasinin en güzel yaşam biçimi olduğunu hatırlamamız lazım. Hız çağında yaşıyoruz ve bir durup bakmak lazım. Geçmişin hazinesini nasıl kullanabiliriz düşünmek lazım. Kadının ürettiği, özgürleştiği ve demokrasinin kökleştiği bir coğrafya hedefinin içinde yer almaktan gurur duyarız. Birlikte üretmeye hazırız. Başka çaresinin olmadığını biliyoruz. Eğer birlikte çalışabilirsek kadının da demokrasinin de geleceğinin çok daha iyi olabileceğini söyleyebiliriz."
'KALKINMA YERELDEN BAŞLAR'
Toplantının açılışında konuşan EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Aslan da İzmir'in kent-bölge oluşumunun en net görülebileceği metropol alanlardan birisi olduğunu ifade etti. Tarihsel olarak sadece Ege'nin değil, Akdeniz'in de bir parçası olduğunu anlatan Aslan, "Akdeniz bölgesinde kendisi gibi diğer kadim liman kentleri ile güçlü bir ekonomik ve sosyal bağ kurma kapasitesine sahiptir ki bu doğrultuda Tunç Soyer Başkanımızın Akdeniz Şehirleri başlığı altında kamuoyuna da yansıyan ciddi çalışmaları sürmektedir. Siyasal destek, kurumsal gelenek, mali imkanlar ve kurumsal kapasite anlamında güçlü bir büyükşehir belediyesine sahip olduğumuzu da bu vesileyle hatırlatmak isterim. İzmir ayrıca ticaret ve sanayi odaları ve diğer ekonomik örgütler nezdinde önemli bir temsil gücüne ve etki etme kapasitesine sahiptir. Bu doğrultuda hayli örgütlü ve temsil gücü yüksek siyasal, ekonomik ve mesleki çevrelere ev sahipliği yapmaktadır. Tüm bunların bir sonucu olarak da son dönemde ulusal alanda nitelikli insan göçünün merkezi haline gelmiştir. Bu tarz raporların; sunulan önerilerin ve fiziki çıktıların İzmir'e katkıları ortadadır" dedi.
TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan da yaptığı konuşmada küresel rekabetçilik ve sürdürülebilir kalkınmanın önemine dikkat çekerek geleneksel modellerin artık tarihe karıştığını savundu. Kent bölgelerin öne çıktığı; ekonomik, siyasal ve toplumsal bir kalkınma modeline geçişin söz konusu olduğunu hatırlatan Turan, "21. yüzyıl dünyası, pek çok açıdan kentlerin dünyası olacaktır. Dolayısıyla kentlerin kalkınması öncelikle, çevresindeki bölgeleri ve ülkemizin de kalkınmasını pozitif etkileyecektir. Kentimiz ne kadar yüksek katma değer yaratırsa, ülkemiz o ölçüde bundan yararlanacaktır. TÜRKONFED olarak, bölgeler arası gelir adaletsizliğinin giderilmesi ve sürdürülebilir kalkınmanın, yerelden başlayacağına inanıyoruz. Yerel kalkınmada, yerel yönetimlerin kilit aktörlerden biri olduğunu düşünüyoruz. Sürdürülebilir kalkınma da ancak yerelin potansiyelleri ölçüsünde sağlayacağı katma değer ile mümkün görünüyor" diye konuştu.
BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Seda Kaya Ösen ise bölgeye öncülük eden, çevresini destekleyen, bölgesindeki diğer kentlerle kurduğu koalisyonlarla, uluslararası kentlerle işbirliği ile ön plana çıkmış kentlerin önemine değindi. Özellikle yerel yönetimlerde katılımcılık ve iyi yönetişim, insan odaklı yaklaşımla, kentin sanatsal birikimini de sürekli geliştiren bir vizyona sahip olunduğunu anlatan Ösen, "Beraber kentin çeperinde ve merkezinde bulunan kaynakları, tarımsal üretimi ve belki de en önemlisi bilgiyi en etkin şekilde kullanan kentler dönemindeyiz. Bu bilginin kullanımını da kent ölçeğinde açmak gerekirse özellikle inovasyon, endüstri 4.0 ve nesnelerin interneti tabirleriyle sıkça karşılaştığımız bu dönemde, yüksek teknolojinin bölgenizde üretilmesinin imkanlarını yaratmak ve kentinizi bu üretimin üssü yapmak anlamına geliyor. Bunun yolu da modern ve verimli altyapılar, vasıflı işgücü ve tabi ki kesintisiz enerji kaynaklarına sahip olmanın yanında tüm bunları optimize etmekten geçiyor" diye konuştu. Ösen, kent çağı döneminde yerel yönetimlerin asli görevlerinin de dönüşüm geçirdiğini söyleyerek barınma, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik ve sosyal koruma sistemini daha geniş bir perspektiften ele alacak yeni bir yaklaşımı özellikle yerel yönetimler anlayışında egemen kılmak gerektiğini savundu.
Konuşmaların ardından 'Kent Bölge Kavramı Yerel Yönetimde Yeni Dinamikler ve İzmir' paneli gerçekleştirildi.